ege yıldız, sessiz boru
Son Kale İzmir
  • Dolar
    34,5076
    Dolar
  • Euro
    36,1703
    Euro
  • Altın
    2.978,670
    Altın
  • Bist-100
    9.368,00
    Bist-100
  • ADANA
    23/34°
    ADANA
  • ANKARA
    19/28°
    ANKARA
  • ANTALYA
    25/30°
    ANTALYA
  • BURSA
    21/31°
    BURSA
  • ISTANBUL
    24/28°
    ISTANBUL
  • IZMIR
    22/35°
    IZMIR
  • KONYA
    20/27°
    KONYA
Facebook Twitter
ANA SAYFA GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN KÜLTÜR-SANAT TÜRKİYE DÜNYA GÜVENLİK
Vergi borçları silinecek mi?
Vergi borçları silinecek mi?
CHP'li Türeli ekonomi vurgusu... 'Dünyada 72. sıradayız'
CHP'li Türeli ekonomi vurgusu... "Dünyada 72. sıradayız"
Teğmenlerden flaş açıklama...
Teğmenlerden flaş açıklama...
Selma Ateş'e saldırının azmettiricisi ev hapsinde iki kişiyi öldürüp kaçtı
Selma Ateş'e saldırının azmettiricisi ev hapsinde iki kişiyi öldürüp kaçtı
24 Ocak 2020 Cuma - 10:20

Kalpaksız Kuvayi Milliyeci...

Cumhuriyet Vakfı Başkanı ve Cumhuriyet Gazetesi yazarı Alev Coşkun, ölüm yıl dönümünde arkadaşı Uğur Mumcu için dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

Kalpaksız Kuvayi Milliyeci...

İşte Alev Coşkun'un o yazısı:

Uğur Mumcu ile simgeleşmiş isimler vardır: “Sakıncalı piyade”, “araştırmacı gazeteci”, “Uğur Mumcu gazeteciliği”, “Kalpaksız Kuvvacı” gibi...

Yazımda başlık olarak, “Kalpaksız Kuvayi Milliyeci Uğur Mumcu”yu seçtim. Bugünün koşullarında bu isim, Uğur Mumcu’yu eksiksiz anlatmaya yeterlidir.

Son Görüşmem

Dostum, yol arkadaşım, fikir yoldaşım Uğur Mumcu, bundan 27 yıl önce, 24 Ocak 1993’te saat 13.15’te arabasına konulan bir bombanın patlamasıyla şehit edildi.

21 Ocak 1993 günü Uğur Mumcu, Cumhuriyet gazetesinin toplantısı için Ankara’dan İstanbul’a gelmişti. 22 Ocak Perşembe günü, gazetenin Cağaloğlu’daki eski merkezinde Nadir Nadi’nin odasında Uğur Mumcu, İlhan Selçuk ve ben, üç kişi uzun bir toplantıda bulunduk. O sırada Cumhuriyet gazetesini yayımlayan Cumhuriyet Gazetecilik ve Yayıncılık Anonim Şirketi’nin Yönetim Kurulu Başkanı’ydım. Cumhuriyet gazetesi için planlanan, tasarlanan Cumhuriyet Vakfı kuruluşunun ayrıntıları üzerinde uzun uzun konuşuldu.

Uğur Mumcu, o tarihte yazdığı yazılardan söz etti ve hazırlamakta olduğu PKK ile ilgili kitap taslağını anlattı ve o gün Ankara’ya geriye döndü.

Alçakgönüllü Aile ve Etkin Gençlik Yılları

Uğur Mumcu, Ankara’da alçakgönüllü bir memur ailesinin çocuğu olarak 22 Ağustos 1942’de doğmuştur. Ankara’da Devrim İlkokulu, Cumhuriyet Ortaokulu ve Deneme Lisesi’ni bitirdikten sonra 1961’de Ankara Hukuk Fakültesi’ne girdi.

Hukuk devleti anlayışını kurallaştıran, hak ve özgürlüklere önem veren 1961 Anayasası’nın getirdiği özgürlükler ortamında fakülte yılları coşkulu ve etkin geçti. Anayasa sol düşüncenin gelişmesini sağlamış, daha önce yasaklı olan birçok sol kitap yayımlanmıştı.

Uğur o günlerde, daha 20 yaşındayken “Türk sosyalizmi” başlıklı yazısıyla “Yunus Nadi Makale Yarışması”nı kazandı. 

Hukuk fakültesinde düzenlediği ve örgütlediği açıkoturumlarda etkin ve önemli öğrenci liderleri arasında yer almıştı.

Hukuk fakültesini bitirince, önce dil öğrenmek için İngiltere’ye gitti. Daha sonra, Ankara Hukuk Fakültesi’nde İdare Hukuku Kürsüsü’ne asistan olarak girdi. Ciddi bir hukukçu olarak akademik dünyada ilerlemek istiyordu.

Sakıncalı Piyade

Ancak 12 Mart müdahalesi gelmişti ve Uğur, yönetimin aydınlara yönelik baskıcı tutumundan payına düşeni aldı, tutuklandı ve askerliğini “sakıncalı piyade” olarak yaptı.

Bu olaydan sonra da, akademik dünyadaki yolunu bırakarak kendisini araştırmacı gazeteciliğe verdi. Askerlik dönüşü Yön, Devrim, Türksolu, Yeni Ortam, Akşam ve Milliyet’te çalıştı. Cumhuriyet gazetesinde kendisini buldu.

Atatürkçü, laik, Cumhuriyetçi, solcu ve demokrat kimliğiyle Türkiye’nin sorunlarına kendisini adadı. Devrimci, Kuvayi Milliyeci, hep emekten yana, sorgulayıcı, araştırmacı gazeteciliğin simgesi oldu.

Kesişen Yollar

Uğur’la yollarımız 1970’ten sonra kesişti. Demokratik sol anlayış ve Ecevit’in liderliğinde genç bir politikacı olarak Meclis’e girdim. 1973’te İzmir milletvekili, 1978’de Turizm ve Tanıtma Bakanı oldum.

Basın Yayın Genel Müdürlüğü de bana bağlı idi. Uğur’un fakülteden çok yakın arkadaşı Doç. Dr. Adil Özkol’la danışmanım olarak birlikte çalışıyorduk. Böylece Uğur’la dostluğumuz ve düşünce yakınlığımız güçlenmişti.

Uğur Mumcu’nun gazetecilikte yükselişi Cumhuriyet’te “Gözlem” sütununda yazdığı yazılarla olmuştur. Uğur’un 12 Eylül öncesi Cumhuriyet’teki silah kaçakçılığı ile yazı dizisi büyük ses getirmişti. 

Uğur, silah ve uyuşturucu kaçakçılarını, onlarla resim çektiren valileri, güvenlikçileri yazıyor ve “terör örgütleriyle silah kaçakçıları arasındaki yoğun ilişkiyi” ortaya koyuyordu.

Öldürülmeden önce, ABD’nin Ortadoğu’daki politikalarını ve ılımlı İslam devletinin unsurlarını irdeleyen yazılar yazıyordu.

Uğur, Ortadoğu’da Arap, Müslüman şeyhlerin derdinin imanının para olduğunu belirtiyor ve “Dünyada insan insanın kurdudur. Ama Ortadoğu’da Müslüman, Müslümanın kurdudur” diyordu.

Bilardo Teorisi

Ortadoğu ile ilgili “Bilardo Oyunu” yazısından söz etmek istiyorum. Uğur, şöyle diyordu:

“(...) Körfez savaşı sonrasının diplomasisi bir ‘bilardo oyunu’ gibi oynanıyor. ABD, bilardo sopası ile Irak’ı vuruyor, Irak topu Kürt topuna vuruyor. Kürt topu da Kıbrıs topuna! Bu ‘zincirleme reaksiyon’ Türk dış siyasetinin manevra alanını iyice daraltıyor. Türkiye, Kürt-Ermeni-Rum-Avrupa ve Amerikan kıskacında büyük bir yalnızlığa itiliyor. Ve bunun adı da ‘aktif politika’ oluyor.(...)” (Cumhuriyet, 16 Mart 1991)

Uğur, Aralık 1992’de “Tarikat-Siyaset-Ticaret devletin resmi ideolojisinin üç ayağını oluşturuyor” diyordu.

Uğur ve İmam Hatipler

Uğur’un aşırı dincilerin tepkisini çeken en son yazısı, “İmam-Subay” adını taşıyan yazıdır. 

Uğur, imam hatipli doktor, İmam hatipli yargıç, imam hatipli kaymakam ve vali devrinin açılacağını belirtiyor ve “Yaşa var ol Harbiye / Selamünaleyküm sivil toplum/ Maşallah ikinci cumhuriyet/ Ruhuna el fatiha laiklik” diyordu. 

Uğur Mumcu Gazeteciliği

Uğur Mumcu yazılarında bir konuyu alır, inceler somut verilere ulaşır, irdeler ve yazısını yazardı.

Kimileri, “Uğur Mumcu gazeteciliği bana bir şey ifade etmiyor” diyor. Uğur Mumcu gazeteciliği, çalışmaktır, araştırmaktır, Türkiye Cumhuriyeti’ne ve laik ilkelere inanmak ve savunmaktır. Uğur Mumcu gazeteciliği “Yetmez ama evet”çi değildir. Uğur Mumcu gazeteciliğinde “Bizi de kandırdılar” cümlesi hiçbir biçimde yer almadı. Bu nedenle “yetmez ama evetçiler” Uğur’u sevmezler. Uğur Mumcu gazeteciliğinden de anlamazlar.

Büyük Tören

Uğur’un cenazesi, 27 Ocak günü Ankara’da büyük bir törenle kaldırıldı.

Dillerde “Ankara’nın taşına bak/ gözlerimin yaşına bak” dizeleri vardı ve yüzbinler, Ankara caddelerine taşıyordu.

İlk tören Cumhuriyet gazetesi Ankara Bürosu önünde yapıldı. Katılan halk, onu Maltepe Camii’ne götürdü. Görülmemiş bir kalabalık, birlik ve beraberlik vardı. Adeta Ankara ayağa kalkmıştı. Yağmur dinmeden yağıyordu. Ankara halkı gözleri yaşlı onu uğurluyordu.

Halk, Devrime Sahip Çıkıyor

İlhan Selçuk, Uğur’un cenazesini anlattığı, “Halk Devrime Sahip Çıkıyor” başlıklı yazısında:

“Aydınlanma devrimi sürüyor...

Uğur’un tabutu bu devrimin bayrağı gibi. Son yolculuğuna uğurlandı. Halk, Uğur’a sahip çıkıyor. Halk devrime sahip çıkıyor” diyordu. (Cumhuriyet, 27.01.1993)

“Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi” diyen Uğur Mumcu’ya Ankara halkı açıkça ve gönülden yanıt veriyordu.

Neden Kalpaksız Kuvayi Milliyeci?

Uğur Mumcu’ya neden “Kalpaksız Kuvayi Milliyeci” deniliyordu? Çünkü genç yaşta Anadolu İhtilali’nin temel köklerini benimsemişti. Atatürk’ün antiemperyalist duruşunu özümsemişti. Aydınlanma devrimlerini, çağdaş ve laik Türk toplumunun önemini kavramıştı. Uğur, onun için “Kalpaksız Kuvayi Milliyeci”dir.

Ne demişti Atatürk? “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir.” İşte bu onurlu düşünceyi Uğur tüm benliğinde duyumsuyordu. İşte bu nedenlerle antiemperyalist, Kuvayi Milliyeci, Atatürkçü Uğur’u öldürdüler.

Uğur’a Sahip Çıkmak

Aydınlanma devrimi ve antiemperyalist düşünce Cumhuriyet gazetesinin temel ilkesidir ve bu ilke sürecektir. İlhan Selçuk, aydınlanma devrimi ile Uğur’un iç içe geçişini ve yolunu değiştirip döneklerle olan çatışmasını ne güzel anlatmıştır. Şöyle ki:

“Gazetemizin 20. yüzyılın ilk çeyreğinden bugüne değin hiç sapmadan  Aydınlanma yolunda yürümesi bir rastlantı değil... Uğur Mumcu’nun Cumhuriyet gazetesinde bir Uğur Mumcu olması bir rastlantı değil... Son yıllarda çoğu aydın sanılan kişinin yolunu sapıtması ve tutarsızlığa düşmesi de bir rastlantı değil...”(Cumhuriyet, 29.01.1993)

Uğur, gazeten Cumhuriyet, senin düşündüğün yolda mücadelesini sürdürecektir. Cumhuriyet felsefesine, Atatürk’ün Aydınlanma devrimlerine sahip çıkacaktır. Işıklar içinde uyu.

 
Başkan İduğ öğrencilerle buluştu
 
Topuk dikenine davetiye çıkarmayın
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Folkart Academy'de kayıtlar başladı
Folkart Academy’de ileri seviye tiyatro eğitim verilen Özel Yetenek Sınıfı ...
Karşıyaka’da edebiyat buluşmaları
Karşıyaka Belediyesi’nin yeni dönemdeki örnek kültür sanat projelerinden ...
Mübadele konser ve sergiyle anılacak
Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi (APİKAM) Türkiye - Yunanistan nüfus ...
 
Çay poşetinden sanat eseri
İzmir'de uzun süredir hobi olarak resimle uğraşan Dilek Karaçayır (53), ...
Gece Sirenleri Sergisi'ne büyük ilgi
Türk edebiyatının usta ve önde gelen ismi Selim İleri ile Türk resminin ...
Karnesini alan su altı dünyasına koştu
Ege Bölgesi'nin ilk ve tek akvaryumu olan İzmir Akvaryumu'nda sömestir ...
 
23 yıllık sanat aşkı...
Narlıdere Belediyesi Türk Sanat Müziği Korosu, ikinci baharını yaşayan ...
Demirkol'dan Aslangil'e mektuplar
Gazeteci-Yazar Piyano Sanatçısı Nihat Demirkol, Türk müziğinin önemli ...
Beyaz heyecan
IF Wedding Fashion İzmir – 14. Gelinlik, Damatlık ve Abiye Giyim Fuarı ...
 
YAZARLAR
ÇOK OKUNANLAR
FACEBOOK'TA SON KALE İZMİR
TWITTER'DA SON KALE İZMİR
ÇOK YORUMLANANLAR
PUAN DURUMU
ARŞİV
Son Kale İzmir
KünyeKünye Ä°letiÅŸimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri