Tabii bu soru sorulduğunda herkesin aklına aşağı yukarı bir şeyler geliyor. Ama biz buna popülizmden uzak, tarihi gerçeklere dayanan bir cevap verelim.
Öncelikle ve en çok İngilizler sevmez. Yıl 1908, o dönem adı Reval olan Estonya başkentinin açıklarında gizli bir görüşme yapıldı. Bu görüşme İngiltere kralı 7.Edward ile Rus Çarı 2.Nikola arasında gerçekleşti ve tarihe 1. Dünya Savaşı’nda oluşan bloklaşmanın temeli olarak geçti.
Görüşmede neler konuşulduğu sır, ancak daha sonraki yıllarda yaşananlar nelerin konuşulduğu konusunda ipuçları veriyor. Tarihçiler bu görüşmelerde, İngiltere ve Rusya’nın Osmanlı Devleti, Orta Asya ve Orta Doğu topraklarının nasıl bölüşüleceği konusunda bir planlamanın yapıldığını tahmin ediyor. Ancak Mustafa Kemal’in Çanakkale Zaferi ile başlayıp, Kurtuluş Savaşı ile sonlanan üstün başarıları birçok tarihi olayı tetiklemiş, sonuçta İngilizlerin Sevr planı kağıt üzerinde kalarak tarihin tozlu raflarına kalkmıştır. İngiltere’nin çıkarlarına tamamen ters bir Lozan Antlaşması ile biten süreçten sonra İngilizler’de oluşan öfke Türkiye’de daha sonra “Atatürk’ü İngilizler mi zehirledi?” komplo teorisine kadar uzanacaktı.
***
Yunanlar sevmez. Evet bunun nedenini uzun uzun anlatmaya gerek yok. Kurtuluş Savaşı bizim için ne kadar büyük ve emsalsiz bir zafer ise Yunan’lar açısından ise bir felaket olmuştur. İyonya bölgesini ele geçirip Büyük Bizans’ı yeniden inşa etme ve İstanbul’u tekrar onun başkenti Konstantinopolis yapma hayalleri feci bir şekilde sonlandı. İngiliz planı ile Sevr’i kabul ettirmek için Anadolu’ya giren Yunanlar savaş sonunda; 30 binden fazla ölü, yaklaşık 50 bin yaralı, milyon dolarlarca savaş maliyeti ve ülkelerinde bu yenilgi ile oluşan siyasi istikrarsızlık ile hiçbir şey elde edemeden evlerine döndüler.
***
Ermeniler sevmez. Osmanlı’nın son dönemlerinde Büyük Ermenistan kurma amacı ile ayaklanan Ermeniler, Sevr haritası ile hayallerine bir adım kala Mustafa Kemal’in o dönem Rusya ile yürüttüğü doğru politika ve doğuda Kazım Karabekir Paşa’nın askeri başarıları neticesinde razı geldikleri Gümrü Antlaşması ile bu hayalleri sadece haritalarda kaldı. Sonrasında da Sovyet Rusya’nın bir vilayeti konumuna geldi.
İngilizi, Yunan’ı, Ermeni’yi tarihsel anlamda anlamak mümkün. Ancak Türkiye’de doğup bu tarihi bilerek Atatürk’ü sevmemeyi anlamlandırmak gerçekten zor. Ülkemizde İngiliz emperyalizminin uygulayıcısı Amerikan’nın kasıtlı yönlendirmesiyle, Atatürk’ün kurduğu laik, demokratik, ulusal bilince sahip Türkiye Cumhuriyeti’inin (dini hassasiyetilerin farkında olduklarından) koskoca devrimleri, nasıl olduysa yalnız dindarlara karşı yapılmış kötülükler halini aldı . Oysa bütün yaşananlara rağmen savaş sonrası Yunanistan başbakanı Venizelos Atatürk’ü, Anadolu’da yarattığı değişimi dünyaya örnek göstererek 1934 yılı Nobel Barış Ödülü’ne aday bile göstermişti. Çünkü bu devrimler “herkesin” hayatını güzelleştirmek, Anadolu insanını sağlıklı ve gelişmiş bir birey yapmak için hayata geçirildi.
Bu konuda bir örnek vermek istiyorum. Oksijen gazetesinde Zülfü Livaneli’nin bu haftaki yazısına lütfen bir bakın. Orada Anadolu’nun o dönem durumunu anlatan Şair Ahmet Haşim’in bir mektubunu paylaşıyor. Mektupta anlatılan Anadolu ile bugünümüz kıyaslandığında Atatürk’ün bu ülke için ne demek olduğu herkes tarafından çok daha iyi anlaşılacaktır. Hem dindar vatandaşlarımız şunu çok iyi bilirler ki; Allah, ancak aklının, kalbinin ve niyetinin temizliğini bildiği bir kuluna böyle imkansızlıklar içinde büyük zaferler nasip eder ve O’nun nasip etmediği hiçbir şey tesadüfen olmaz. Üstelik yıllar geçmesine rağmen hiçbir iftira ve kötüleme bu adamın üzerine yapışmıyor, insanlarımızı etkilemiyor, nasihat ve uygulamaları bugünde siyasetçilere yön veriyor. Bu bile Allah’ın büyük bir takdiri ve lütfu değil midir?
Kurtuluş Savaşı mücadelesini başlatan ve zaferle sonuçlandıran Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile bu uğurda hayatını veren şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum. İzmir’in kurtuluşunun 102. Yılı kutlu olsun.
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |