İnci Holding, Dimes, Karaköy Güllüoğlu, İzmir Özel Türk Koleji, İzmir Özel Çamlaraltı Koleji, Şentaş, Sevilen Şarapları ve Ali Muhiddin Hacı Bekir markalarının kuruluş hikayeleri, temel değerleri, sembolleri, başarıları, marka miraslarını korumak ve geliştirmek için gösterdikleri çaba, kitapta detaylıca anlatıldı. Detay Yayıncılık imzasıyla okuyucularla buluşan eser, şirket kurucularının marka mirası ve marka sermayesine etkisini araştırması yönünden de literatürde ilk olarak tarihe geçti.
ÜÇÜNCÜ VE ALTINCI KUŞAK TEMSİLCİLERİ YÖNETİYOR
Uzun ve titiz bir çalışmanın ardından kitabı hazırladığını belirten Burçin Önder, kısa süre içerisinde aldığı olumlu dönüşlerin kendisini çok mutlu ettiğini söyledi. Ali Muhiddin Hacı Bekir markasının ailenin altıncı kuşak, diğer markaların ise ailenin üçüncü kuşak temsilcileri tarafından yönetildiğini belirten Önder, aile şirketlerinin uzun süre başarılı bir şekilde yaşaması açısından da bu markaların güzel bir örnek olduğunu ifade etti. Marka mirası kavramının tüketiciler tarafından da önemsendiğini aktaran Önder, “Marka mirası, zamansız bir kavram. Markanın güvenilir olduğunu, geleceği ve şimdiki zamanı kucakladığını ifade eden bir tanım. Finans ve pazarlama alanındaki duayen isimler, çalkantılı dönemlerde şirketlerin köklerine, kuruluştaki felsefesine dönmesini tavsiye ediyor. Bu noktada markanın geçmişi ve kuruluş vizyonu çok değerli” diye konuştu.
EN GENCİ 1961’DE KURULDU
Önder, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kökleri uzun yıllar öncesine dayanan markalar, tüketicide güven ve kalite hissi uyandırıyor. Daha çekici oluyor ve her gün değişen rekabet ortamında markaların değişmez olduğunu da hissettiriyor. Marka mirası, tüm şirketler için kimsenin taklit edemeyeceği yegane güç. Türkiye’de, 50 yılı aşkın süredir aynı aileye mensup ve aynı alanda faaliyet gösteren yaklaşık 120 marka tespit ettim. Bunların hepsi çok saygın, değerli markalar. Kitabımda ise bu markalardan 8’inin kurucularının marka mirasına olan etkisini araştırdım. Kitapta aktardığım 8 markadan en genci, 1961 yılında kurulan Şentaş. Bu noktada tüm markaların önemli bir tarihi geçmişe sahip olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
DİKKAT ÇEKİCİ SÖZLER
Kitapta aktardığı bazı özel anekdotları da paylaşan Önder, “1777 yılında kurulan ve bugün kültür elçisi olan Ali Muhiddin Hacı Bekir markasının kurucusu, ‘Bir ürünü kazanç elde etmeden sat, herkes lokum yiyebilsin’ ifadesini kullanıyor. İnci Holding kurucusu Cevdet İnce, inci ismine bağlılığını ve markanın temel değerlerini vurgulayarak ‘İnciyi boncuk etmeyin’ demiş. Karaköy Güllüoğlu’nun Mustafa Güllü, ‘Olduğun yerde sadece kendi işini yap, bulunduğun yerde yap’ diyor. Markanın bugünkü temsilcisi ise Karaköy dışına çıkmamayı markanın ‘şiar’ı olarak ifade ediyor. Şentaş şirketinin kurucusu Mehmet Şen’in torunu Temel Şen, ‘Dededen kalma sorumlulukla hareket ediyoruz. Sattığımız her incir tanesinin arkasında durmak zorundayız’ ifadesini kullanıyor. İzmir Özel Türk Koleji’nin kurucusu Bahattin Tatış, okulun kuruluşundan 1 yıl sonra, şu anda kampüslerinde yaşattıkları tarihi Uşakizade Köşkü’nü, Mustafa Kemal Atatürk’ün eşi Latife Hanım’dan kiralayarak kurum kültürünün bir parçası haline getiriyor” diye konuştu.
MARKANIN FELSEFESİNİ YANSITIYOR
Önder, sözlerini şöyle sürdürdü: “İzmir Özel Çamlaraltı Koleji’nin kurucusu Mehmet Ali Sertatıl’ın torunu Gülçağ Gençer de dedesinin en büyük önceliğinin eğitim olduğunu belirterek ‘Dedem, olayları gözlemler ve önemli kararları vermeden önce 24 saat düşünelim derdi. Ben de dedeme benziyorum’ diyor. Dimes’in kurusucu Mustafa Vasfi Diren ise, ‘Sofraya koymayacağınız meyveyi işlemeyeceksiniz, çocuğunuza içirmeyeceğiniz ürünü üretmeyin’ diyerek kaliteye verdiği önemi gösteriyor. Sevilen Şarapları’nın bugünkü üçüncü kuşak temsilcisi Murat Güner ise restoranlarının adının İsa Bey olduğunu, hem kurucunun adını yaşattıklarını hem de ismin kendisinin önemli bir marka olduğunu belirtiyor. Tüm bunlar; markaların felsefesini, vizyonunu yansıtan, bugüne kadar nasıl geldiğini ve marka kurucularının güçlerinin ipuçlarını sunan ifadeler.”
AKADEMİK ÇALIŞMALARA ZEMİN OLUŞTURACAK
Marka Mirası kitabının bundan sonra yapılacak akademik çalışmalara da zemin oluşturacağını ifade eden Önder, “Kitabımı hazırlarken ailelere ilişkin detaylı bir araştırma süreci gerçekleştirdim. Dökümanları, kitapları, arşivleri, görsel materyalleri taradım ve marka temsilcileriyle görüştüm. Merak edilen, daha önce hiç yazılmayan birçok önemli noktayı okuyuculara aktardım. Literatürde, kurucuların marka mirasına ve marka sermayesi üzerine etkisini bu denli ele alan bir eser yoktu. Bu açıdan oldukça farklı ve akademik çalışmalara da zemin oluşturacak bir kitap oldu” ifadelerini kullandı.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |