TİP'in Konak'taki İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü önündeki protestosunda açıklamayı partinin İzmir Gençlik Sekreteri Baran Köseoğlu okudu. Açıklamada, “Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı, kamu gücü ve olanakları ile bir cemaat yaratma çabasını derhal terk etmelidir. Pedagojik yaklaşımdan uzak, formasyonsuz kişilerce yürütülen projelerle laik, bilimsel, kamusal eğitimin ihlaline izin vermeyeceğiz! İktidarın dindar ve kindar bir nesil yetiştirme hedefine karşı; laikliği, halkın kırmızı çizgilerini savunmaya devam edeceğiz!” denildi.
İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür'ün hesap vermesi gerektiği vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Saray rejiminin 21 yıllık iktidarı süresince eğitim, tartışmalı birçok uygulama ile hızla gericileştirilmiş ve dinselleştirilmiş bir hale gelmişken, seçimlerin hemen ardından yine laik ve bilimsel eğitimi hedef alan gerici bir uygulama ile karşı karşıyayız.
İzmir İl Müftülüğü’nün 'Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi' kapsamında İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile yaptığı protokole dayanarak okullarda 'manevi danışman' görevlendirilmesinin ardından, Eskişehir ve Antalya’da da müftülükle yapılan protokol kapsamında benzer görevlendirmeler yapıldığının haberleri gelmekte. Projenin, seküler kesimin ağırlıkta olduğu ve seçimlerde iktidar bloğunun geriletildiği bu illerde hayata geçirilmesini, devletin din ve eğitim kurumları aracılığı ile toplumu dizayn etme çabasının devamlılığı olarak değerlendiriyoruz. Edindiğimiz bilgiye göre ilimizde 842 okula manevi danışman adıyla imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve kuran kursu öğreticisi görevlendirilmiştir. Türkiye İşçi Partisi olarak, İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğünün laik ve bilimsel eğitime aykırı uygulamalarını reddediyor, İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür’ü hesap vermeye davet ediyoruz.
ANAYASANIN LAİKLİK İLKESİ ZEDELENİYOR
Milli Eğitim Bakanlığı onaylı bu ve benzeri protokoller, özellikle, her yaz tatili öncesi gerek TÜGVA, TÜRGEV, Hizmet Vakfı gibi gerici kurumlar, gerekse doğrudan Diyanet üzerinden projelendirilerek Anayasanın laiklik ilkesini zedelemektedir. Ayrıca iktidar, anayasa güvencesi altındaki inanç özgürlüğünü, toplumsal yaşamın her alanında hayata geçirdiği, tek din, tek mezhep anlayışı ile ihlal etmektedir. Eğitimde eşitlik ilkesini de zedelemekte ve yönetimindeki kurumları iktidarının kalıcılığını sağlamak için araçsallaştırmaktadır.
HALKIN KIRMIZI ÇİZGİLERİNİ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı, kamu gücü ve olanakları ile bir cemaat yaratma çabasını derhal terk etmelidir. Pedagojik yaklaşımdan uzak, formasyonsuz kişilerce yürütülen projelerle laik, bilimsel, kamusal eğitimin ihlaline izin vermeyeceğiz! İktidarın dindar ve kindar bir nesil yetiştirme hedefine karşı; laikliği, halkın kırmızı çizgilerini savunmaya devam edeceğiz!"
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |