SONKALEİZMİR-CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir'in Çeşme ilçesinde Basın Konseyi tarafından düzenlenen "Medyanın Sorunları ve Beklentiler" konulu toplantıya katıldı. Boyalık Beach Otel'deki toplantıya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran, Basın Konseyi üyeleri ve gazeteciler de katıldı.
"İZİN VERENLER SOYGUNUN ORTAKLADIR"
Basında yaşanan sorunların konuşulduğu, görüş ve önerilerin alındığı toplantıda konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, gazetecilerin yargı üzerinden cezalandırıldığını belirterek şunları söyledi:
"Yaptığı bir haber dolayısıyla kişinin evi basılabiliyor, sabahın köründe gözaltına alınabiliyor, karakolda tutulabiliyor. Yargı üzerinden gazetecilere gözdağı veriliyor. Yargı iktidar sahiplerinin kontrolünde olduğu için, yargı bağımsızlığı olmadığı için yukarıdan gelen talebe göre hakim kararını verebiliyor. Bu bazen bir cezalandırma şeklinde oluyor, bazen de doğru habere yasak getiriyorlar. Basın İlan Kurumu'nun gazetelere tiraja göre para vermesi lazım. Öyle gazeteler var ki 300 bin, 100 bin, 250 bin tiraj yapıyor. 25 bin tirajı olmayan gazeteler 300 bin tiraj üzerinden para alıyor. Devlet açıkça soyuluyor. Bunu yapanlar iktidara destek veren gazeteler. Bütçe görüşmelerinde Fuat Oktay'a dedim ki: "Lütfen bağımsız bir dış denetçi bulun. Gerçek anlamdaki tirajlara göre para verilsin." Soygun düzeni aynen devam ediyor. Ama Fuat Oktay unutmasın, önümüze bütçe geliyor. Bu soyguna izin verenler bu soygunun ortaklarıdır. Vatandaşın vergisine ben sahip çıkıyorum. Onlar yandaş televizyonlara veya gazetelere kaynak aktarmak için yalan üzerinden para harcıyorlar."
"TRT'YE ÇIKMAM YASAK"
Kamu kurumlarının reklamlarının sadece havuz medyasının gazete ve televizyonlarına verildiğini belirten Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
"Saraydan talimat alıyorlar. Bizim vergilerimizin kendi amaçları çerçevesinde kullanıyorlar. Bunun toplumun her kesimi tarafından çok iyi bilinmesi lazım. TRT'nin normalde bağımsız yayın yapması lazım, yasada öyle. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra saraya gittim. Bu konuyu açtım. En azından bağımsız yayının gereği olarak bizim de orada haber olmamız gerektiğini söyledim. "Öyle şey olur mu, bunun dengelenmesi lazım, bu doğru değil" dedi. 15 Temmuz'dan bir iki hafta sonra bir kez TRT'ye çıktım. Bir daha çıkmadım, yasak. Gazeteciye doğrudan saldırıda bulunuluyor. Gazetecinin günahı ne. İşin garip tarafı bu saldıranların serbest bırakılması. Ellerinden gelse, utanmasalar 'Çok iyi yaptınız' diyecekler. Bugün için tarafsız gazetecilik yapmanın ne kadar zor olduğunu hepimizin bilmesi lazım. Bütün olumsuzluklara rağmen asla karamsar değilim. Hepsini çözeceğiz. Herkes sakin olmalı. Sandık gelecek. Herkesin beklentisi sandık olmalı. O zaman herkes gerçeği görecek. Otoriter bir yönetimi demokratik şekilde göndereceğiz. Yeni bir RTÜK uygulaması gelecek diyorsunuz, gelebilir. Yolunu kaybetmiş bir insan iktidarda kalmak için elinden gelen her şeyi yapacaktır. Ne ahlak kaldı, ne irfan kaldı, ne de sağduyu kaldı. Varsa yoksa benim koltuğum, ben bu koltukta oturmalıyım. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bu işleri koordine eden orası. Kendisi devlet memuru. Sanki partinin genel başkanıymış gibi konuşuyor."
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |