Ahmet ERTAN/SONKALEİZMİR- Gazeteci Yazar Kadri Gürsel ve Araştırmacı Yazar Ali Mert Taşcıer, Çanakkale’de “Yerel demokrasi” söyleşisi gerçekleştirdi. Çanakkale Belediyesi’nin düzenlediği etkinlik, Prof. Dr. Türkan Saylan Sosyal Tesisleri’nde yapıldı. Söyleşide ilk olarak Gazeteci Yazar Kadri Gürsel söz aldı. Türkiye’de mevcut dönemde birçok krizin yaşandığını söyleyen Gürsel, ”Ülke olarak her şeyi ile tam boyutlu bir krizden geçiyoruz. Sadece ekonomik değil, siyasi boyutte da bir krizimiz var. Devlet krizi var. Eğitim krizi var, toplumsal bir kriz var. Çok boyutlu krizden geçiyoruz. Bu tartışma ortamında yerel demokrasi ve yerel yönetimler büyük önem kazanıyor. Demokrasi insanlığın bulabildiği yegâne sürdürülebilir barışçı ve refaha katkıda bulunan bir yönetim biçimi. Demokrasinin yaşatılabildiği yegâne alanlar maalesef yerel yönetimlerde kaldı. Geçmişte Türkiye’de sorunlu bir demokrasi vardı. Şimdi demokrasi falan kalmadı. Türkiye’de bir demokrasi artık yok. Ama muhalefetin kazanmış olduğu belediyelerde bir demokrasi yerel düzeyde yaşatılıyor” dedi.
YEREL DEMOKRASİ VE ÇANAKKALE
Yerel demokrasi örnekleri arasında Çanakkale’nin ayrı bir öneme sahip olduğunu belirten Gürsel, ”İktidar modellerinin geliştirilebileceği yegane alanlar olarak yerel yönetimler ortaya çıkıyor. Benim için Çanakkale’nin ayrı bir önemi var. Ülgür başkanım takdir edecektir. Bu şehirde benim güzel anılarım var. 1978 yılında Çanakkale’ye geldiğimde 17 yaşındayım. Siyasi gündem neticesinde gelmiştim, yine bir siyasi gündem neticesinde geliyorum. Benim için Çanakkale çok güzel ve kendi kişisel gündemimin hep bir parçası olmuştur. Yerel demokrasinin konuşulacağı en güzel mekânlardan birsindeyiz. Çünkü burada yerel demokrasinin kendisi yaşanıyor. Birinci sıraya ben Çanakkale’ye koyardım. İzmir, Çanakkale, İstanbul ve Antalya’da muhalefetin olduğu belediyelerde Türkiye’nin yakın geleceği için geçerli olacak model ve sistemi oluşturulmalıdır. Ne yapıyorsa iktidar hangi nedenden ötürü kaybediyorsa bunun tersi model olarak işlenmelidir. Alternatif bir model için formül aslında çok basit” diye konuştu.
“ERDOĞANİZM SONA ERİYOR”
Mevcut hükümetin artık son dönemini yaşadığını söyleyen Gürsel, konuşmasını şu şekilde sürdürdü; ”Bu konunun güncel önemi arkadaşlar Erdoğanizm artık sona yaklaşmaktadır. Reisçilik dönemi bitmektedir. 17 yıllık iktidar 5’nci final sezonundadır. Dizi mantığı ile canlandırırsak karşımıza bu manzara çıkıyor. Artık bu iktidarın son dönemedir. Bundan sonra Türkiye’yi neler beklediği önümüzdeki günlerde ortaya çıkacaktır. Bu iktidarın gideceği kesindir. AKP’de birbirinden farklı dönemler var. Şimdi içinde bulunduğumuz dönem iktidarın 5’nci son dönemi. Bu kadar uzun süre verilmişse bu hükümete bunun bir nedeni vardır. Bunun nedeni de, sürekli ittifakları ve pozisyonlarını değiştirerek, bugüne kadar gelmesiydi. 2003 yılından 2007 yılına kadar dengeci bir AKP dönemi oldu. Geniş bir koalisyon dönemi vardı o zamanlar. 2007 yılında e-muhtıraya kadar. İkinci dönemde de bir şekilde başarıya ulaştılar. Sonra AKP üçüncü dönem geçirdi. Burada da bir iç savaş yaşandı İslamcılar arasında. Bu dönemde 2012 yılında MİT krizi ile başladı. 15 Temmuz 2016 tarihine kadar devam etti. Başarısız darbe girişimi ardından yeni bir rejim getirme hareketine sürüldü. Darbe sorası 4’ncü dönem bugün iktidarın gidici olduğunu söylemimize imkan veren bütün olumsuz dinamikleri içerisinde barındırdı. Bu dönemde iktidar bir olağanüstülük halinin verdiği fırsatı en kötü şekilde kullandı. Ve adına Cumhurbaşkanı sistemi dedi. Yeni bir yönetim biçimini ülkeye empoze etti. Ne özgür ne de adil olan bir referandum oldu. Velhasıl tüm gücün tek bir kişi de toplandığı bir sistem oluştu. Bu sistemin sonucudur bugün içinden geçtiğimiz ekonomik dönem. Ekonomik kriz yaratacağı en baştan belliydi” dedi.
“2020 YILI SON FIRSAT”
Türkiye’nin 2020 yılında erken bir seçime gidebileceğini söyleyen Gürsel konuşmasında son olarak şunlara yer verdi; ”Bir tükeniş içerisinde iktidar. Ülke kendi krizini çözecek halde değildir. İktidarın seçim yapmak gibi bir zorunluluğu var ama seçimle gitmemek gibi bir durumu da var. Bu şartlarda, önümüzdeki 2020 yılında Erdoğan iktidarı çok erken genel seçime gitmek durumundadır. Bu süreci aşarsa ekonomik kriz tırmanışa geçecektir. Babacanoğlu ve Davutoğlu taban aşınması yaşatacaktır. Ve seçimleri kazanması mümkün olmayacaktır. Ana akım İslamcı hareket artık 4 parçaya bölünmüştür. Bu parçalanmadan sonra iktidarın 2023 yılına kadar gücünü muhafaza etmesi mümkün değildir. Burada yerel yönetimlerde CHP’nin ne yaptığı önümüzdeki zamanı nasıl değerlendirdiği çok önemlidir. 2020 yılında iktidar seçim yaptı yaptı, belki kazanma şansı olabilir. Ama muhalefetin tekrar bir fırsatı olmayacaktır. Türkiye bir an önce seçimlere hazırlanmalıdır.” Söyleşi sonrası iki isim, Çanakkaleli hayranları için kitaplarını imzaladı.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |