Koronavirüs nedeniyle ortaya çıkan tablo gerçekten korkutucu boyutlara doğru gidiyor. Çok değil bundan üç hafta önce toplumun algısı bu sürecin iyi idare edildiği şeklindeydi. Yetkililerin açıklamalarından edindiğimiz izlenim bütün tedbirlerin alındığı yönündeydi. Halkın yöneticilere güven içinde olduğu düşünülebilirdi. Ancak ilk vakanın ortaya çıkmasıyla birlikte adeta düğmeye basılmış gibi, her geçen gün artan vaka ve ölüm sayıları o zamana kadar sağlanan “Her şey kontrol altında“ algısını yıkmaya başlamış gibi görünüyor. Gerek hastanelerin hazırlık durumu, gerekse tıbbi müdahale ekipmanları anlamında soru işaretleri giderilebilmiş değil. Sağlık personelinin sağlık güvenliği için alınan tedbirler, teknik tıbbi malzeme ve karar süreci açısından sorgulanıyor. Bütün bunlar yaşanırken eleştirilerin olması doğaldır. İktidar açısından kriz zamanlarında, halkın yararı için yükselen eleştirileri ortadan kaldırmanın yolu baskı olmamalı, tam tersine eksikleri gidermek adına faydalanılacak bir alan olarak görülmeli. Benim kanaatim tabi ki yöneticilerin açıklamalarına itimat etmek gerektiği tarafında. Ancak, vaziyetin yönetiliş biçimi bir çok noktada soru işaretleri ortaya çıkarıyor. Bu soruların cevaplarını vermesi gerekenler de belli olduğuna göre, tabii ki yanıtları ilgili bakanlardan bekleyeceğiz. Halkın hizmetinde olduğunu iddia eden bir yönetici sorumluluk makamındadır. Bunun gereği de halkın endişelerini doğru bilgi, uygulamalarla gidermektir. Kriz zamanlarında eleştiri yapanları vatan haini gibi görmek, göstermekten vazgeçmeliyiz. Açık bir toplum olmaktan başka seçenek olamaz. Açık toplum iddasındaysak bunun gereklerinin farkında olmamız lazım.
Farklı ülkelerin virüs sürecine yaklaşımına bakıldığında, çok geniş çaplı hareket tarzı ortaya koyduklarını görüyoruz. Tamamen çuvallayan ülkeler de var. Bazı gelişmiş Avrupa ülkeleri bitik durumda gibi. İtalya, İspanya başı çeken ülkeler. Almanya, bu döneme en kapsamlı yaklaşan ülkelerin başında geliyor. Evde kalınan süre göz önünde bulundurarak, aile içi şiddetin artacağı öngörüsüyle çeşitli adımlar atılıyor. Ailenin en zayıf üyeleri olarak çocuklar ve kadınlara dikkat çekiliyor. Türkiye’de bu konuya ilişkin bir yaklaşım göremedim. “Evde kal" sloganıyla virüsün yayılmasını engellemek amacıyla insanları evde tutmak doğru adım. Hatta vatandaş sokağa çıkma yasağı ilan edilsin istiyor. Evde kalmanın aile içinde belli streslere neden olabileceğini görmek gerekiyor. İlgili bakanlığın bu konuda nasıl bir hareket tarzı belirlediğini sormak hakkımız. Bunun incelikli bir şekilde virüsle mücadeleye dahil edilmesi gerekiyor. Kamu spotu yoluyla mı ulaşılır? Başka bir yolla mı? Onun kararını ilgili yöneticiler belirler. Konuyla ilgili bazı gazetelerde haber yapıldı. Ancak, nasıl bir politika geliştirildiğine dair herhangi bir açıklama gelmedi bakanlıktan. Ya da ben atladım. Bir başka konu eğitimle ilgili. Çocukların uzaktan eğitim süreci ile ilgili streslerini ölçen bir çalışma yapılıyor mu? Bu sorunun yanıtı önemli. Hem içerik hem de metod bağlamında bir değerlendirme yapılıyor mu? Çünkü, sürecin uzaması durumunda yeni bir yol haritası çıkarılması için referans olabilecektir. Böyle bir çalışmanın gerekliliğine inanıyorum. Gerek kamunun gerekse özel okulların yeni duruma göre kendilerini güncelleme yeteneğine sahip olmaları gerek. Bunun altyapısını oluşturmak da referans çalışmaların yapılmasıyla mümkündür.
Toplum olarak farkındalığımızı en üst seviyede tutmamız gerekiyor. Birbirimizi daha iyi anlamaya gayret etmeliyiz. Devlete güvenmeye devam etmeliyiz. Fakat devletin de farklı bakış açılarını hoşgörüyle kucaklaması gerekiyor...
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |