Dün yürek sızlatan bir haber aldık. Halikarnas Balıkçısı'nın manevi oğlu, gazeteci, yazar, akademisyen Şadan Gökovalı, 82 yaşında hayata gözlerini yumdu. Tüm İzmir, memleketi Muğla, Ege ve hatta tüm Türkiye derin bir acı yaşadı.
Elbette ki hepimizin varıp gideceği son nokta orası... Ama ölümlü yaşamına sayısız ölümsüz eser ve hatıralar dolduran insanların vedası daha bir yürek yakıyor.
***
Halikarnas Balıkçısı adıyla tanınan ünlü şair Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın manevi oğlu olan "gazetecilerin hocası" diye bilinen Şadan Gökovalı, 82 yıllık ömrüne hiç de az şey sığdırmadı. Büyük bir titizlik ve editöryal dehayla Balıkçı'nın muhteşem eserlerini ölümünün ardından yayınladı. Tüm kitaplarına önsöz yazdı.
Kendince karaladıkları da hiç öyle azımsanacak gibi değildi.
İyi de bir gazeteciydi Gökovalı...
Turizm üzerine de yüksek lisans ve doktora yaptı. İletişim Bilimleri alanında doçen oldu. İyi ilişkiler kurdu, Türkiye'nin ilk kültür turlarını başlatan da oydu...
Sayısız ödüllere layık görüldü ama üniversiteden de hiç kopmadı. Bir asıra dayanan tecrübelerini Yaşar Üniversitesi'nde öğrencilerine aktarmaya çalıştı. Çoğu Türkiye’nin turistik yerleri hakkında olmak üzere yirmiden fazla kitabı çeşitli dillerde yayımlandı.
Üniversite ve kitaplar gibi memleketi Muğla Gökova da bir tutkuydu onun için. Hiç elini çekmedi.
***
Kadife gibi, naif, saygılı, babacan ve tam bir kitap kurdu olan Gökovalı ile ben de tanışma, 2 saate yakın sohbet etme fırsatı bulmuştum. Gazetecilik, turizm ve çevre konularında son derece vicdanlı ve oturaklı fikirlerini dinlemiştim. Ege'nin bu bilgi yüklü asırlık delikanlısına derin saygılarımı ve hürmetlerimi iletmiştim.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi'nin arka tarafındaki açık hava tiyatrosuna adı verilen Gökovalı'ya ekmeğini yediği İzmir de vefa göstermiş, adını Konak'taki bir sokağa vererek onurlandırmıştı..
Vefa denildiğinde ilk akla gelen isimlerden biri olan Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, "ağabeyim" dediği Gökovalı'dan yaşarken ilgisini ve dostluğunu hiç eksik etmemiş, adının sokak tabelasına çakıldığı törende de ihtiyar delikanlının elini bırakmamıştı.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti yönetimi, kentin önde gelen gazetecileri ve gazeteci kökenli CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel de törende yerini alıp "Türkçeye Emek" ödüllü bu kültür hazinesini onurlandırmıştı.
Vefayı anlatan sımsıcak, samimi bir kare; Abdül Batur (solda) ve Şadan Gökovalı (sağda)
***
Durup düşündüğünde insan, şu fani dünyada, vefanın ne denli insani bir duygu olduğunu, en çok da ölmeden önce gösterildiğinde nasıl anlama büründüğünü fark ediyor.
Siz siz olun yüreğinizden vefayı eksik etmeyin. Vefasızlarsa her zaman kaybetmeye mahkumdur.
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |