İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi, dördüncü gününde alanında uzman kişilerin konuşmalarının ardından Millet İttifakı partilerinin ekonomi politikalarından sorumlu genel başkan yardımcılarının katıldığı “Millet İttifakı Ortak Politikalar Metni Paneli” düzenlendi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ev sahipliğinde Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde yapılan panele, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, DEVA Partisi Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Çanakçı, Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp, Gelecek Partisi Politika İzleme Kurulu Başkanı Feridun Bilgin, İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Ümit Özlale ve Saadet Partisi Genel Başkanvekili Sabri Tekir katıldı.
Öztrak, “Tüm ülke olarak nefes almaya ihtiyacımız var”
Ekonomist Güldem Atabay’ın moderatörlüğünde düzenlenen panelde konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, “200 yıllık modernleşme, 150 yıllık anayasa, 100 yıllık cumhuriyet, 77 yıllık çok partili tarihimizin en buhranlı dönemlerinden geçiyoruz. Hem devlet yönetiminde hem de ekonomide, derin ve iç içe geçmiş krizler yaşıyoruz. Yaşadığımız deprem felaketi devlet yönetimindeki krizi daha da görünür kıldı. Afet dendiğinde ilk akla gelen kurumlarımız seferber edilmedi. 50 bin yurttaşımızı kaybettik. Ruhlarımızda, yüreklerimizde derin yaralar açıldı. Deprem sadece beşeri değil çok ciddi maddi kayıplara da neden oldu. Bizim hesaplarımıza göre depremin ülkemize faturası 126 milyar dolar. Strateji ve Bütçe Başkanlığı’na göre 104 milyar dolarlık bir kayıp var. 20 yıllık yönetimin devlette yaptığı tahribat, doymak bilmeyen rant iştahı milletimizin can güvenliğini bitirdi. Çok ama çok yorulduk. Tüm ülke olarak bir nefeslenmeye rahatlamaya çok ihtiyacımız var” dedi.
“Birlik bize güç veriyor”
Millet İttifakı olarak hazırladıkları Ortak Politikalar Muhatap Metni’nden de bahseden Öztrak, “Hak, hukuk ve adalet mücadelemizi hep birlikte iktidarla taçlandıracağız. Önümüzdeki seçimde kaybeden keyfi yönetim anlayışı olacak. Kaybeden tek adam rejimi olacak. Kaybeden milletin aşına, işine göz diken kan emiciler, beşli çeteler olacak. Bizim yönetimimizde kral değil kural olacak. Herkes önünü görecek. Yarını planlayabilecek. Geleceğinden emin olacak. Aşını büyütecek. Ve hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Üreteceğiz, kazanacağız, kazancımızı da hakça paylaşacağız. Neyi, nasıl yapacağımızı biliyoruz. İşimiz elbette kolay değil. Tıpkı yüzyıl önce olduğu gibi küresel düzenin altüst olduğu zamanlardayız. Birlik bize güç veriyor. Önümüze yeni ufuklar açıyor” şeklinde konuştu.
Çanakçı, “İsraf ve yolsuzluğa son vereceğiz”
DEVA Partisi Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı İbrahim Çanakçı da Ortak Politikalar Mutabakat metni ile ilgili, “Türkiye için yeni nesil bir kalkınma stratejisi ortaya koyacağız. Çoğulcu ve katılımcı demokrasinin hakim olduğu, yolsuzluklardan tümüyle arındırılmış, şeffaf bir kamu yönetimi tesis edilecek. Enflasyonu iki yıl içinde düşük tek haneye indireceğiz. Enflasyonla mücadeleyi tavizsiz sürdürürken ortalama büyüme hızını yüzde 5’in üzerine çıkaracağız. Dolar cinsinden kişi başına düşen milli gelirimizi 5 yılın sonunda en az 2 katına yükselteceğiz. Aşırı yoksulluğu sıfırlayacağız. Genel başkanlarımız Millet İttifakı olarak bir deprem komisyonu oluşturdu. Deprem bölgesini hızla ayağa kaldıracağız. Deprem riski yüksek olan illerimizi depreme dirençli hale getireceğiz” dedi.
Bütçe uygulamalarında keyfiliğe son vereceğiz
Önümüzdeki dönemde önemli bir finansman ihtiyacıyla karşı karşıya kalacaklarının altını önemle çizen Çanakçı, “Temel ekonomik hedeflerimizden taviz vermeden, kaynak tahsisinde ve harcamalarda öncelikleri değiştirerek, israf ve yolsuzluğa son vererek, imar rantlarının vergilendirilmesi başta olmak üzere yeni gelir imkanları yaratarak, uygun koşullu ve uzun vadeli dış ve iç kaynakları mobilize ederek bu zorluğun üstesinden geleceğiz. Açıklayacağımız deprem raporunda bu adımları somut bir şekilde ortaya koyacağız. Merkez Bankası’nın bağımsızlığını ilgilendiren maddelerin mecliste nitelikli çoğunlukla değiştirilmesine ilişkin düzenleme yapacağız. Banka üst yönetiminin kendi kanunu dışında görevden alınmasının önüne geçeceğiz. Bütçe uygulamalarında keyfiliğe son vereceğiz. Vergi alanındaki önceliğimiz dar ve sabit gelirliler üzerindeki vergi yükü azaltmaktır” ifadelerini kullandı.
Şahinalp: “Türkiye’yi bilimsel bir cazibe merkezi haline getireceğiz”
Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp, 6 partinin imzaladığı Mutabakat Metni'ndeki bilim, ARGE, dijital dönüşüm ve eğitim bölümlerine dair politikalarını sundu. Şahinalp, “Türk bilim dünyasının kaybettirilen ulusal yetkinliğini ve uluslararası saygınlığını cumhuriyetimizin kuruluşundaki bilimsel atılım felsefesiyle yeniden tesis edecek, Türkiye’yi bilimsel bir cazibe merkezi haline getireceğiz. Bilim politikamızı insan, özgürlük, demokratik eğitim, bilimsel düşünme, girişimcilik ve teknoloji üretimi odaklı bir anlayışla birlikte yürüteceğiz. Son yıllarda artan beyin göçünü engellemek ve tersine göçü gerçekleştirmek için eğitim sistemimizi özgürlükçü ve yenilikçi müfredatla donatacağız. Gerekli özgür düşünce ve çalışma ortamını yaratacağız. Yetişmiş insan için gerekli koşulları yaratacak, akademisyenlerin şartlarında iyileştirmeler yapacak, akademisyenleri şiddetin mağduru olmaktan mutlaka çıkaracağız. Üniversitelerin araştırma koşullarını iyileştirecek, gelece hazırlayacağız” diye konuştu.
“Afet bölgesinde okulların süratle açılmasını sağlayacağız”
TÜBİTAK’ı ileri araştırmalar yapan bir kurum haline getireceklerini ifade eden Şahinalp, “Yenilikçiliği her alanda destekleyeceğiz. Yüksek teknoloji, yazılım, yapay zeka şirketlerini ve ARGE tesislerini destekleyeceğiz. Teknopark desteklerini mekanlardan bağımsız hale getirip tüm Türkiye’yi teknopark yapacağız. Yeni dönemde Bilişim Ve Teknoloji Bakanlığı kuracağız. Vatandaşlarımızın her yerde güvenli hızlı ucuz ve sansürsüz internete ulaşımını sağlayacağız. Milli Eğitim Bakanlığı’nda ileri pozisyonlarda eğitim kökenli ve liyakatli insanların görev yapmasını sağlayacağız. Sınav güvenliğini kamu vicdanında hiçbir tereddüt oluşturmayacak şekilde karşılayacağız. Afetten etkilenen bölgelerde bütün okulların süratle açılması ücretsiz kaynak ve kırtasiye sağlanması spor, hobi alanlarının tesis edilmesi ve öğretmenlerin de süratle takviye yapılmasını öngörüyoruz” şeklinde konuştu.
Bilgin: “Tarımsal destekleri, üretimi esas alan sürdürülebilir üretimi destekleyeceğiz”
Gelecek Partisi Politika İzleme Kurulu Başkanı Feridun Bilgin, “Tarım ve Orman Bakanlığı’nı Tarım ve Gıda Bakanlığı olarak yeniden şekillendireceğiz. Tarımsal destekleri, üretimi esas alan sürdürülebilir üretimi destekleyeceğiz. Temel tarım ürünlerinde taban fiyatlarda çiftçilere yaraşır bir fiyat belirleyeceğiz. Mazot, yem gibi destekleri çiftçi tarlasını sürmeden, besi hayvanları kesime gitmeden önce vereceğiz. Ziraat Bankası'nı tekrar çiftçinin lehine politikalarla düzenleyeceğiz. Üreticiden tüketiciye kadar pazarlama zincirini kısaltacağız. Hasat dönemi öncesinde ve hasat döneminde ithalata izin vermeyeceğiz. Sulama kanalları olmak üzere alt yapı yatırımlarının tamamlanmasına izin vereceğiz. Kapalı sistem ve damlama sulamayı yaygınlaştıracağız. Zirai ilaç ve gübre kullanımını takip edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“Kanal İstanbul Projesi’ni göreve geldiğimiz gün iptal edeceğiz”
Sanayi üretimi ve ihracatını geliştireceklerinin altını önemle çizen Bilgin, “Ekonominin rekabet gücünü artıracak yüksek sermaye getirecek kamu ve özel sektör arasında iş birliği modellerini geliştireceğiz. Dijital dönüşüm, küresel rekabet ortamı, finansman, kurumsal kapasite ve sürdürülebilirliği esas alan bütüncül bir anlayışı benimseyeceğiz. Yeşil dönüşüm, dijitalleşme için hızlı işleyen bir destek sistemi oluşturacağız. Savunma sanayisini çok daha ileriye taşıyacağız. Silahlı kuvvetlerinin operasyon gücünü artıracak ve ihracatı artıracağız. Yerli uçak ve tank çalışmalarını geliştirerek başarıya ulaştıracağız. Savunma sanayini beyin göçüyle hazırlayacağız. Kanal İstanbul Projesi'ni göreve geldiğimiz gün iptal edeceğiz. Türkiye’nin sahip olduğu maden kaynaklarının aranmasına hız verecek, sektörün milli gelirdeki payını arttıracağız. Afet Yönetimini yeni kuracağımız ‘Şehircilik ve Afet Yönetimi Bakanlığı’ altında yürüteceğiz. Doğal afet riski yüksek olan yerleşim yerlerinde, afete karşı alınacak önlemleri ve afet sonrası müdahale planlamasını yerel yönetimlerle birlikte hazırlayacağız. Riskleri azaltmak amacıyla belediyelerle birlikte sakınım planları hazırlayacağız” diye konuştu.
Özlale: “Az kaldı 2 ay sonra başa geliyoruz”
İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Ümit Özlale ise konuşmasında, “Yoksulluk kader olamaz, kader değildir. Bizler bu cumhuriyetin çocuklarıyız. Cumhuriyetin kurucu değerlerinin çocuklarıyız. Bizim zamanımızda yoksulluk kader değildi. Şimdi yoksulluk kader olmaya başladı. Fırsat eşitliğini nasıl sağlayacağız? Yoksulluğu yönetmeyip nasıl bitireceğiz? Ortak Politikalar Mutabakat Metni'ni hazırlarken aklımızda hep bu vardı. Az kaldı, 2 ay sonra başa geliyoruz. 2 ay sonra bu ülkede bir işsiz anne babanın çocuğu zengin bir anne babanın çocuğuyla aynı eğitim, sağlık şartlarına sahip olmalı. Bu ruhla yazdık ortak metni. Çocuklarımız okula gittiklerinde aç kalmayacaklar. Bizim iktidarımızda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Hiçbir anne, baba da çocuğuna harçlık verme derdinde düşmeyecek” şeklinde konuştu.
“Yoksulluk tuzağını aşacağız”
AK Parti iktidarının ilk yaptığı şeylerden bir tanesinin yoksulluğu düşürmek değil yoksulluğu yönetmek olduğunun altını önemle çizen Özlale, “İnsanların çaresizliğini kullanmak oldu. Hak temelli bir sosyal yardım politikası geliştireceğiz. Yoksulluk tuzağını aşacağız. Türkiye’nin bu tuzağı aşmasının tek yolu hak temelli sosyal yardım politikasıdır. Yoksulluk diğer nesillere geçiyor. Bizim bunu kırmamız lazım. Türkiye’de AK Parti’nin yok ettiği fırsat eşitliğini yeniden tesis edersek bu ülkeye hem toplumsal barış gelir hem de bu ülke çok daha müreffeh bir hale gelir. Biz gençler için ilk önce istihdam sağlamamız lazım. Mutlaka yaşanabilir ücretle iyi işleri sağlamamız lazım. Türkiye yaşlanıyor. Bizim başta gençler ve kadınlara çok daha fazla istihdam sağlamamız gerekiyor. Gençlerimizi daha fazla teknolojiyle buluşturmamız gerekiyor. Türkiye’de enflasyonu, cari açığı, işsizliği aynı anda düşürüp gençlerimize ve bütün çalışanlarımıza daha iyi ücretleri verimlilikle sağlayabiliriz. Peki, neden verimli değiliz? Çünkü teknolojiye adapte olamıyoruz. Aynı zamanda mutlaka ama mutlaka üniversiteleri revize etmemiz lazım. Üzülerek söylüyorum; Türkiye’deki üniversitelerin yarısını kapatsanız Türkiye bir şey kaybetmez. İş dünyasında, siyasette cam tavan sendromu var. Kadınlara her türlü cinsiyet ayrımcılığı var. Eşit işe eşit ücret ilkesini mutlaka hayata geçirmemiz gerekiyor. Kadına şiddete 'hayır' demeyi sadece 8 Mart’ta önemsemememiz gerekiyor. Bizim kadınların en tepe yerde olmalarına ihtiyacımız var” dedi.
Tekir: “Yurtta Barış Dünyada Barış yeniden temel dış politika ilkemiz olacak”
Saadet Partisi Genel Başkanvekili Sabri Tekir, Mutabakat Metni'ndeki dış politikaya ilişkin yol haritasını anlattı. Sabri Tekir, “Dış politika genelde büyük ülkelerin önem göstermediği bir durumdur. Bir ülkenin yönetimi dış politika yönetimiyle eş anlamlıdır. Dış politika sağlıklı bir şekilde yönetilmediği zaman içeride sağlıklı bir ekonomi ve sosyal politikanın olması mümkün değildir. Dış politikamızın mihenk taşı olan ‘Yurtta Barış Dünyada Barış’ şiarını yeniden temel dış politika ilkemiz olarak benimseyeceğiz. Dış politikada iç siyasi hesaplara ve ideolojik yaklaşımlara dayalı uygulamalara son vereceğiz. Dışişleri Bakanlığı’na dış politika yapım, karar ve uygulamalarındaki rol ve görevini yeniden kazandırmak gerekmektedir. Dışişleri Bakanlığı’na personel alımlarında objektif, güvenilir, siyasi tercihlerden uzak, ehliyete ve liyakate dayalı kapsamlı bir sınav sistemi getireceğiz” diye konuştu.
“Geri Kabul Anlaşması ile 18 Mart Mutabakatı’nı gözden geçireceğiz”
Tekir, “Uluslararası örgütlerle ilişkileri çok taraflı diplomasiyi önemseyen bir anlayışla, niteliğine ve dış politika hedeflerimize uyumu ölçüsünde, üyelik ya da diğer mekanizmalar aracılığıyla güçlendirilen stratejik bir araç olarak değerlendireceğiz. Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefiyle diyalog, adalet ve eşitlik çerçevesinde tamamlanması için çalışacağız. Türkiye ile AB’nin sığınmacılar sorununa ortak sorumluluk ve külfet paylaşımı üstlenerek yaklaşmalarını sağlayacak, 2014 Geri Kabul Anlaşması ile 18 Mart 2016 Mutabakatı’nı gözden geçireceğiz. AİHM kararlarını uygulayacağız. NATO’daki işbirliği ve çıkarlarımızı gözetmeye devam edeceğiz. Kıbrıs sorununa adil ve kalıcı bir çözüm bulunması amacıyla KKTC’nin ve Kıbrıslı Türklerin kazanılmış haklarını koruma ve iki toplumun egemen siyasi eşitliğini sağlama hedeflerini gözeteceğiz” şeklinde konuştu.
Sonuç bildirgesi 21 Mart’ta duyurulacak
Sivil, şeffaf ve tümüyle katılımcı bir girişim olan İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi 21 Mart’ta sona erecek. Yeni yüzyıla yön verecek politika önerilerini içeren bildirge, tüm Türkiye ve dünya ile paylaşılacak. Kongreye katılım “İktisat Kongresi” mobil uygulamasından sağlanabiliyor. Ana oturumlar için ilgili güne kayıt yaptırmak ve verilen karekodu etkinlik alanında göstermek yeterli oluyor. Kongrenin tamamı İzmirTube YouTube kanalından canlı olarak yayınlanıyor.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |