''İktidarın emekçilere düşman bir politika izlediğini, liyakata dayalı olmayan atamalara ses çıkaranları ise mobbing ve sürgünlere maruz kaldığını belirten Akyol şu ifadeleri kullandı;
''19 yıldır siyasi iktidar, sermayenin yanında emeğin karşısında yürüttüğü emekçilere düşman politikaları ile bizlerin bugün yaşadığı yoksulluk açlık ve antidemokratik koşulları yaratmıştır. Kamu kaynaklarını tasfiye ederek kamusal hizmeti başta sağlık ve eğitim alanından başlayarak tasfiye etme sürecinde, siyasal kadrolaşmayı, liyakattan uzak mülakatlarla torpillerle gerçekleştirmiştir. Bugün karşı karşıya olduğumuz bu sürgünler de bu politikaların bir parçası olarak karşımıza çıkmaktadır. Emekçilerin örgütlü haklarını talep eden mücadelesini bastırmak, gözdağı vermek için baskı altına aldığı , mobing uyguladığı, liyakata dayalı olmayan atamalarıyla sendikamız üyelerini dışarda tuttukları gibi sürgünlerle de cezalandırmak istediler. Sadece sürgünlere, özelleştirmeye yönelik değil, iktidarın ekonomik ve siyasi krizi, ülkeyi yönetememe halini perdelemeye yönelik baskılarına, sermaye yanlısı politikalarına karşı kamu emekçilerinin gerçek sorunlarına ve taleplerine dikkat çekmek için de alanlardayız.''
''EMEKÇİLER HER GÜN YENİ BİR KRİZE UYANIYOR''
''Ekonomide kurtuluş savaşı veriyoruz'' söyleminin halk içerisinde bir karşılığıının olmadığını söyleyen Akyol ''Geçtiğimiz hafta Türk Lirası, tarihin en yıkıcı günlerinden birini yaşadı. TL, dolar karşısında bir günde yüzde 20’ye yakın değer kaybetti. Döviz büroları tabela kapattı. Türkiye ekonomisi, özelleştirmeler ile kamu birikimlerinin tasfiye edildiği sadece dışardan gelecek sıcak para girişine bağlı zayıf bir ekonomi haline gelmiştir. Doların tahakkümü altında ezilen işçi ve emekçilerin yarısı asgari ücret düzeyinde yani açlık sınırının bile altında bir gelirle yaşamaya çalışıyor. 'Ekonomide kurtuluş savaşı veriyoruz' diyenler şunu bilsin ki bunun halk içerisinde hiçbir karşılığı yok. Uyguladığınız politikalarla emekçi halk kitleleri her gün yeni bir krize uyanıyor. 2022 bütçe görüşmelerine baktığımızda da gelirlerin büyük bir bölümünün sadece vergi ve cezalara dayandığını görmekteyiz. Üretimden gelen gelir nerdeyse yok. Kamu emekçilerine 2022 için yüzde 7+5 zam verilirken vergi ve harçlara ise yüzde 36'lık bir zam öngörülüyor. Bu ülkemizin sadece vergi ve cezalar ile yönetildiğinin de açık bir göstergesidir. İktidar, ittifak ortağıyla birlikte hayata geçirdiği politikalarla işçi ve emekçilerin cebinden alıp sermaye sınıfının kasasını dolduruyor. Yandaş şirketlerin, patronların vergi borçları bir kalemde silinirken, işçi ve emekçiler perişan halde yaşam savaşı veriyor. İktidar yandaş iş adamlarının çıkarlarını savunmak ve bunun karşısında halkı susturmak içinse baskı ve şiddet politikalarını arttırıyor.''şeklinde konuştu.
''GEÇİNEMİYORUZ'' DEMEK SUÇ SAYILIYOR
Akyol, açıklamasının devamında ise şu şekilde konuştu;
''Maaşlarımız gün gün erirken geçinemiyoruz demek bile suç sayılıyor. Korku iklimi yaratarak sadece bedenleri değil zihinlerimizi, ruhumuzu teslim almak, kuşatmak, hareket edemez hale getirmek istiyorlar. İnsanların üç beş kişi bir araya gelip geçinemiyoruz demesi bile suç haline getirilmekte gözaltı ve tutuklamalara neden olmaktadır. Yapılan anayasal suçtur. Geçinemiyoruz onun içinde geçinemiyoruz diyeceğiz. Bu suçsa bu suçu işleyeceğiz. Bu krizin faturasının halka çıkartılmasını kabul etmiyoruz. Türkiye halkı devlete vergisini ödeyerek, çalışarak, üreterek demiryolu gibi kamu işletmelerine yapılan yatırımları finanse etmiştir ve onların gerçek sahibidir. Yıllardır uygulanan emek karşıtı politikalarla, sermaye kesiminden vergi toplamayarak, dışarıdan ve içeriden alınan borçları katlayarak gelinen bu noktada, bugün bu borçların faizinin küçük bölümlerinin ödenmesi için milli varlıklarımız, ekonomimizin üretken güçleri satışa çıkarılıyor.
Geçmiş hükümetler ve bugün AKP eliyle sürdürülen özelleştirmeler ile kamu eliyle yürütülen hizmetler büyük oranda tasfiye edilerek, sermayenin serbestçe at koşturduğu dilediğince fiyat belirlediği, gözünü kırpmadan çalışanları kapı önüne bıraktığı, gözlerimizin içine bakarak vergi vermekten kaçındığı bir noktaya gelinmiştir. Ulaşım gibi kamusal bir hak bile sadece kar/zarar ölçeğinde ele alınmakta, merkezi planlama ve işletme göz ardı edilerek ülkemizin demiryolu ulaşım sistemi büyük bir risk altına itilmektedir. Değerli Dostlar BTS olarak biliyoruz ki; ekonomik olarak ülkeyi çöküşe sürüklemiş olan iktidar çözümü bir kez daha kamu kaynakları haraç mezat satmakta bulmuştur. Siyasi iktidar, ekonomik olarak yaşadığı çıkmazı yüz binlerce kamu çalışanının iş güvencesini elinden alarak aşmayı hedeflemektedir.Neo-liberal politikalar sonucu kamunun tasfiye edilmesi ve ülkemizin ucuz iş cenneti haline dönüştürülmesine, iş güvencemizin elimizden alınmasına izin vermeyeceğiz. Bugün bir kez daha, Demiryollarının özelleştirmesini ve sonuçlarını hatırlatarak, sendikaların özelleştirmeler ve emekçileri ilgilendiren başlıklarda uyarı ve taleplerinin yerinde ve zamanında dikkate alınmasını toplumsal sorumluluğumuz gereği olarak bir kez daha kamuoyunun dikkatine sunuyoruz.''
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |