Güzelbahçe ilçesinde bir süpermarkette çalışan Muhammet Mustafa Aksu, geçen yıl 6 Ağustos sabahı işe gitmek için otomobiliyle yola çıktı. Payamlı Mahallesi ve Kavacık Mahallesi arasında kalan bölgede, yolun çalılarla kapatılmış olduğunu görünce, aracından indi. Çalıları kaldırmak isterken de pusu kuran kişilerin silahlı saldırısına uğradı. Aksu, kanlar içinde yere yığılırken, saldırganlar kaçtı. İhbar üzerine gelen jandarma ekipleri, Aksu'nun olay yerinde yaşamını yitirdiğini belirledi. Muhammet Mustafa Aksu toprağa verilirken, jandarma, şüphelilerin yakalanması için çalışma başlattı.
ÖZEL EKİP ÇÖZDÜ
İzmir İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri, Asayiş Şube Müdürlüğü, JASAT ve Güzelbahçe İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerince kurulan özel ekip, bölgedeki kameraların yanı sıra MOBESE kayıtlarını tek tek inceledi. Şüpheli görülenler tek tek sorgulandı. Cinayetten 170 gün sonra saldırganların M.Y., E.E., M.B. ve M.I. olduğu saptandı. Teknik ve fiziki takibe alınan şüpheliler 23 Ocak Cumartesi günü düzenlenen eş zamanlı operasyonla gözaltına alındı. Adreslerinde yapılan aramalarda ise 6 av tüfeği bulundu.
Şüphelillerden M.Y., jandarmadaki sorgusunda Aksu ile arasında husumet olduğunu söyledi. İşlemlerin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden M.Y. tutuklanırken, E.E, M.B. ve M.I. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
'İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIM'
Muhammet Mustafa Aksu'nun kardeşi Mutlu Aksu, adalet arayışlarını sürdüreceklerini belirterek, "Şüphelilerin yakalanmasında emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. En ağır cezayı almaları için elimden geleni yapacağım. Bu sürecin takipçisi olmayacağım. Hem ona hem de kardeşlerimize söz veriyorum. Bu işin peşini bırakmayacağım. İşin içinde başkalarının olduğunu da düşünüyorum. Kardeşimi öldürenin en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum. Adalete güveniyorum. Karar vericiler kendilerini bizlerin yerine koysunlar" dedi.
'ÖLDÜĞÜNE İNANAMIYORUM'
Evlat acısı yaşayan Hatice Aksu da şüphelilerin en ağır cezayı almaları gerektiğini söyledi. Anne Aksu, "Çocuğum çok gençti. Ölecek çocuk değildi. Altı aydır rahat uyku uyuyamıyordum. O beni nasıl yaktıysa Allah onu da yaksın. Çocuğumun odasına giremiyorum. Her sabah işe gitmek için erkenden kalkar, hazırlanırdı. Her sabah her akşam onun yolunu gözlüyorum. Hep gelecek umuduyla bekliyorum. Öldüğüne halen inanamıyorum. Oğlumu öldürenler en ağır ceza neyse verilsin. Adalete güveniyoruz" diye konuştu.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |