ege yıldız, sessiz boru
Son Kale İzmir
  • Dolar
    34,5424
    Dolar
  • Euro
    36,0063
    Euro
  • Altın
    3.005,890
    Altın
  • Bist-100
    9.550,00
    Bist-100
  • ADANA
    23/34°
    ADANA
  • ANKARA
    19/28°
    ANKARA
  • ANTALYA
    25/30°
    ANTALYA
  • BURSA
    21/31°
    BURSA
  • ISTANBUL
    24/28°
    ISTANBUL
  • IZMIR
    22/35°
    IZMIR
  • KONYA
    20/27°
    KONYA
Facebook Twitter
ANA SAYFA GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN KÜLTÜR-SANAT TÜRKİYE DÜNYA GÜVENLİK
Kan donduran cinayet... Çekiçle katledildiler!
Kan donduran cinayet... Çekiçle katledildiler!
Yüksek faiz için kritik adım!
Yüksek faiz için kritik adım!
Bakan Kacır'ın konvoyunda kaza... İl başkanı hayatını kaybetti!
Bakan Kacır'ın konvoyunda kaza... İl başkanı hayatını kaybetti!
Kars'ta korkutan deprem!
Kars'ta korkutan deprem!
Hüsnü Çelebi
Market çalışanlarını fark edin!
30 Ağustos 2019 Cuma

Sabahın erken saatleriydi. Gök gürültüsüyle başlayan yağmura uyandı, gözlerini pencereden bahçeye dikti. Mandalina ağacına takılı kaldı. Yağmur dinene kadar da ayırmadı. Arada gök gürültüsüyle irkildi.
Pencerenin camına hayatı yansıyordu sanki, dertleri birer birer geldi aklına. Bir oğlu vardı.
“Okulların açılmasına az kaldı. Çocuğa alışveriş yapmak gerek, kira ödenecek, su, elektrik faturaları var, kış yaklaşıyor odun kömür alınacak, telefon faturası, iki hafta iki pazar parasını da eklersek... Vay halimize! Neyse canım Allah büyüktür. Elbet buluruz çaresini. Bunlar neyse de geçenlerde oğlumun dediği aklımdan çıkmıyor. Ağlayarak: “Siz nasıl anne babasınız?” diye bağırdı. Belli ki gördüklerinden etkilenmiş, içerlemiş çocuk. Nasıl içerlemesin, ben erkenden çıkıyorum evden işe gitmek için, akşamın bir vakti dönüyorum.
Babası desen öyle. Varsa yoksa anneannesi... Bakıcı bulsak gücümüz yetmez. Görüyor tabii başka ailelerin çocuklarıyla tatile geldiğini üzülüyor. Sanıyor ki, hep tatildeler. Biz tabi sabah git akşam gel, haftada bir gün izin yetmiyor” diye geçirdi içinden.
Bir tatil beldesindeki ucuzluk marketlerinden birinde çalışıyordu. Aklının ermediği bir şey vardı. Ucuzluktan kasıtları yalnızca sattıkları ürünler miydi, yoksa çalıştırdıkları elemanlar da ucuzluğa dahil miydi?
Böyle düşünerek açmış olamazlardı yüzlerce, binlerce mağazayı. Belli ki, “Millet ucuza alışveriş yapsın, dar gelirliye bir yardımımız dokunsun, hizmetin böylesi de lazım" diyerek ellerini taşın altına koymuşlardı. “Sırf halk ucuza gıda tüketsin “diyerek 10-12 saat çalıştırıyorlardı. Bazen sabah 8’de başlıyor, akşam 11’de çıkıyorlardı. 10 adamın işini 6-7 kişi yapmasa ucuzluk nasıl sağlanırdı? Başka neden olacak? Bu kadar uzun mesaiye ek ödeme de yok. Gerek duymuyor olmalıydılar. Yoksa millet daha uygun gıdayı nasıl bulacak? Mesai ödese masraf, dolayısıyla malın fiyatı artacak, aldığı ücreti yine fazlasıyla harcamak zorunda kalacak. Ne gerek var? En iyisi az adamla çok iş yap, fiyatlar ucuzlasın, halk doya doya tüketsin. Asıl amaçları daha çok kar etmek olamazdı. Hatta geçenlerde bodrum katındaki depoya mal indirirken dengesini kaybederek düştüğünde, “Merdivenlerde korkuluk olsa tutunur düşmezdim” diye içinden geçirmiş, sonra işin aslının masrafı azaltmak olduğunu anlayınca kendine kızmıştı. “Nasıl olsa ambulans hemen geldi, hastaneye götürdüler, daha ne yapsınlar?”
Tutanak tutmayı da gerekli görmemeleri hep işçiyi düşündüklerinden... Bunları düşünürken iş saatinin geldiğini fark etti. Gözleri nemlendi. Hazırlandı, oğlunu öperek marketin yolunu tuttu. Bir çok kez sessizce evden çıkayım derken, ardından sokağa çıkan oğlunun ağlayarak, "Anne işe gitme” dediğini duyar gibiydi. Yürürken düşünüyordu. “Ne insafsız bunlar, canımızı alacaklar. Devlet neden görmezden gelir benim gibi yüzbinlerce çalışanı? Muhalefet partileri, onlar da gelmiyor. Esas onlar gelmeli, halimizi görüp sorunlarımızı anlatmalı. Ama nerdeee! Her şey seçime kadar. Sonrası sen sağ ben selamet... Ya gazeteciler? Onlar da yazmıyor, anlatmıyor dertlerimizi! Peki müşteriler? İki dakika bekletsek bağırmaya başlıyorlar. Bilmiyor nasıl yorulduğumuzu! Varsa yoksa işi bitsin, anında çekip gitsin. Geçenlerde teyzenin biri söylendi. “Niye başka kasa açmıyorsunuz, beklemek istemiyorum“ diye. Neyse ki abinin biri, “Abla siz bunların kaç saat çalıştığını bilseniz böyle davranmazdınız, bunların da canları var, aileleri var, evin yüzünü göremiyorlar" deyince kadın çark etmişti. “Sesimizi elbet duyan olur” ümidiyle dükkana girdi. 
Yukarıda hikayesini aktardığım kardeşimiz, ucuz çalışan sessiz üniformalılardan sadece biri.
Türkiye’de tam olarak kaç ucuzluk marketi var bilmiyorum. Pazardaki paylarının her yıl arttığını, çalışanlarının aileleri ile birlikte milyonu geçtiğini düşünüyorum. Her gün sessizce üniformalarını terleten bu insanlara kulak verilmesi gerektiğini, vicdan sahibi siyasetçi, vatandaş, gazetecilerin ucuzluk marketlerindeki emek sömürüsünü fark etmelerini bekliyor bu insanlar. Çalışanlarının haklarını teslim edenleri ayrı tutmak gerekiyor tabii ki. Fakat özellikle yazlık-tatil beldelerindeki marketlerin çalışma saatleri ciddi anlamda yüksek. Halkın oylarına talip olanların, onların dertlerini görmezden gelmesi oldukça sorunlu...  “30 Ağustos 1922”, bu günün başka zaferlerle taçlandırılması şarttır. Kutlu olsun...

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
TUNÇ 30 Ağustos 2019 Cuma 21:53

Alın terinin karşılığı nedir? Zor şartlar altında ailesine ekmek götürmenin ne demek olduğunu bilmek, saygı duymak yapılana , ince düşünebilmek ...

Yorumu oyla      0      0  
Bahtışen Metin 30 Ağustos 2019 Cuma 16:56

Bencilliğinden sıyrılıp bakmayı bilene... Gösterecekler bitmeyecek gibi...

Yorumu oyla      0      0  
Gökhan Bektaş 30 Ağustos 2019 Cuma 16:12

Hüsnü Bey, hızlı akan gündelik hayatımızda, malesef, dikkatimizden kaçan, görüp de aslında görmediklerimize dikkatimi çektiğiniz için teşekkür ederim size.

Yorumu oyla      0      0  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YAZARLAR
ÇOK OKUNANLAR
FACEBOOK'TA SON KALE İZMİR
TWITTER'DA SON KALE İZMİR
ÇOK YORUMLANANLAR
PUAN DURUMU
ARŞİV
Son Kale İzmir
KünyeKünye Ä°letiÅŸimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri