Sevgili SONKALE okurları, bundan sonra gezi yazılarımla sizlerle birlikte olacağım.
Bu gazetenin sancılı ama bir o kadar da azimli ve dinamik çıkışına tanıklık etmek son derece gurur verici. Yolları açık olsun.
Seyahat aşığı biri olarak, gezerek ve okuyarak öğrendiğim; merak ettiğim ve öğreneceğim yerlerle ilgili deneyimlerimi sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyacağım.
İnternet çağında bilginin etrafında dolanmaktan ziyade onu somut olarak deneyimleme fırsatına sahipken, bundan faydalanmamak olmaz. Amacım, farklı bir projeksiyon ile seyahati ve geziyi değerlendirmenize destek vermek, geçmişin izlerine bugünün gözleri ve bilgi birikimiyle bakabilmenize katkı sunmak olacak.
Bana burada yazma fırsatı verdikleri için SONKALE yetkililerine teşekkür ederim. Bu vesile ile bütün ekibe başarılar dilerim.
Artemis Tapınağını yakan saf ayakkabı tamircisi..
Dünyanın yedi harikasından biri olan tapınağın bulunduğu yerde, M.Ö 7. yüzyılda Kibele kültü için bir dini merkez inşa ediliyor. Daha sonra ise M.Ö 550 yılına tarihlenen ve dönemin Lidya kralı Kroisos’un finans desteği ile yapılan Efesli Artemis Tapınağı gelir. Artemis bereket tanrıçasıdır. Bulunan heykellerine bakıldığında çok memeli olarak tasvir edildiği görülüyor. Doğurganlığın, bereketin tanrıçası Artemis aynı zamanda okçu Tanrı Apollon'un ikiz kardeşidir.
Efes Artemisi Kibele ile ilişkilendirilir. Her biri 18 metre yüksekliğinde 127 mermer kolon kullanılmıştır. 115 m uzunluğunda ve 55 m genişliğindedir. Dönemin en ihtişamlı yapısıdır. Efes gibi zengin bir ticaret ve kültür kentine de bu yakışırdı.
Önemli bir hac merkeziydi. Hacıların dini vazifelerini giderirken ihtiyaç duyacakları her şey buradaki esnaftan alınabilirdi.
Dünyada ilk seyahat çeklerinin burada kullanıldığı söylenir. Bu yüzden banka misali bir merkez sayılırdı.
M.Ö 356 yılına gelindiğinde Herostratus isimli saf bir ayakkabı tamircisi etrafındakilerin kışkırtmasıyla ismini ölümsüzleştirmek için ateşe verir anıtsal yapıyı.
Yaz ayları olduğu için içerdeki zeytinyağının etkisiyle yangın büyür, söndürülemez.
Fırsattan istifade içerdeki değerli eşya ve paraların yağmalandığı söylenir.
Daha sonra eski ihtişamlı günlerine bir daha dönememiş, hristiyanlığın yaygın resmî din olarak kabul edilmesiyle yeni binaların yapımında kullanılmıştır kalan parçaları.
19. yüzyılda İngilizler tarafından yapılan kazılarda bulunan bazı eserler British Museum’da sergileniyor.
İzmir’in Selçuk ilçesinde bulunan Artemision’da temel kalıntıları ve yeniden ayağa kaldırılan bir kolondan fazlasını göremiyoruz.
Buralardan geçerken vaktiniz olursa, adım ölümsüzleşecek diyen tamircinin yaktığı tapınağa uğramayı ihmal etmeyin. Tıpkı eskiden olduğu gibi bugün de tanrıça ve tapınakla ilgili hediyelik eşya satan vatandaşlar olduğunu da göreceksiniz. Tabi buranın, İsabey Camii'nin, Selçuk Kalesi'nin ve Aziz Yuhanna Bazilikası'nın fotoğraflarını çekebileceğiniz muhteşem bir yer olduğunu fark edeceksiniz.
Giriş ücreti alınmıyor. Selçuk merkezden, Kuşadası istikametine sapınca sağda tabelasını görürsünüz.