Kendisinden çok şey öğrendiğim Bandırmalı bir Salih çoban vardı...

Okuma yazması yoktu ama imza atmasını biliyordu.

Tek kolu yoktu fakat çorabını kendisi giyer,eşinin giydirmesine asla izin vermezdi.

Neredeyse tüm yıldızların isimlerini bilirdi. Hepsinin de kendince birer lakabı vardı.

Mesela her zaman doğru yönü gösterdiği için Demir Kazığa 'Tanrı yıldızı' derdi.

Gecenin o karanlığında bütün yıldızların en parlak göründüğü anda bile Büyük Ayı'yı o yöne bakmadan gösterirdi.

Güddüğü koyun ve ineklere kendi koyduğu isimlerle seslenir hiç de karıştırmazdı.

Köpeğini çok severdi, ismi 'Arkadaş'tı.

İzmir'de hukuk bölümünü kazanan kızı okuyabilsin diye evini ipotek edip kredi çekmişti. Kredi ödenene kadar tekrar çobanlığa başlamıştı, aslında emekli olalı çok zaman geçmişti.

Küçük yaşta babasını kaybedince anasıyla başbaşa kalıp okuyamamıştı.

10-11 yaşındayken bir gün kolunu makineye kaptırmış ama o günü hiç hatırlamıyor.

Yaşıtlarının okul kıyafetlerinin değiştiği zamanmış tam da o zaman,oradan hesaplıyor yaşını.

Öyle çok şey biliyordu ki onunlayken hiç konuşmayıp hep dinlemeyi tercih ediyordum.

Lozan'ı anlatmıştı bir gün uzun uzun.

Ve eklemişti, ''Lozan olmasa şimdi burada otlayan koyunlar,inekler ve hatta biz başka ülkeye ait olacaktık''

Nasıl öğrenmişti okuma yazma bilmeyen bir çoban bunca şeyi?

Cevapladı, ''İnsan iki şekilde öğrenir;okuyarak ve dinleyerek. Kızım hep okudu,ben de hep dinledim...''

Akıcı konuşuyordu ama her Atatürk lafı geçtiğinde durup soluklanıyordu ve içinden bir şeyler, sanki dualar mırıldanıyordu dudak ucuyla.

Namazlarını güneşe göre hesap ederek kılardı.

Salih Çoban öldü.

Ama anıları onu tanıma şansı bulan herkeste hala dipdiri.

Bir gün bana 'Bak yeni gelen şu inek ötekinden daha çok süt verir' demişti. Nasıl anladı bilmiyorum fakat birkaç ay sonra sürü sahibi Gönenli arkadaşım Atilla, Salih çobanın doğru tahminde bulunduğunu, gerçekten de söylediği ineğin sürünün en çok süt veren ineği çıktığını söyledi. İsim de takmış ona, Çeşme...

Neden anlattım bunları bilmiyorum ama şimdi 2 harita var ortada gün gibi, biri Sevr diğeri Lozan. 'Hangisi büyük?' diye sorsan utanmasalar Sevr diyecekler..

Ahh! Nerede o eski çobanlar?..