İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel ve 2022 yılında görev yapan 10 yönetim kurulu üyesi hakkında iddianame hazırlandı. 24 Nisan 2020 tarihinde Diyanet İşleri Başkanı'nın sözlerine karşı yapılan açıklama nedeniyle hazırlanan iddianamede baro yönetiminin ''dini değerleri alenen aşağılama" suçundan cezalandırılması talep edildi. Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin iddianameyi kabul etmesi durumunda baro yönetimi yargılanacak.
İzmir Barosu'ndan konuya dair yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
''Diyanet İşleri Başkanı tarafından 24.04.2020 tarihinde yapılan ayrımcı ve hedef gösterici konuşmaya karşı baromuzca ayrımcılık yasağını anımsatarak yapılan açıklama nedeniyle 2020 yılında görev yapan yönetim kurulunun yargılanması isteniyor. Soruşturma merciinin; suç işlendiğini gösteren delil yok, o nedenle kovuşturma gerekmez diyerek gönderdiği evrak, bakanlığın kovuşturma izni vermesi üzerine iddianameye dönüştü.
İddianamede Baro başkanımız Av. Özkan Yücel ve on yönetim kurulu üyemizin "dini değerleri alenen aşağılama" suçlamasıyla Türk Ceza Kanunu'nun 216/3 maddesi uyarınca cezalandırılmaları istenmiştir. Şimdi Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi, son soruşturma açılıp açılmayacağına karar verecek.
''SUÇ UNSURU TAŞIMAMAKTADIR''
Bir devlet görevlisi şahsın, yurttaşların bir kesimini hedef gösterici, şiddeti meşrulaştırıcı, ayrımcılığı doğallaştırıcı söylemi açıkça dile getirmekten çekinmediği yerde, baroların savunmasız kalan yurttaşların haklarını korunmak için öne çıkması, kanundan kaynaklanan görevleridir. Baromuzun bugün yargılama konusu yapılmak istenen açıklaması, tam da bu amaçla hazırlanmış bir metindir ve hiçbir şekilde bir suç unsuru taşımamaktadır.
Biliyoruz ki yurttaşlarımız haftalardır yürütmenin her basamağından insanların karıştığı rüşvet ve yolsuzluk iddialarına karşı sessiz kalan savcılar nerede diye haykırıyorlar. Mazisi 114 yıl geriye giden İzmir Barosu olarak açıklıyoruz, kayıp savcılar bulunmuştur. Çevre katliamlarında, kadın cinayetlerinde, çocuk istismarlarında, rüşvet ve yolsuzluk iddialarında ortadan kaybolan savcılar, bugün adlarının başındaki "cumhuriyet" sıfatının manasını unutmuş, öğretmenlerin, sendikacıların, akademisyenlerin, öğrencilerin, sanatçıların ve şimdi de İzmir Barosu yönetiminin peşine düşmüştür.
Bütünüyle siyasallaşmış, talimatsız iş göremez hale gelmiş yargıyı yeniden inşa edecek, Cumhuriyetin liyakatli savcılarını ve yargıçlarını yetiştirecek güç, ülkemiz hukukçularında mevcuttur. Geldiğimiz bu noktada yargının bağımsız kalmış tek unsuru olan savunmanın temsilcileri sıfatıyla bir kez daha yüksek sesle ifade ediyoruz: Bedeli ne olursa olsun, yurttaşlarımızın haklarını, demokratik ve laik Cumhuriyeti korumaya devam edeceğiz. Bize parmak sallamayın. Korkutamazsınız!''
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |