Bursa Uludağ Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra memleketi Bitlis'te ücretli olarak göreve başlayan öğretmen Cemal Yaşin, Akdik İlköğretim Okulu'ndaki birleştirilmiş sınıfta eğitim veriyor. Duvarları boyasız, eğitim materyallerinin bulunmadığı sınıfta farklı yaşlardaki 15 öğrencisine önce okuma yazmayı öğreten Yaşin, onları yakından tanıdıkça ihtiyaçlarını belirledi. Sosyal medya üzerinden bir araya gelip çeşitli yardım kampanyalarına öncülük eden Bucalılar ve Pina İzci grubuna ulaşan Cemal Yaşin, toplanan malzemeleri okulundaki ihtiyaç sahibi öğrencilere dağıttı.
Silgiden kaleme ve deftere, ayakkabıdan mont ve çantaya kadar bir öğrencinin ihtiyacı olan çok sayıda eşyayı öğrencilerine dağıtan Yaşin, onların gözündeki mutluluğu gördükten sonra işini daha çok sevdiğini söyledi. Üniversiteye Buca'da Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde başlayan Yaşin, yatay geçiş yapıp, öğrenimine Bursa'da devam etse de Bucalılar ile bağını hiç koparmadığını belirterek, "Bu yıl mezun oldum ve sınava girdim. Atanmayı beklerken bu okulda ücretli olarak çalışmaya başladım. Birleştirilmiş sınıf; yani 1,2,3 ve 4'üncü sınıfta toplam 15 öğrencim var. Bu okula geldiğimde bomboştu. Duvarların boyaları bile yoktu. Sınıfta derste kullanabileceğim hiçbir materyal yoktu. Çocukların ayakkabıları, montları yoktu. Kırtasiye ihtiyaçları için bir liste oluşturdum. Buca'da okurken Bucalılardan aldığım desteği unutmadım ve yine onlardan çocuklara destek istedim. Benim yazdıklarımın fazlasını göndermişler. Geçen kış ayakları hiç bot, sırtları kaban görmemiş çocukların hem yüreklerini, hem bedenlerini ısıttılar. Giyim eşyalarının dışında top, pastel boya, bayrak, yapıştırıcı, makas göndermişler. Hem onlar, hem ben çok mutluyum" dedi.
ADINI YAZAMAYAN ÇOCUKLARA EK DERS
Lise ve üniversiteyi ailesinden uzakta okuyan, okulun lojmanında hayatını sürdüren Yaşin, "Köy okulunda birleştirilmiş bir sınıf olması, şartları biraz daha zorlaştırıyor. Burada öğretmen açığı olduğu için sınıf öğretmeni olmasa da herhangi bir okuldan mezun olan kişi ücretli olarak çalışabiliyor. Ama her lisans mezunu okuma yazmayı nasıl öğreteceğini bilemez. Ben eğer bir çocuğa bir şey öğretebiliyorsam, akşam kendimi daha huzurlu hissediyorum. Sınıfımda 4'üncü sınıfa gelmiş, ama daha adını yazamayan öğrenci vardı. Günde 6 saat dersle kalmıyor, her gün bir iki saat fazladan ders yapıyorum" şeklinde konuştu.
ÇOCUKLARIN YETENEKLERİNİ İLGİYLE KEŞFEDİYOR
Bahçesi hala toprak olan, voleybol ya da basketbol sahası bulunmayan okulda öğrencileri ile sınıf dışında da vakit geçiren Yaşin, "Bu okul yaklaşık 15 yıllık. 1 ya da 2 sene kadrolu öğretmen varmış. Gerisi hep ücretli. Dağdaki olaylardan ötürü öğretmenler buraya gelmek istemiyor. Okul biraz köyün dışında. Şehir merkezine inmek zor. Sadece iki kez servis var. Merkeze gitmek için araba bulmak zor. Bu yıl atamalar başlayınca tercih yapacağım. Puanım yetmezse burada devam edeceğim. Çocuklarım bazen biraz daha aksi, bazen hırçın olabiliyor. Onlara kızsam da 5 dakika sonra içimden sevgi geliyor. Hem ağabeyleri, hem öğretmenleri gibiyim. Hepsinin farklı yetenekleri var. Sadece ilgiye ihtiyaç duyuyorlar" diye konuştu.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |