İzmir'de çevre davalarının sembol isimlerinden, Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Komisyonu Üyesi Şehrazat Mercan, bugün Resmi Gazete'de yayımlanan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Maden Yönetmeliği'nde yaptığı değişikliği ANKA Haber Ajansı'na değerlendirdi.
"ENERJİ BAKANLIĞI, TARIM BAKANLIĞINI BY-PASS ETTİ"
Zeytinlikleri maden faaliyetlerine açan yönetmeliği "bir facia" olarak niteleyen Avukat Mercan, şunları söyledi:
"Enerj bakanlığı, kendi alanından yola çıkarak, aslında tarım bakanlığının alanına girip onun yapması gereken bir düzenlemeye el uzatıyor. Orayı değiştirmiş oluyor. Yani by-pass etmiş oluyor. Aslında zeytin kanununu değişiklik denemesi daha önce 7 kez yapıldı. Özellikle zeytinci bölgelerden, yani ulusal zeytincilik konseyinin etkili olduğu Burhaniye, Edremit, Ayvalık gibi bölgelerden çok ciddi çabalar verildi. Bu denemeler 7 kez TBMM'den geri döndürüldü. En son 2012 yılında zeytin kanununa bağlı olarak çıkarılan zeytin yönetmeliğinde değişiklik yaptılar. Orada 'zeytinlik saha' tanımıyla, sanayi tesislerinin yapılmasının önünü açtılar. Ona da bizler dava açtık. Onu da iptal ettirdik. Çok da ciddi, İdari Dava Daireler Kurulu'nun (Danıştay) kararıyla iptal edilmiştir. Çok önemlidir. Ama bu sefer, bakanlık 'maden yönetmeliğinde değişiklik yapıyorum' diye esasında zeytin mevzuaatını alaşağı ediyor."
"HUKUK FACİASI... TALAN EDİLİR ORTALIK"
Mercan, yönetmelikteki bazı ifadelerin dikkatle üzerinde durulması gerektiğini belirtirken, şöyle konuştu:
"Elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyeti, ifadesi çok ilginç. Burada tarif edilen linyittir. Yani linyiti çıkarmak için... Eğer orada zeytinlikler varsa, zeytinleri al başka bir alana taşı. Burada sahada madencilik faaliyetlerini yürüt. Geçici inşaatlar yap. Ve bununu için de bir zeytin bahçesi, millet bahçesi gibi herhalde, yapmayı taahhüt et. Sadece taahhüt et. Ben sana gerekli izinleri vereceğim diyor. Bu bir facia. Bu tarım için facia. Hukuk faciası bu. Yani özel ve öncelikli kanunu bertaraf ediyorsun... Nereye taşınacağı belirsiz. Ne kadarını sökmeye izin vereceksin, belirsiz. Onların götürülmesi... Çünkü yönetmelikler sonuç olarak kapsamlı, detaylı olması lazım. Bunların hiç birinin tanımı yapılmadığı için talan edilir ortalık. Bu yönetmelik kapsamında izini alan darmaduman eder ortalığı... Bir sınırlama yok. Koruyucu hiç bir şey yok. Tamamen talana yönelik yönetmelik değişikliği. Buna önce tarımı koruyan, tarım bakanlığının karşı çıkması lazım... Yani burada, zeytin bahçesi tesis edeceğini taahhüt etmesi zorunludur, diyor. Zaten taahhüt eder, ne olacak. Sonra kim koşturacak arkasından! Böyle bir yasama ve icrai faaliyet olmaz. Bu ülkeyi felakete götürür."
ULUSLARARASI SÖZLEŞME VURGUSU
Türkiye'nin 2005 yılında Uluslararası Zeytinyağı ve Sofralık Zeytin Anlaşması'nı imzaladığını anımsatan Şehrazat Mercan, "Yani, uluslararası sözleşmeyle taraf olduğumuz bir şekilde zeytinler koruma altında... 2005'te de yine aynı AKP iktidarı bu sözleşmeye taraf olmuştu. Bugün de sorumluluk onlarda. Burada çevrenin korunmasını, zeytinin, zeytinyağının üretimini, geliştirilmesini, onun ekolojik ortamının korunmasını, hepsini taahhüt altına almışız. Anayasanın 90'ncı maddesine göre, kanundan bile öncelikli uygulanması gereken bir uluslararası sözleşme var. Buna aykırı bu yönetmelik. Devamında 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılatılması Hakkında Kanun var, ona aykırı. Onun 17'nci maddesine göre de aykırı. Danıştay'ın kararına göre aykırı. Aykırı, aykırı, birçok şeye aykırı" dedi.
"BARO DEV BİR DAVA AÇACAK"
Mercan, çevre dernekleri, üreticiler ve Türkiye Barolar Birliği'nin bu yönetmelikle ilgili hemen harekete geçeceğini belirterek, şunları söyledi:
"Türkiye Barolar Birliği, çevre ve kent komisyonunu tekrar oluşturdu. Bu bir yürütme kurulundan ve komisyondan oluşuyor. Benim komisyondaki görevim devam ediyor. Türkiye Barolar Birliği bu konuda dev bir dava açacak. Sanıyorum çok büyük, dev bir dava açacağız. Bu ülke sahipsiz değil. Bu ülkenin de hukukçuları ve üreticileri var."
"KÖMÜR İÇİN ZEYTİNYAĞINI FEDA EDEMEYİZ"
Konuyu gıda krizi paralelinde de değerlendiren Şehrazat Mercan, "Tarımı ve gıda güvenliğini korumamız gerekirken bunları darmaduman edecek değişikliklerle yol alamayız. Örneğin benim yaşadığı yarımada (çeşme yarımadası) bölgesinde anason artık üretilmiyor. Başka ürünler de yok. Ne yazık ki arsaya dönüştüğü için topraklarımızı yitirdik. Tarım çok daraldı. Ve tutunabildiğimiz ve en kolay yapılan tarım zeytindir. Zeytin ağacı sizden çok bakım beklemez. Ve zeytinyağı bizim için temel bir tarım ürünüdür. Temel bir gıda maddesidir. Yani, kömür için biz zeytinyağını feda edemeyiz" dedi.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |