Toplantıda konuşan TEKSİS Hidrojen Genel Müdürü Hüseyin Devrim de Türkiye’nin ikinci “Hidrojen Vadisi” projesinin İzmir’de kurulması için çalışmaların başladığını belirterek, bu konuda iş birliği çağrısında bulundu. ESİAD tarafından düzenlenen “Yenilenebilir Enerjide Hidrojen” konulu toplantı, ESİAD Sanayi ve Yatırım Ortamı Yuvarlak Masa Üyesi, TPI Composites Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Kıdemli Başkan Yardımcısı Gökhan Serdar’ın moderatörülüğünde gerçekleştirildi. TENMAK Türkiye Enerji Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu Enerji ve Teknoloji Politikaları Koordinatörü Dr. Celal Erbay, TEKSİS Hidrojen Genel Müdürü Hüseyin Devrim ve ASPİLSAN Enerji Ar-Ge Mühendisi Dr. Can Sındıraç’ın katıldığı toplantıda enerjide hidrojen kullanımının sanayiciye sunduğu fırsatlar ele alındı.
TÜRKİYE İÇİN STRATEJİK ÖNEMDE
Toplantının açılışında konuşan ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, enerjinin tüm ülkeler için stratejik bir konu haline geldiğini belirterek, şöyle konuştu:
“Yenilenebilir enerji küresel ekonomi gündeminin en üst sıralarına yerleşmiş durumda. Hidrojen, enerji sektörünün geleceği için önemli bir kaynak olarak görülüyor. 2021 Şubat itibarıyla dünya genelinde 30 ülke hidrojen yol haritasını hazırladı. İklim nötr hedefine ulaşılmasında, yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak üretilen temiz yani yeşil hidrojenin önemli bir rol oynayacağı kabul ediliyor. Bu noktada ülkemizde de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından 2023 yılı başında ‘Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası’ hazırlanmış olmasını son derece önemli görüyoruz. Strateji ile ilk aşamada doğal gaza hidrojen ve sentetik metan karıştırılması ve hidrojen enerjisiyle sanayinin ihtiyacının karşılanmasının hedeflendiği anlaşılıyor. Türkiye’nin ve özellikle bölgemizin rüzgar ve güneş enerjisindeki yüksek potansiyeli düşünüldüğünde, ülkemizde de yeşil hidrojen teknolojileri geliştirilmesinin stratejik önemde olduğunu düşünüyoruz.”
TEŞVİK VE DESTEK ŞART
Avrupa Birliği’nde kurulu elektrolizör kapasitesinin 2030 yılına kadar 65-80 GW’a yükseltilmesinin planlandığını anlatan Zorlu, Türkiye’nin hedefinin ise 2030’da 2, 2035 yılında ise 5 GW olduğunu söyledi. Hidrojen üretiminde kilogram maliyetinin yüksek olduğunu ifade eden Zorlu, “Sadece üretim değil, hidrojen depolama ve dağıtım teknolojilerinin de geliştirilmesi gerekiyor. Bu bağlamda önümüzdeki dönemde hidrojen üretimine yönelik yatırım teşviklerinin artırılmasının, hidrojen teknolojileri konusunda Ar-Ge desteklerinin çeşitlendirilmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi.
TEMİZ ENERJİ İÇİN ÇÖZÜM HİDROJEN
Tüm dünyadaki enerji tüketiminin sadece yüzde 20’sinin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlandığını belirten ESİAD Sanayi ve Yatırım Ortamı Yuvarlak Masa Üyesi, TPI Composites Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Kıdemli Başkan Yardımcısı Gökhan Serdar da, “Problemin kalan yüzde 80’ine başka bir çözüm bulmamız gerekiyor. Bu yüzde 80’in içinde ısınma ihtiyacı, sanayinin fosil yakıt kullanımı, hava, deniz ve kara ulaşımında kullanılan fosil yakıtlar var. Bu yüzde 80’in temiz enerjiye dönüşmesi için, ya elektrifikasyon dediğimiz enerjinin elektrikli hale getirilmesi lazım ya da buna farklı bir yakıtla çözüm üretmemiz lazım. Bunun adı da tüm dünyada kondu büyük ölçüde. Hidrojen aday teknoloji olarak ilerliyor” diye konuştu.
HİDROJEN VADİSİ İÇİN BİRLİKTE ÇALIŞALIM
TEKSİS Hidrojen Genel Müdürü Hüseyin Devrim ise hidrojenin enerji üretiminde kullanılmasının ve bu alanda geliştirilecek teknolojilerin Türkiye’yi enerji ihracatçısı olma noktasına getirebileceğini vurguladı. Türkiye’nin ikinci hidrojen vadisinin İzmir’de kurulması için çalışmaların başladığını belirten Devrim, şöyle devam etti:
“Sevgili Egeliler size bir sürpriz. İkinci hidrojen vadisi inşallah İzmir’de kurulacak. Bununla ilgili çalışmalar sürüyor. Hidrojen vadisi projesinde aslında iki başvuru yapılmıştı. Biri onaylandı. Şimdi sırada yenilenebilir enerjinin başkenti İzmir var. Bunu da hep birlikte başaracağız. Bu organizasyonu yaparken başta ESİAD olmak üzere sivil toplum örgütlerinin kapılarını çalacağız. İzmir, Avrupa Birliği’nin 2050 yılında sıfır karbon hedefini 2030 yılına çekmiş bir şehir. Bir uygulama şehri. Dolayısıyla kaynaklara erişim de biraz daha kolay. Zaten yenilenebilir enerji anlamında olağanüstü bir potansiyeli var. O yüzden bu projenin İzmir’de uygulanması için çaba harcıyoruz. Hidrojen vadileriyle ilgili bir sonraki başvuru Eylül ayında. 3 ayımız var. Hep birlikte çok yoğun bir şekilde çalışıp İzmir’e hidrojen vadisi kazandırabiliriz.”
FİRMALARA FON DESTEĞİ
TENMAK Türkiye Enerji Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu Enerji ve Teknoloji Politikaları Koordinatörü Dr. Celal Erbay, Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası hakkında bilgiler verdi. Enerji Bakanlığı’na bağlı TENMAK’ın hem Ar-Ge faaliyetlerinde bulunduğunu hem de bu alanlarda Ar-Ge projesi geliştirmek isteyen firmalara fon sağladığını kaydeden Erbay, “2053 yılında sıfır karbon hedefimiz var. Öncelikle Türkiye’de kendi ihtiyacımız olan yeşil hidrojeni kullanmak ve fazlasını ihraç ederek ülkemize ciddi bir döviz sağlamak istiyoruz. Elektrolizör ve yakıt hücresi gibi alanlarda yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesi için destekler vereceğiz. Geçen yıl ilk çağrımıza çıktık. Her bir proje için 50 milyon TL’ye kadar destek vereceğiz. Hidrojen vadileri bu alanda teknoloji geliştirmek için çok uygun bölgeler. Dünyada 80 ülkede hidrojen vadisi var. Bu bölgelerden biri Türkiye’de Bandırma’da. İzmir’de de birden fazla hidrojen vadisi olmalı. Çünkü çok yüksek bir potansiyele sahip. Liman şehri, ihracat için çok uygun. Bu vadilerin artırılması için firmalarımızın da elini taşın altına koyması gerekiyor. Devletimiz zaten gerekli teşvikler ve Ar-Ge desteklerini verecektir” diye konuştu.
UYUM SAĞLAYAN HAYATTA KALIR
ASPİLSAN Enerji Ar-Ge Mühendisi Dr. Can Sındıraç ise hidrojeni “İsviçre çakısına” benzeterek, enerji üretiminde hidrojenin sağladığı avantajları anlattı. Sındıraç, “Hepimizin enerjiye ihtiyacı var. Bu enerjinin de en az karbon salanına ihtiyaç var. Bunun en iyi yolu hidrojen. Özellikle alüminyum, çimento, demir çelik, gübre gibi sektörlerde çalışıyorsanız, karbon salımını azaltmak için ya elektrifikasyona ya da hidrojene başvurmak zorundasınız. Eğer demir çelik endüstrisinde çalışıyorsanız, Bir tonluk üretim için 1.5-3 ton arasında karbondioksit salacağınız için çok ciddi bir vergi ödemek zorunda kalıyorsunuz. Şunu unutmamak lazım: Güçlü olan değil, uyum sağlayan hayatta kalır. Hidrojen doğada en bol bulacağınız element. Karbondioksit emsoynu olmadan elde edebiliyorsunuz. Sıkıştırdığınızda petrol ve dizele göre 5 kat fazla enerji yoğunluğa sahip oluyor” diye konuştu.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |