Denizlispor forması giydiği yıllarda tanıdım onu… Çabuk kaynaştık, arkadaş olduk… Akran sayılırdık…
Haftada bir izin günlerinde İzmir’e gelir, çalıştığım gazeteye uğrardı. Futbol sohbeti yapardık… İkinci kez Göztepe’ye döndüğünde daha fazla görüşür olmuştuk.
Uzun boyu, fit yapısı, çevikliği ve uzun kollarıyla kaleci olmak için yaratılmış gibiydi. Fiziğinin yanı sıra, özel yeteneği ve çalışkanlığıyla mesleğinde en üst düzeye gelmesi rastlantı değildi.
Müthiş bir özgüvene sahipti… Hangi takımda oynarsa oynasın, işini başarıyla yapacağına inanırdı…
Arkadaşlığı kaleciliği kadar güzeldi… Deli dolu görüntüsünün ardında, yüreği sevgiyle dolu bir insanı barındırırdı… Kimse hakkında kötü düşünmez, entrikadan anlamazdı…
Kimi zaman dertlenir, ayak oyunları yüzünden uğradığı haksızlıkları anlatırdı.
Mertti… Uğradığı haksızlığa hemen tepki gösterirdi. En son söyleyeceğini en başta söyleyenlerden olduğu için, çoğu zaman haklıyken haksız duruma düşerdi…
Zaman zaman bu yapısına da isyan eder, ama yine de değişmek elinden gelmezdi… Çünkü o hayatı düz mantıkla yaşayan, kötülükten uzak, iyi bir insandı…
Haksızlığa karşı durduğu için uğradığı haksızlıklara rağmen Göztepe, Denizlispor, İzmirspor, Nevşehirspor ve Mudurnuspor formalarını giydi. Özellikle Göztepe ve Denizlispor’da oynadığı yıllarda gösterdiği başarıyla Ümit Milli Takım’a kadar yükseldi.
Futbolu, eldivenlerini, o yıllarda gönlünü kaptırdığı sevgiliyi, bir de ilk göz ağrısı Göztepe’yi çok severdi…
O takım arkadaşlarının taktığı lakabıyla “Şebek”, taraftarların yakıştırdığı adıyla “Kaleci Cücü”ydü… Benim için ise güzel dost, can arkadaş Cüneyt… Mertliğini ve futbol yeteneğini soyadında da taşıyan Cüneyt Ertopçu…
Futbolculuk mesleğinin “vefasız” yüzü, onu yeşil sahalara vedasının ardından çok farklı kulvarlara sürüklemişti… Sıkıntılar yaşadı…
Ehh ne yalan söyleyeyim, kendine de pek iyi bakmazdı…
Hastalandığından haberim olduğunda yoğun bakımdaydı… Ne yazık ki yakalandığı illet, erken kopardı Cüneyt’i hayattan…
Onu tanıyan, seven herkes gibi çok üzüldüm, kahroldum…
Arkadaşımın; o güzel insanın son günlerinde yanında olamadığım için kendime kızdım. O yüzden de kaleme sarıldım…
Kaleci Cücü’yü, Cüneyt Ertopçu’yu tanıdığım yönleriyle herkese anlatmalıydım… Çünkü o; futbolculuğuyla, insanlığıyla öyle sessiz sedasız gidecek biri değildi…
Işıklar içinde uyu arkadaşım… Yeşil sahalar ve seni tanıyanlar, Kaleci Cücü’yü hiç unutmayacak.
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |