MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli TBMM’deki grup toplantısında partililere seslendi. Konuşmasının büyük bölümünü Suriye ve İdlib’deki gelişmelere ayıran Bahçeli’nin hedefinde Rusya ve Esad Rejimi vardı.
Türkiye ve Rusya arasında 17 Eylül 2018’de imzalanan Soçi mutabakatını hatırlatan Bahçeli, “Sayın Cumhurbaşkanı ile Sayın Putin Soçi’de 10 maddelik mutabakata imza atmıştır. Bu mutabakatın ikinci maddesine göre, Rusya gerekli önlemleri alacaktı. Korundu mu hayır. İdlib gerginliği azaltma bölgesi korunarak ülkemizin gözlem noktası güçlendirilecekti, olmadı.” dedi
Konuşmasında “Ateşkesin takibi için kurulan gözlem noktaları taciz ve tahrik kıskacındadır.” diyen Bahçeli şunları söyledi:
* Hani Soçi mutabakatı? Nereye gitti görüşmeler? İkili temaslar, telefon diplomasileri. Esad 4 defa ateşkes ilanı yapmamış mıydı? 14 Ocak’ta Türkiye ve Suriye yetkilileri anlaşmaya onay vermemiş miydi?
* Türkiye verdiği sözün arkasındadır. Rejim unsurlarının çekilmesi hem kendi hayırları hem bölge için mecburiyettir. Türkiye’nin şakası yoktur. Az çoktan çok gider. Gidenlerin alayı Esad rejiminden olacaktır.”
Bahçeli’nin konuşmasından satır başları:
* Biz nerede susup nerede konuşacağımızı bilecek, bununla yetinmeyip, gür bir sedayla beyan edecek akıl sahibiyiz. Tehlikeler kapımıza dayandığında seyredecek kadar aciz, basiretsiz değiliz. Boş lafa karnımız toktur.
* Vatan ve millet uğruna göstereceğimiz fedakarlıklar pek çoktur. Aklını kullanmayan kişi veya toplumların geçmiş ile gelecek arasında bağ kuramayacağına kuvveden de fiile geçemeyeceğine inanırız. Siyaset bir akıl işidir. Karambole teslim olmuş toplumlar şarampole devrilmeye mecburdur.
TÜRKİYE’Yİ İÇİNE ÇEKEN ANAFORLA MÜCADELE ETME VAZİFEMİZDİR
* Aklın geniş imkanlarına kapalı duran milletlerin herhangi bir geleceği olamayacaktır. Geleceğini planlayamayan milletlerin herhangi bir geleceği olamaz.
* Türkiye’nin içine çekmek istenen anafora müdahale etmek başlıca vazifemizdir. Karanlık emellerin yıkılması ortak emelle mümkündür. Her vicdan sahibi insanımız ağır sorunlarla muhatap olduğumuzu teyit edecektir. Hiçbir sorun, altında ezilecek kadar telafisiz değildir.
* Türkiye sınır ötesinde ve sınır içinde kesintisiz ilerleyen milli bir direniş halindedir. Ülkemiz çok cepheli, etkili, yönlü bir mücadelenin tam ortasındadır. Bu yalın gerçeği inkar etmek akıl fukaralığına işarettir.
BEYAZ TOROSLAR DEVREDE DİYENLER…
* Aslına bakarsanız tesir alanı açısından değerlendirdiğimizde şu anki mücadele partiler üstü muhtevaya haizdir. Sınır içinde ve sınır ötesinde Türkiye milli bir direniş halindedir. Pençe, Kıran, Kapan operasyonları terörün belini kırmakla kalmamış, Türk devletinin kudretini demir yumrukla göstermiştir.
* Beyaz Toros devrede diyen terör destekçilerinin saklanacak yeri kalmamıştır. Fırat Kalkanı, Barış Kalkanı sınır ötesinde teröristleri kesip atmıştır. İşgal ve istila amacımız olmadığı ortadadır.
* Hiçbir ülkenin taşında, toprağında çok şükür gözümüz yok. Ancak ‘Suriye’de ne işiniz var’ diyen küresel şer odaklarına verilecek cevabımız vardır. Türkiye’nin neden Suriye’de ya da Libya’da olduğunu sorgulayan küresel güçlere, ‘Sizin orada ne işiniz var’ demek doğal hakkımızdır. Çad ve Sudan başta olmak üzere militanları toplayıp komşu ülkelere yığanların önce imal edip sonra yalanda imha edenlerin kim olduğunu bilmeyen kalmamıştır.
AKDENİZ’DE YÜZEN KARANLIK EMELLER
* Mustafa Akıncı'nın “‘Kıbrıs Türktür Türk kalacak' sözü geride kaldı” sözleri, Akdeniz’de yüzen karanlık emellerin tercümesi değil midir? Olan biten çirkinlikleri görmeyelim mi? Milli bir duruşla taşın altında gövdemizi koymayalım mı? Olan olmuş, geçen geçmiş aman sen de diyerek başımızı kuma mı gömelim?
* İdlib ateş çemberine alınmış durumdadır. 1,2 milyon Suriyeli evini barkını terk etmiştir. masumlar perişan, zalimler pişkindir. Hiçbir suçu günahı olmayan yüz binler birbirlerine sarılarak ısınmaktadır.
ESAD GİTMEDEN BARIŞ HUZUR MUMLA ARANIR
* Türkiye yeterince insani sorumluluğunu yerine getirmiştir. Yeni sığınmacı dalgası ülkemizin kaldıramayacağı ilave bir yüktür. Hazmetme kapasitemiz dolmuştur. Esad akıl ve vicdan tutulması yaşayarak, kendi halkının kanını akıtmakta, canını almaktadır.
* Hâlâ Esad ile görüşülsün diyenlerin bu tabloyu görmemesi kabul edilebilir değildir. Bu siyasi körlüğün izahı nasıl yapılacaktır? Esad topraklarını Rusya ile bombalıyor. Altını kalın şekilde çiziyorum; Esad gitmeden barış, huzur ve istikrar mumla aranacaktır.
TÜRKİYE’NİN ŞAKASI YOK AZDAN AZ ÇOKTAN ÇOK GİDER
* 17 Eylül 2018’de Sayın Cumhurbaşkanı ile Sayın Putin Soçi’de 10 maddelik mutabakata imza atmıştır. Bu mutabakatın ikinci maddesine göre, Rusya gerekli önlemleri alacaktı. Korundu mu hayır. İdlib gerginliği azaltma bölgesi korunarak ülkemizin gözlem noktası güçlendirilecekti, olmadı.
* Ateşkesin takibi için gözlem noktaları taciz ve tahrik kıskacındadır. Hani Soçi mutabakatı? Nereye gitti görüşmeler? İkili temaslar, telefon diplomasileri… Esad 4 defa ateşkes ilanı yapmamış mıydı?
* 14 Ocak’ta Türkiye ve Suriye yetkilileri anlaşmaya onay vermemiş miydi? Türkiye verdiği sözün arkasındadır. Rejim unsurlarının çekilmesi hem kendi hayırları hem bölge için mecburiyettir. Türkiye’nin şakası yoktur. Az çoktan çok gider. Gidenlerin alayı Esad rejiminden olacaktır. (SÖZCÜ)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |