Konak Belediyesi’nin düzenlediği Kadın Öyküleri Kısa Öykü ve Şiir Yarışması Ödül Töreni Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Kazananlara ödüllerinin verildiği törene ev sahibi Konak Belediye Başkanı Abdül Batur’la birlikte CHP Ankara Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Gamze Taşçıer, CHP Kadın Kolları MYK Üyesi Ayten Gülsever, CHP İzmir İl Yöneticileri, CHP Konak İlçe Başkanı Akın Küçükoğullarından ve ilçe yöneticileri, PEN Yazarlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Şair Yazar Zeynep Aliye ve dernek üyeleri, yarışmanın jüri üyeleri ve katılımcıları, Konak Belediyesi Meclis Üyeleri ve kadın kuruluşları temsilcileri katıldı. Bu yıl ikincisi düzenlenen, şiir kategorisi de eklenerek geliştirilen “Tarih, Kadınlar ve Efsaneler” temalı Kadın Öyküleri Kısa Öykü ve Şiir Yarışmasında “Yetiş Umay Ana” isimli eseriyle Esra Kahya öykü dalında, “Dişil Cumhuriyet” isimli eseriyle Güler Kalem şiir dalında birincilik ödülünü aldı. Öykü dalında ikincilik ödülünü “Ses” isimli öyküsüyle Esma Nur Kılıç, üçüncülük ödülünü ise “Kadın İcat Etti” isimli eseriyle Beyhan Keçeli ve jüri özel ödülünü “Helen’in Savunması” isimli eseriyle Sare Coşar aldı. Şiirde ise ikincilik ödülü “Grafomani” isimli eseriyle İlayda Orhan’a, üçüncülük ödülü “Sunak” isimli eseriyle Deniz Kara’ya ve jüri özel ödülü “Sofia’nın Arzuları” isimli şiiriyle Merve Yaşar’a gitti.
Taşçıer: Kadın özgürleştikçe sanat da özgürleşir
Törende konuşan CHP PM Üyesi Gamze Taşçıer, Konak Belediyesi’nin kadın dostu çalışmalarla kadınların yanında yer aldığını, kadınların hayatın her alanında var olabilmesi için yaptığı sosyal projelerle Cumhuriyete yakışır bir belediye vazifesini fazlasıyla üstlendiğini dile getirdi. Konak Belediye Başkanı Abdül Batur’a kadınlara yönelik çalışmaları dolayısıyla “Biz de her zaman yanınızdayız, her türlü desteğe her zaman hazırız başkanım” diyen Taşçıer, kadın ve sanatın benzerliğine vurgu yaptığı konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kadın ve sanatın geçmişten günümüze mücadelesine baktıkça birbirinden bağımsız olmadığını görüyoruz. Kadının yaşadığı zorluklar, mücadeleler sonucunda nasıl güzele ulaştıysa aslında sanatın içinde bulunduğu durum da benzer. Bu nedenle kadın özgürleştikçe sanat da özgürleşir. Her ikisi de Cumhuriyetin bizim için bir devrim niteliği taşıyan iki önemli unsurundan. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nü öykü ve şiir yarışmasıyla buluşturmak da bu günün ne kadar anlamlı olduğunu, ne kadar anlaşıldığını ifade eden çok kıymetli bir çalışma. Bu vesileyle başta başkanım olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”
“Cumhuriyet aynı zamanda bir kadın devrimidir”
Latife Hanım’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne adım atan ilk kadın olduğunu hatırlatan, Mustafa Kemal Atatürk’ün kadın hakları konusundaki öngörüsü, tüm dünyaya örnek olan cesur adımlarını vurgulayan Taşçıer, “Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde emperyalist güçlere karşı kazanılan bağımsızlık mücadelesinin sonucunda ilk 10 yıl çok önemli devrimler yapıldı. Dikkat ederseniz bu devrimlerin temeli aslında kadın-erkek eşitliğine dayanıyordu. Çünkü cumhuriyet bir kadın devrimidir aynı zamanda. Atatürk’ün o engin öngörüsü bugün örnek aldığımız bütün dünya ülkelerinden çok daha önce, hatta Evrensel İnsan Hakları bile tanımlanmamışken; kadına, bırakın bir birey olmayı, insan kavramının bile içerisinde yer verilmiyorken Atatürk, başta kadınlara seçme ve seçilme hakkı, eğitim hakkı olmak üzere 10 yılda çok önemli adımların atılmasını sağlamıştır” diye konuştu.
“Eninde sonunda kazanan kadın mücadelesi olacak”
Virginia Woolf’un, “Tarihsel süreç içinde kendine ait hiçbir şeyi olmayan, geliri, özgürlüğü, hatta kendisine ait bir odası bile olmayan bir kadının değil başyapıt üretmesi, herhangi bir eser üretmesi bile olanaksız” sözlerini hatırlatan Taşçıer, Konak Belediyesi’nin düzenlediği yarışmanın önemine dikkat çekti ve konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Elbette zamanla kadın özgürleşiyor, kadın özgürleştikçe sanat özgürleşiyor; daha çok kadın sanatçı daha çok eser üretmeye, daha çok eser yazmaya başlıyor. İşte o nedenle böyle bir yolda olmanız bile bu yarışmanın sonucunda kazananın tüm kadınlar olduğunu bize gösteriyor. Emeği geçen tüm kadınlarımızın eline, yüreğine sağlık diyorum; kazanan kadın arkadaşımızı tebrik ediyorum. Eninde sonunda kazanan kadın mücadelesi olacak. Yaşasın özgürlük için, gelecek için omuz omuza verdiğimiz mücadelemiz.”
Batur: Kadına yönelik her türlü şiddeti kınıyor ve lanetliyorum
Konak Belediye Başkanı Abdül Batur ödül töreni açılışında yaptığı konuşmada 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ne vurgu yaptı. Düzenledikleri etkinliklerle farkındalık yaratmak istediklerini dile getiren Başkan Batur, “Türkiye genelinde düzenlediğimiz yarışmamız her yıl daha çok ilgi görüyor. Bu yarışmada, sizlerin öykü ve şiirleriyle kadının toplum içindeki önemini gözler önüne sermeye çalışıyoruz. Bu yarışmayla, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne dikkat çekmeye çalışıyoruz. İster özel ister kamusal alanda olsun, kadınlara yönelik şiddeti kabul etmemiz mümkün değildir ve asla kabul etmiyoruz. Kadına yönelik her türlü şiddeti kınıyor ve lanetliyorum” dedi.
"Bu mücadeleyi, hep birlikte, dayanışma içinde sürdüreceğiz”
Başkan Batur, Konak Belediyesi’nin kadın dostu bir belediye olduğunu ve kadına yönelik çok sayıda proje ve çalışma gerçekleştirdiklerini ifade etti. Kadına yönelik şiddet sorunun yerel çabalarla değil yasal düzenlemelerle çözülebileceğini belirten Başkan Batur şöyle konuştu:
“Türkiye genelinde düzenlediğimiz yarışmamız her yıl daha çok ilgi görüyor. Bu yıl birbirinden değerli 6 jüri üyemiz 575 eseri değerlendirdi. Hem jürimize hem de yarışmamıza eser gönderen tüm kadınlarımıza teşekkür ediyorum. Şiir ve öykü dalında 8 ödülümüzü kazanan yarışmacılarımızı da gönülden kutluyorum. Sizlerin öykü ve şiirleriyle kadının toplum içindeki önemini gözler önüne sermeye çalışıyoruz. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi, devletin, kadınları korumaya yönelik önlemleri ve şiddete yönelik politikalarıyla birebir ilgilidir. Bu sorunun çözümü sadece yerel yönetimlerin değil, siyasi iktidarın çözebileceği bir sorundur. Kadına şiddet ancak ciddi yasal düzenlemeler ve ciddi yaptırımların uygulamaya sokulmasıyla çözüme ulaşabilecek bir sorun olarak görünmektedir. İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden hayata geçirecek, kadınlara değer veren, sözleşmenin tüm maddelerini yeniden uygulamaya koyacak bir iktidarın özlemindeyiz. Artık, yeter diyoruz. Artık değişimin zamanı geldi. Bu mücadeleyi, hep birlikte, dayanışma içinde sürdüreceğiz.”
Aliye: Kadın ve öyküyü bir nehre benzetirim
PEN Yazarlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Şair, Yazar Zeynep Aliyede kadını ve öyküyü bir nehre benzettiği imgesel konuşmasıyla alkış topladı. Aliye konuşmasında şu cümlelere yer verdi:
“Kadınlar Türkiye’de demokratikleşme, çağdaşlaşma; güzel bir geleceği kurmak amacıyla bitmek bilmeyen gayretlerini gösteriyorlar. Kadın ve öyküyü bir nehre benzetirim ben. Nehir, vericidir, bereketlidir. Çevresini besleye besleye, coştura coştura gider. Heyecanlıdır. Arına arına gider. Yaşamı coşku doludur. Bir yerde yığılıp kalmayı istemez. Öykü de öyle… Öykü, 20’nci yüzyılın yaramaz çocuğu olarak ortaya çıkmıştır. Coşkuludur, kendisine bir son çizilmesini istemez. Kadınlar da düştüğü yerden kalkmasını, yeniden harekete geçmesini, ağlarken gülmesini bilirler. Fakat iki türlü nehir vardır; kapalı havza, açık havza. Kapalı havza içine kapanır, dört duvarın arasında kalır. Bütün bereketini, coşkusunu, heyecanını orada tüketir gider. Açık havza ise denize ulaşır. Denize giderken yanına akarsuları da alır, coştura coştura denize gider, denizden okyanuslara akar, bütün dünyanın olur. Kadınlar da öyledir. Kimi kadınlar dar bir dünyada kitlenip kalırken kimileri de coşku içerisinde. Ama her halükarda hayata anlam, coşku ve güzellik katarlar. Burada kadın ve öykü gibi çok önemli iki konuyu buluşturan, adına yarışma düzenleyen Konak Belediyesi’ne ve emek verenlere çok teşekkür ediyoruz.”
Ödül töreni tiyatroyla taçlandı
Açılış konuşmalarının ardından ödül törenine geçildi. Ulusal çapta düzenlenen ve 575 eser arasında değerlendirme yapılan yarışmada öykü ve şiir dallarında dereceye girenlere ödüllerinin verilmesinin ardından Handan Gökçek’in yazdığı, Yılmaz Tüzün’ün yönettiği, Tomris Çetiner ve Yasemin Şimşek Tüzün’ün oynadığı “Son Kantocu Elenika” tiyatro oyunu sahnelendi.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |