SONKALEİZMİR-CHP İzmir Milletvekili Bedri Serter, Türkiye'nin üçüncü büyük kenti olan İzmir'de yaşanan hastane ve doktor sıkıntısına dikkat çekti. 2014 yılında temeli atılan ve 30 ayda açılacağı söylenmesine karşın halen tamamlanamayan Bayraklı'daki şehir hastanesinin yer seçiminin yanlışlığına da işaret eden Serter, SONKALE'ye şunları söyledi:
"Uzun dönemden beri ben bu konuyu takip etmekteyim. Her zaman söylüyorum bir şehir efsanesi ile karşı karşıyayız. Bayraklı’da şehir hastanesi denilen heyula bir yapı var. Bu yapının ne zaman açılacağı, nasıl olacağı hiç belli değil. Ve bunun üzerine tabi burada bina yapmakla kalmıyor. İçerisindeki bilgi ve birikimi olan doktorlarımızın, hemşirelerimizin, hasta bakıcılarımızın nereden geleceği belli değil. İzmir’in birkaç noktasında, örneğin Yenişehir’de eski Atatürk Devlet Hastanesi'nde doktorlarımız var. Oralardan dürtüp çalıp orada (şehir hastanesinde) görev yaptırtmak isteyeceklerini hissediyorum. Zaten son dönemde Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığına gelen kişiler sağlık işlerini öyle bir karıştırdılar ki bir yandan profesörlere 'dışarıda muayenehane açamazsınız' dediler, hastanede tuttular. Sonra 'açabilirsiniz' dediler. Bir türlü ne yaptıkları belli değil. Hastalarımız da şaşkın."
"FAY HATTININ, ŞEHİR HASTANESİNİN ALTINDAN GEÇTİĞİNİ DUYDUM"
Bedri Serter, şehir hastanesinin donanımının da nasıl olacağının henüz netleşmediğini vurgularken, şöyle devam etti:
"Bir de benim çok önem verdiğim bir şey; Turgutlu fay hattının oradan geçtiğini biliyorum. Çünkü jeoloji mühendislerinden duydum. İnşallah o fay hattı üzerine kurmamışlardır bu hastaneyi. Eğer kurdularsa gerçekten gelecek olan bir İzmir depreminde, Samos depreminde etkilendiğimiz olay ortada, İzmir depremi olduğu zaman ne yaşayacağımızı bilemiyoruz. Burada da hükümeti çok dikkatli davranmaya çağırıyorum. Çünkü o hastane zaten ulaşılamayacak bir noktada. Eğer bir depremde oradaki yollar, izler binalar yıkılırsa İzmir bitti demektir. Milyonlarca insanımızı kaybetmiş olacağız bu noktada."
"KÜÇÜK MENDERES'TE KALP KRİZİ GEÇİRENLER İZMİR'E YETİŞTİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR"
İzmir'in uzak ilçelerinden, Küçük Menderes Havzası'ndaki Bayındır, Ödemiş, Tire, Kiraz ve Beydağ'da yaşanan hastane, doktor sıkıntısına da işaret eden Serter, şunları söyledi:
"Geçtiğimiz haftalarda Küçük Menderes Havzası'ndaydım. Buradaki ilçelerimiz Bayındır, Ödemiş, Tire, Kiraz ve Beydağ. Bu 5 ilçenin nüfusu 316 bin kişi. Yani Anadolu'daki bir kentten daha fazla nüfus var. Bu nüfusa poliklinik var. Bbir küçük hastane Ödemiş'te var. Bir küçük hastane Tire’de var. Ama kalp hastalığına bakacak doktorumuz yok. Buradaki kalp krizi geçiren hastalarımız İzmir’e yetiştirilmeye çalışılıyor. Mesafe 140- 150 kilometre. 1,5 saat mesafede ambulansın gelme süresi. Bu vakitte nasıl ulaşacaksınız. Yani ulaşma şansı yok oranında. Bir an evvel kardiyoloji merkezinin kurulması ve buraya gerekli olan doktorun gelmesini halkım adına talep etmekteyim."
"MERKEZDEKİ HASTANELER DÖKÜLÜYOR"
Serter, bitmeyen şehir hastanesinin yanı sıra kent merkezinde kalan hastanelerin de çok eskidiğini, bir an önce yenilenmesi gerektiğini vurgularken, "İzmir’imizde çok güzel bir göğüs hastanesi var. Gerçekten hizmet mükemmel. Ben kendi kardeşimi yatırdım o hastaneye. Pandemi döneminde müthiş bir tedavi sistemi var. Ama hastane dökülüyor. Ya burayı da ayağa kaldıralım, çam ağaçlarının içerisinde, tam oksijen ortamında, ne kadar şehrin içinde de olsa da çok faydalı olabilecek bir hastane. Karşı tarafında çocuk hastanesi var. Oranın da ayağa kalkması lazım. Merkezdeki Behçet Uz Çocuk Hastanesi de ayağa kalkmalı" dedi.
Askeri hastanelerin de yeniden açılması gerektiğini belirten Bedri Serter, şehir hastanelerinin yapımıyla ilgili süreçlerin ise şeffaf yürütülmediğini, bu durumun Sayıştay raporlarına da yansıdığını söyledi.
"DOKTORLARIMIZIN GERİ DÖNDÜRÜLMESİ LAZIM"
Serter, pandeminin ardından ülkeyi terk eden doktor ve sağlık çalışanları ile ilgili ise şöyle konuştu:
"8 bin 500’e yakın çok kıymetli doktorumuz Almanya’da, Hollanda’da, İngiltere’de, Amerika’da iş bulup oralara gittiler. Maalesef hükümet o kadar geç kaldı ki... Duyumlarımı alıyorum. O doktorları geri getirmek için neler yapılabileceğini düşünüyorlar. Şaşırmış vaziyetteler... Çünkü o doktorlara ihtiyacımız var. Onlar bizim hocalarımız. Ustası olmazsa çırağı, kalfası nasıl olacak, yerine adam nasıl yetişecek. Ne yapıp edip bu insanlarımızı geri Türkiye’ye kazandırma mecburiyeti var. Artık maaşlarını mı arttırırlar, primlerini mi verirler... Bu arkadaşlarımızın büyük bir kısmının Türkiye’ye geri dönmesi lazım. Yoksa Türkiye doktorsuz kaldı. Koskoca şehir hastanesi. Bina önemli değil ki içerisinde doktorun yoksa... Kocaman üniversiteler kuruluyor, içinde öğretmenler yoksa hiçbir kıymeti yok. Maalesef AKP iktidarı her şeyi binaya, betona ve tuğlaya bağladı. Bu iş bizi kitlesel anlamda bıktırdı."
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |