Atatürk'ün sigara tabakası, kravatı, bastonu, yayımlanmamış 100'ü aşkın yeni fotoğrafı... 1936'da yaptığı ilk meclis konuşmasının orjinal notları...
Ata'nın İzmir'in kurtuluşu için Çanakkale Savaşı sırasında hazırlattığı savunma planı... İzmir'in kurtuluşu kutlaması için hazırlanan bayrak..
1936 yılında Ulu Önder'in izniyle yaptırılmış orjinal büstü... İlk kartviziti, telgrafları, gazete haberleri ve eşsiz görseller... Ve Atatürk'ün ölüm maskesi...
Her cumhuriyet ve Atatürk sevdalısının mutlaka görmesi gereken "Karanlıkta Akan Bir Yıldız: Mustafa Kemal Atatürk" sergisi cumhuriyetin 100. yılı anısına İzmir'de Folkart Gallery'de 29 Ekim'de açılıyor...
Bir gazeteci olarak erkenden gezme fırsatı bulduğum, her köşesinde minnet duyduğum bu eşsiz serginin hazırlanmasında emeği geçen başta Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak, Folkart Genel Müdürü Metin Sancak, gazeteci büyüğüm Saya Grup Kurumsal İletişim Direktörü Ünal Ersözlü ile özel tebriği hak eden Folkart Gallery Genel Koordinatörü Fahri Özdemir'e İzmirliler ve Atatürkçüler adına teşekkür ederim...
Mesut bey, özenle ve heyecanla hazırladıkları sergiye verdiği önemi şöyle anlattı:
"300 bin ziyaretçi bekliyoruz. İnanın bu rakamlar bana diğer bütün rakamlardan daha fazla heyecan veriyor. Bana akşamları satış ve faaliyet raporları gelir. Bir de sergilerimizi gezen insan sayısı gelir. En başta ona bakıyorum. Bu saatten sonra bu rakamlar beni daha çok ilgilendiriyor. Herkes Atatürk'ü tanısın, yaptıklarını görsün. Cumhuriyetin ne zor şartlarda kurulduğunu bilsin. Bütün Türkiye'nin bu serüveni görmesini istiyorum."
Evet... Ben de herkesi bu sergiyi görmeye davet ediyorum. En çok da çocuklar ve gençler... Onlar görsün ki ne fedakarlıklar ve zorluklarla emanet edilen cumhuriyetimizin önemini kavrasın. Atatürk'ün "Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu devam ettirecek sizlersiniz" bu sözleri akıllarından çıkmasın...
Yazıyı, "Karanlıkta Akan Bir Yıldız: Mustafa Kemal Atatürk" sergisine ilham veren Nazım Hikmet'in dizeleriyle bitirelim...
KUVAYI MİLLİYE'DEN
Düşündü birdenbire kayalardaki adam
kaynakları ve yolları, düşman elinde kalan bütün nehirleri
Kim bilir onlar ne kadar büyük, ne kadar uzundular?
Birçoğunun adını bilmiyordu
yalnız, Yunan'dan önce ve seferberlikten evvel geçerdi Gediz'in sularını başı dönerek.
Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında
birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar. O, saati sordu. Paşalar: "Üç" dediler,
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun basına kadar, eğildi, durdu.
Bıraksalar
İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı.
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |