Çocuk yaşlarda ailesinin müzikle ilgili yeteneğini keşfetmesi üzerine ortaokulda DEÜ Devlet Konservatuvarı Piyano Bölümüne girmeyi başaran Canbey, bu alanda ilerleyerek lisans ve yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarında tamamladı.
Dokuz Eylül Üniversitesinde "yardımcı doçent" ve "doçent" unvanını alan Ebru Güner Canbey, geçen yıl ağustos ayından bu yana Devlet Konservatuvarı Müdürlüğü görevini yürütüyor.
Geçen ay kompozisyon ve orkestra şefliği ana sanat dalında "profesör" unvanını alan ilk ve tek kadın akademisyen olmayı başaran Ebru Güner Canbey, Türk kadınını en iyi şekilde temsil etmenin gururunu taşıyor.
21 YILDIR AKADEMİSYEN
Prof. Canbey, AA muhabirine, 21 yıldır akademisyen olarak görev yaptığını anlattı.
Kadınların imkan verildiğinde her alanda başarıyı elde edebileceğine dikkati çeken Canbey, şunları belirtti:
"Neden kadınlar bunu yapmıyorlar ya da erkekler daha çok bu unvanlara sahipler diyecek olursanız, bizler hayatın diğer alanlarında da meşgul olmak zorunda kalıyoruz. Bence bu bizi zorluyor. Ben çok çalıştım hala çalışmaya devam ediyorum ama çok zevkli bir iş yaptığımı düşünüyorum o yüzden keyifle yaşadım bu süreci. Başarı bunun bir neticesi ya da ilk olmak bunun bir sonucu oldu. Biz hem beste yapıyoruz hem de bunun orkestralar tarafından da seslendirilmesini sağlamaya çalışıyoruz. Ülkemiz de Türk bestecilere destek oluyor." dedi.
Ebru Güner Canbey, babasının da Türk müziğiyle uğraştığını ve yeteneklerini ondan aldığını dile getirerek, ailesinin desteği sayesinde bugünlere geldiğini vurguladı.
Üniversite ve yüksek lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesinde aldığını, sonrasında Dokuz Eylül Üniversitesinde Kompozisyon ve Orkestra Şefliği Sanatta Yeterlilik Programı kurulması üzerine buraya geldiğini belirten Canbey, söz konusu alanın da ilk mezunu olduğunu aktardı.
Kendisi için ilklerin buradan başladığını ve doktorasını yaptıktan sonra üniversitede Kompozisyon ve Orkestra Şefliği Ana Sanat Dalının kurulduğunu dile getiren Prof. Ebru Güner Canbey, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla bölümün ilk kadın öğretim üyesiyim. Bu alanda rahmetli hocalarıma da şükran borçluyum bizleri çok iyi yetiştirdiler. Biz aldığımız bayrağı taşıyoruz. Bu arada evlendim, bir kız çocuğum var, kızım da müzikle uğraşıyor o da konservatuvarda okuyor. Ona da bu bayrağı teslim edeceğim. Hem kariyer yaptım hem sosyal hayatımı hem evliliğimi hem çocuğumu yetiştirmeye devam ettim. Kolay değil ama insan isteyince her şeyi başarıyor.
Bundan sonra tabii iyi öğrenciler yetiştirmek ilk amacım. Ben sonuçta öncelikle bir akademisyenim, bilimsel araştırmalar yaparak ülkeme bir şeyler kazandırmayı hedefliyorum. Daha çok üretip daha çok eserlerimizin seslendirilmesini sağlamak için girişimler yapmamız gerekiyor. Mühim olan yazdığınız eserin kütüphanenizde kalması değil onun hayata geçmesi, o bir ses bulmazsa sizin yazdıklarınızın bir anlamı yok. Bu anlamda girişimlerimi devam ettireceğim. Daha çok Türk bestecilerinin, gençlerin ve kadınların eserlerinin seslendirilmesine katkıda bulunmak istiyorum."
Türkiye'de ilk "korno konçertosu"nu da besteleyen Ebru Güner Canbey, repertuvara yeni eserler kazandırma yolunda öncülük ettiğini sözlerine ekledi.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |