Ümit Özdağ'dan İzmir mesajı...

SONKALEİZMİR-Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Genel Başkan Yardımcıları Şükrü Sina Gürel ve Seyit Yücel'in yanı sıra Zafer Partisi İzmir İl Başkanı Ege Tuncay ile birlikte bugün Alsancak Kordon'daki bir işletmede gündeme dair açıklamalar yapıp, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

ALTILI MASA'YA MANSUR YAVAŞ ÖNERİSİ

Türkiye'nin en önemli meselelerin başında 2023 seçimleri olduğunu belirten Özdağ şöyle konuştu:

"Seçimlerde kimin aday olacağı meselesi kamuoyunun gündemini meşgul ediyor. Zafer Partisi olarak Nisan 2022'de Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın Türk halkından en büyük desteği alan kişi olduğunu ve bundan dolayı birinci turda Erdoğan'a karşı aday olması durumunda toplumun her kesiminden destek alarak seçilebileceğini gördüğümüzü ifade ettik. Altılı Masa'yı Mansur Yavaş'ı aday göstermesi için göreve davet ettik.  O günden bu güne adaylığı konusunda bir gelişme olmadığı gibi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Altılı Masa'nın onayı olmadan da aday olma konusunda istekli olduğuna kamuoyu şahit oluyor. Bu isteğin, arzunun nedeninin ne olduğunu bilmemiz mümkün değil. Tahmin edebiliriz. Ancak sayın Kılıçdaroğlu eğer Türkiye'ye bir iyilik yapmak istiyorsa adaylıktan vazgeçerek Mansur beyin adaylığını desteklemeli. Bu Türkiye'yi rahatlatacak hem de kendi içerisinde kavgalı hale gelen Altılı Masa'nın Türkiye'ye çözüm doğrultusunda ilk kez bir adım atma fırsatını yakalamasını sağlayacak. Eğer bu teklifimizi Nisan ayında kabul etmiş olsalardı bugüne kadar çok büyük mesafe alınmış olacaktı ama olmadı. Altılı Masa nasıl bir karar alır? Kılıçdaroğlu aday olur mu? Mansur beyi aday gösterirler mi bilmiyoruz. Kılıçdaroğlu aday olursa Zafer Partisi'nin birlikte hareket edeceği siyasi partiler de muhakkak aday çıkaracaklardır. Mansur beyin aday olması durumunda Mansur beyi şart ileri sürmeden destekleyeceğiz. Çünkü Türkiye'yi partimizden daha fazla seviyoruz. Bu konuda herhangi bir şekilde oyların bölünmesine de razı değiliz."

"TÜRK MİLLETİNİ UYARMAK İSTİYORUZ"

Sığınmacıların oy kullanması konusuna da değinen Ümit Özdağ şöyle devam etti:

"Sadece kimin aday olacağı değil, bir o kadar önemli husus da kimin seçmen olacağıdır? Bildiğimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları seçmen olacak diye düşünebilirsiniz. Ama bir de bilmediğimiz vatandaşlar var. Sayıları her geçen gün artıyor. 5 Haziran 2022 tarihli seçmen listeleri üzerinden yapılan araştırmada 180 bini İstanbul'da olmak üzere 745 bin Suriye, Afganistan, Irak, İran, Libya, Mısır gibi ülkelerden yeni vatandaş ve seçmen olduğunu görüyoruz. Seçimler öncesindeki son listelerin de henüz yayınlanmadığını biliyoruz. Muhtar seçebilmek için dahi taşındığınız mahallede belirli bir süre oturmuş olmanız gerekiyor ama Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını ve parlamentosunu seçebilmek için bir gün bile oturmanıza, Türkçe bilmenize gerek yok. Yeter ki Erdoğan'ı ve AK Parti'yi seçin. Türk milletini uyarmak istiyoruz. Bu konu karşısında susan, saray rejimine tavır olmayan muhalefet partilerinin de büyük yanlış içerisinde olduğunu görüyoruz. Türk halkının seçme ve seçilme özgürlüğünü kirli referandum gecesi savunmadıkları gibi seçimin kirletilmesini de suskunlukları ile mümkün hale getiriyorlar. Kabul edilebilir değil. Saray ne kadar suçluysa sarayın politikalarını meşrulaştıran muhalefeti de suçlu görüyoruz. Meclis gündemine getireceğiz. Vatandaşlık alanlar 10 sene boyunca oy kullanamasınlar. Yasada değişiklik yapalım. Erdoğan 300-500 bin oy farkla seçilirse ne Kemal Kılıçdaroğlu'nun ne Meral Akşener'in ne de diğer partilerin dert yanma hakkı olmaz."

"TÜRKİYE İLE YUNANİSTAN ARASINDA SAHTE GERİLİM VAR"

Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilimle ilgili konuşan Özdağ şunları söyledi:

"Türkiye ile Yunanistan arasında yaşandığı iddia edilen sahte gerilim var. Her iki tarafta da seçim öncesi iç kamuoyuna yönelik 'biz ne kadar düşmanız' peşrevi yapılıyor. Hiçbir samimiyeti yok. 2004-2008 arasında Türk adaları üzerinde yapılan Yunan işgali devam ediyor. Erdoğan 'Bir gece ansınız gelebilirim' şarkıları söylese de ne geleceği var ne gideceği. Bunlar iç kamuoyuna yönelik siyasi tüketim malzemesi olarak kullanılıyor. Türk adalarının hangi şartlarda Yunan ordusu tarafından işgaline izin verdiğine dair hukuki soruşturmalar açılacak. Mahkemelerde bu işgale direnmeyenler, vatan topraklarının işgaline müsaade ettikleri için yargılanacaklar. O zaman Türk yargısı önünde 'Avrupa Birliği'nden tam üyelik alabilmek için işgale ses çıkarmadık' cevabı onları kurtarmaya yetecek mi, göreceğiz."

"ZAFER PARTİSİ SÜRPRİZ DEĞİL"

Ümit Özdağ, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Zafer Partisi'nin herhangi bir ittifak içerisinde yer alıp almayacağı ve oy potansiyeli ile ilgili soruya yanıt veren Özdağ şunları kaydetti:

"Zafer Partisi İzmir'de de önemli bir mesafe kaydetti. Seçime kadar çok daha fazlasını kaydedecek hamlelere hazırlanıyor. Dün esnafla, halkla, gençlikle yaptığımız temaslar partimizin ne kadar sağlam bir zemine oturduğunu somut olarak gösteriyor. İzmir İl Başkanımız Ege Tunca beye de teşekkür ediyorum. Bu yeterli değil. Daha fazlasını da gerçekleştireceğimizden eminim. Genel merkez kadroları olarak İzmir'de daha sık bulunacağız. Birçok ittifak seçeneği var. Bu tür çalışmaların görüşmelerin yapılmasını yararlı görüyoruz. Henüz oldu bitti yaptık diye bir şey yok. Türk insanı işsizlikten intihara sürüklenirken Suriyelileri iş sahibi yapmak için girişilen her çabayı Türk halkının ekmeğine yapılan saldırı olarak görüyoruz. Kabul etmiyoruz. Hesabının sandıkta sorulacağını görüyoruz. Yarın seçim sandıkları açıldığında kimse şaşırmasın. Zafer Partisi sürpriz değil. Zafer Partisi'nin alacağı yüksek oy Türk milletinin ülkesinin işgaline karşı direnişi anlamına geliyor. İstiklal Harbi'nde işgale mermi ile direndik şimdi oy ile direneceğiz. Türkiye'de iki parti var. Bunlardan birisi 13 milyon sığınmacı ve kaçağı vatanlarına yollayacak Zafer Partisi. Diğeri de yollayamayacak diğer partiler. Tercih sizin. 13 milyon sığınmacı ve kaçak kalsın diyorsanız diğer partilerden birine verin, fark etmiyor. Zafer Partisi'ne verirseniz hepsi gider."

"AHMET DAVUTOĞLU TÜRKİYE'Yİ AVRUPA'NIN RUANDA'SI YAPTI"

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun cumhurbaşkanı adaylığı ile ilgili bir soruya yanıt veren Özdağ sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili bir soruya yanıt veren Ümit Özdağ, "Ahmet beyin Türkiye'ye yapacağı en iyi hizmet emekliye ayrılıp köşesinde kitap yazmaktır. Türk tarihine karşı suçludur kendisi. Altını çizerek söylüyorum, suçludur. Bugün ülkemizde bulunan milyonlarca sığınmacı ve kaçağın bu ülkeye girmesinin Erdoğan'la birlikte iki sorumlusundan biridir Ahmet Davutoğlu. Ahmet Davutoğlu, Türkiye'yi Avrupa'nın Ruanda'sı yapmıştır. Geri kabul anlaşması Ahmet Davutoğlu zamanında imzalanmıştır. Artık Türkiye'ye daha fazla zarar vermesin, başka hiçbir şey istemeyiz. Üstelik partisinin ve kendisinin kamuoyunda hiç karşılığı yoktur. Mansur Yavaş Gelecek Partisi Genel Merkezi'nde Ahmet Davutoğlu'ndan daha fazla oy alır.

"FAKIBABA ZAFER PARTİSİ'NİN KAPISININ ÖNÜNDEN GEÇEMEZ"

AKP Urfa Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba'nın İYİ Parti'ye geçmesini yorumlayan Özdağ şöyle konuştu:

"İYİ Parti, kendi Genel Başkanı tarafından melez parti olarak nitelendirilmişti. Melez partide AK Parti'nin saflarının toplanması hiç şaşırtıcı değil. Doğal süreç işliyor. Tarım bakanı iken 'Suriyelilier gitmek isteseler de yollamayacağız', 'Türk tarımını kalkındırmak için Suriyeliler'e ihtiyacımız' diyen Fakıbaba'nın İYİ Parti'ye gitmesi yerini bulduğunu gösteriyor. Bizim partimizin kapısının önünden geçemez. Zafer Partisi olarak yıpranmış, yaşlı, Türkiye'ye hiçbir yararı olmamış, zararı olmuş siyasileri kapıdan içeri sokmama konusunda kararlıyız. 21. yüzyılı inşa edecek genç kadrolarla siyaset yapıyoruz. Öyle yapmaya da devam edeceğiz."

"SİYASETTE ŞAŞKINLIK YARATTI"

Özdağ, Birleşik Arap Emirlikleri'ni ziyaret edip, Sedat Peker'le görüşmek istediği açıklamasıyla ilgili ise "Halktan çok olumlu tepkiler aldım. Siyasette ise şaşkınlık yarattı. Tanık koruma programı önereceğimizi duyurduk, bunu da gerçekleştireceğiz. Bunun dışında bu ziyaretin başka amacı yok. Bilgi ve belgeler tanık koruma programı çerçevesinde adalete teslim edilir. Ve adalet de gerekeni yapar. Bunlar gittikten sonra" diye konuştu.