Meral Akşener sizi disipline sevk etti, sonrasında hiç konuşmadınız. Bekliyordunuz herhalde...
Disipline sevk edilmem uzun zamandan bu yana gerçekleşen İYİ Parti’den tasfiye edilme sürecinin parçası. Önce yalnızlaştırma, sonra dışlama ve son aşamada da saldırılar başlamıştı. Kongreden bir ay önce bütün il başkanlarına hakkımda bir iftira mektubu yollandı.
Ne iftirası?
Son 20 yılda değişik kişilerden ve devlet kurumlarından rüşvet aldığım iftirasını atan bir mektup. Oysa ben ülkelerin askerlerini, savaş gemilerini, uçaklarını, Türkiye’deki sığınmacıları sayarım da para saymayı bilmem. Savcılığa suç duyurusunda bulundum. Kimse de ciddiye almadı zaten…
- İstanbul kongresinde de sıkıntı yaşadınız...
Kongreden önce Akşener, “Siz İstanbul’da il başkan adayı Ersin’i sandığa gömün, ben Ankara’da Ümit’i sandığa gömeceğim” diye haber yolladı. İstanbul Kongresi’nde kurucu ve milletvekili olduğum halde adım okunmadı, Divan Başkanı iki kez müdahale ederek adımı anons etmek zorunda kaldı. Kongre’den sonra Buğra Kavuncu tarafından bana ve rahmetli babama twitter üzerinden hakaret eden bir şahıs, milletvekili olduğum 2. Bölge’ye, 1. Bölge’de yaşadığı halde beni taciz etmek için atandı. Akşener’e bildirdim, ilgilenmedi. Bana saldırmalarını anladım da, babamla neden uğraşıyorsunuz? Neyse, 2. Olağan Kongre’den sonra da Akşener, İYİ Parti’den ayrılmam için haber yolladı.
- Kiminle?
İYİ Parti’nin kamuoyu araştırmalarını yapan şirketin sahibi Murat Karan ile...
- Açıkça sizin İYİ Parti’den ayrılmanızı mı istemiş..
Sadece benim değil. Aytun Çıray ve İsmail Koncuk ile de çalışmak istemediğini iletti. Murat Karan ile kongre sonrası önce Whatsapp’tan yazıştık ve sonra İYİ Parti ve Türkiye değerlendirmesi yapmak için buluştuk. Karan, Akşener'in sipariş ettiği iki araştırmayı getirdi. Eylül 2020’de yapılan bu çalışmanın başlığı “Millet İttifakı CHP ve İYİ Parti’deki Parti İçi Muhalefet ile İlgili Kanaatler”. Akşener çalışmayı benim görmemi istemiş.
- Hangi sorular sorulmuş?
Mesela... “İYİ Parti İstanbul milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ ile ilgili nasıl bir kanaate sahipsiniz?” diye sorulmuş. Yüzde 31.4 olumlu, Yüzde 20.1 olumsuz, yüzde 48.5 fikir belirtmiyor. İYİ Parti tabanında ise yüzde 73 olumlu, yüzde 8.1 olumsuz, yüzde 18.9 fikir belirtmiyor. Yüzde 73 olumlu çok yüksek bir oran. Bir diğer soru da; “İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ liderliğinde yeni bir siyasi parti kurulmalı mı?”
- Cevabı merak ettim...
Yüzde 15.7 evet, yüzde 56.8 hayır, yüzde 28.0 Fikri yok. Şundan eminim: Bu cevap beni partiden ayrılmaya teşvik için yüksek verilmiş.
- Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?
Evet eminim. Ben yıllarca anket yaptım ve yönettim. Diğer cevapların oranları ile bu oranlar uyuşmuyor.
- Devam edin lütfen, başka ne sorulmuş?
Üçüncü soru, “İYİ Parti İstanbul milletvekili Ümit Özdağ liderliğinde yeni bir siyasal parti kurulursa oy verme davranışınız nasıl olur?” Bu soruya yüzde 11.2 “Oy veririm”, yüzde 25.2 “Kararsız kalırım”, yüzde 63.6 “Oy vermem” cevabını vermiş görünüyor. Benimle ilgili dördüncü ve son soru şöyle: “CHP içerisinde muhalif hareket başlatan Muharrem İnce ile İYİ Parti içinde muhalif hareket başlatan Prof. Dr. Ümit Özdağ bir araya gelip Atatürkçü ve milliyetçi bir parti kurmalı mıdır?” Yüzde 31. 2 “evet”, yüzde 53.8 “hayır” yüzde 15.5 ise fikir belirtmemiş görünüyor. Düşünün bir genel başkan partinin kendisi ile birlikte iki kurucusundan birisi olan milletvekilinin partiden ayrılması için saha araştırması yaptırıyor. Kongreden sonra da bütün üstü çizilmesi istenen milletvekilleri ile görüştüğü halde benimle görüşmedi. Özetle, Akşener beni İYİ Parti’den tasfiye sürecini başlatalı çok uzun zaman oldu. Kavuncu’nun FETÖ iltisakı ile ilgili açıklamam sonrasında da süreci 80 il başkanı ve 108 ilçe başkanından tüzükte olmayan bir şekilde dilekçe alarak tüzük dışı bir siyasal lince çeviren Akşener’dir. Amacı sadece ihraç değil, teşkilatlara linç ettirerek küçük düşürerek ihraç etmek. Ancak aradan geçen bunca süreye rağmen sadece tarihsiz, imzasız gazeteciler grubuna atılan bir mesaj dışında ihraç ile ilgili bir adım atılmadı. (söyleşiyi yaptığımızda henüz Özdağ’ın savunması istenmemişti)
- Öyle mi; neye bağlıyorsunuz?
Çünkü tabandan teşkilatların organize çabasına rağmen büyük tepki geldi. Bana telefon eden bir parti yetkilisi “Böyle ihraç mı olur.. Tarih yok, sayı yok, bize gelen bir şey yok” dedi. Eğer bu söyleşiyi vermeseydim, ihraç süreci bence askıya alınmıştı…
- Yani siz bu söyleşiyi verince ihraç sürecinin yeniden başlayacağını mı düşünüyorsunuz?
Evet öyle. Ben İYİ Parti’ye ve onun ötesinde Türk milliyetçiliğine yönelik çok büyük proje ile karşı karşıya olduğumuzu biliyorum. Ve bu projenin durdurulması benim ihracımdan hatta milletvekili olarak siyasi geleceğimden çok daha önemli.
- Sizinle yıllar önce İYİ Parti kurulurken söyleşi yapmıştık. Hatta partiyle ilgili ilk açıklamanızdı... Bu noktaya nasıl geldiniz?
Haklısınız. Akşener ve ben, İYİ Parti’nin kurucular kurulu listesini bile birlikte hazırladık. Eğer benimle siyaseten yollarını ayırmak istiyorsa beni muhalefet hareketi gibi gösteren araştırmalar yapıp, parti dışından bir isimle bana yollayıp çalışmak istemediğini iletmesi değil, davet ederek gerekçelerini anlatması gerekirdi. Partiyi kurarken nasıl konuştuysak yollarımız ayrılırken öyle konuşurduk. Keşke Akşener benimle konuşmayı tercih etseydi. Selahattin Demirtaş’a bile evinde kahvaltı ikram edebileceğini söyleyen Akşener’in, Ümit Özdağ’ın partiden ayrılması isteğini, yüzüne söyleyip, ikram edebileceği bir kahvesi yok muydu?
- Televizyon programına çıkıp, kongrenin boyutunu çok aşan ve gündeme bomba gibi düşen bir açıklama yaptınız. Zamanlamayı konuşmak isterim...
Biraz önce ifade ettiğim gibi ben konuyu Akşener ile görüşmeyi tercih ettiğim için bir ay süre ile bana yapılan bütün konuşma önerilerini reddettim. Üstelik Akşener, ayrılıp parti kurmamı veya İnce ile parti kurmamı öneren çalışmayı bana yolladıktan sonra da kızgınlıkla hareket etmeyip Kongre’nin heyecanının geçmesini bekledim. Ancak Akşener 16 Ekim’de Habertürk’te “Bütün milletvekilleri ile görüştüğünü” açıklayınca ben de kendi açımdan İYİ Parti’de yaşananları Türk kamuoyuyla paylaşma kararı aldım. Konuşmamda Kavuncu Konusunu gündeme taşımamın iki nedeni var: Birinci neden Türkiye'deki gelişmeler, ikinci nedense son kongre neticesinde İYİ Parti'de ortaya çıkan durum.
- Sizinle konuşsaydı, bu ifşa etmeyecek, yanlışları görseniz dahi susacak mıydınız?
Görüşmenin meselelerin parti içinde çözümüne imkân vermesi durumunda tabii ki kendi içimizde hallederdik. Kongre’den önce bu konuda ve başka birçok konuda konuşmadığımı mı zannediyorsunuz? Ancak Akşener’in bugünkü durumda ve projede ısrar etmesi durumunda kamuoyuyla paylaşırdım. Çünkü benim ilk sadakatim partiye değil, Türk devleti, Türk milleti ve Türk milliyetçiliğine. Parti hizmet için bir araçtır, kutsal değil.
- Meral Akşener niçin ayrılmanızı istiyor?
Partinin kurulduğu günden bu yana Akşener beni değil, bir politik duruşu ve zihniyeti tasfiye etti. Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Prof. Dr. Özcan Yeniçeri, Prof. Dr. Mustafa Erdem, Ali Türkşen, Fatih Eryılmaz ilk akla gelen isimler. Değişik zaman ve nedenlerle ayrılmış görünseler de hepsi milli-üniter devlet konusunda tavizsiz, FETÖ ile mücadelede kararlı, HDP ile yakınlaşmaya ve AKP’nin kontrolüne girmeye karşı, “Evet efendimci” olmayan, sorgulayan isimler. Şimdi son aşamada Ümit Özdağ, Aytun Çıray, İsmail Koncuk, Feridun Bahşi, Yavuz Temizer ve kuruculardaki milli duruş sergileyenler de tasfiye edilmek isteniyor. Bakın İpek Hanım, 16 Nisan gecesi YSK önünde “Hayır” oylarının hesabını soran ekipten Nuri Okutan dışında herkes partiden tasfiye ediliyor. Tabii ilk seçimde tasfiye daha büyük bir vekil kitlesini kapsayacak. Şunu da ekleyeyim: Biz tasfiye edilirken, bütün hayatları AKP’de rant sürecinin içinde geçmiş kişiler partide el üstünde tutuluyor. Bir aile düşünün, küçük oğul gençlik kolları genel başkanı, büyük oğul milletvekili adayı, baba İYİ Parti’nin büyükşehir belediyesinde grup başkanı. Bu aile kirli referandumda nerede durmuş? Evetçilerin yanında, İYİ Parti kurulurken nerede, AKP’nin yanında… Benim ihracımı isteyen il başkanlarından birisi 6 ay önce partiye bütün partileri dolaşarak geldi. Şimdi utanmadan “Özdağ partiye zarar veriyor” diyor. Ben 16 Nisan gecesi YSK başkanının odasında halkın oyunun hesabını sorarken, bu adam “Hayır”lar kazandı diye zafer kutlaması yapıyordu.
- Kimden bahsediyorsunuz?
İYİ Parti Antalya İl Başkanı’ndan bahsediyorum. 1999’da DYP’den milletvekili adayı. Haziran 2015’te AKP’den Burdur aday adayı, 2016 referandumunda “evetçi”. 6 ay önce İYİ Parti’ye katılmış. Ve şimdi Ümit Özdağ’ın ihracını istiyor.
BİR TÜRK MİLLİYETÇİSİ OLARAK UTANDIM
- Liberalleşmeden kastınız, mesela HDP ile yakınlaşma mı? Akşener bir gazetecinin konuya ilişkin sorusunu “Yalan” diye şiddetle reddetti.
Ben televizyonda HDP ile yakınlaşmadan bahsetmemiştim ancak HDP konusunda yalan söyleyen birisi varsa o ben değilim. Bana, İYİ Parti Milletvekillerine, bütün İYİ Parti seçmenine ve Türk milletine HDP ile ilişkiler konusunda Meral Akşener doğruları söylememiştir. 2018 genel seçimlerinden önce İYİ Parti’den iki kişi Akşener’in talimatı ile divandan habersiz CHP, Saadet ve HDP’lilerle birlikte oturup dört ay boyunca seçimlerin ikinci tura kalması durumunda açıklanacak bir anayasa hazırlamışlar. Ve bundan benim ancak yerel seçimlerden sonra haberim oldu.
- Nasıl haberiniz oldu?
Divandan ayrıldığım hafta İstanbul’da Odatv’de bir haber okudum. Dört partinin anayasa taslağından bahsediyordu. Barış Terkoğlu’nu aradım, “böyle bir taslak yok” dedim. “Haber bizim değil, Birgün gazetesinin” dedi. Haberi yazan muhabirin telefonunu verdi, aradım. Kendisi bana Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nu kaynak olarak gösterdi. İbrahim Kaboğlu ile TBMM’de odasında buluştum. Kaboğlu’na sordum. “İYİ Parti CHP, Saadet ve HDP ile birlikte bir anayasa taslağı çalışmalarına katıldı mı?” “Evet, katıldı” cevabını verdi. Ben “partiyi kim temsil etti” diye sorunca “Önce Nuri Okutan katıldı. Sonra o hastalanınca Ahmet Erozan ile devam ettik” dedi. Gerçekten Okutan o dönemde hastalanmıştı. Anayasa taslağını rica ettim. İkinci görüşmemizde Kaboğlu anayasa taslağını teslim etti. Taslak mahrem bir yol haritası öngörüyor. Ve sonunda “dört siyasi partinin liderinin katılımıyla gerçekleştirilecek bilimsel bir anayasa toplantısı vesilesiyle kamuoyu ile örtülü veya açık olarak paylaşılacağı” ifade ediliyor. Hazırlanan anayasa taslağı seçimlerin ikinci tura kalması durumunda açıklanacakmış. Şimdi ben, İYİ Parti’nin kuruluşunda Akşener’e HDP ile anayasa yazsın diye destek vermedim. Hiçbir İYİ Partili ve İYİ Parti seçmeni bundan dolayı destek vermedi. HDP milletvekili bu taslağın ikinci tura kalındığı takdirde açıklanacağını biliyor, Ümit Özdağ bilmiyor….
- Taslağı okuduğunuzda tepkiniz?
Bir Türk Milliyetçisi olarak utandım. Önümüzdeki günlerde taslağı Türk kamuoyu ile bütün açıklığı ile paylaşacağım. Ve Akşener’in genel seçimden sonra HDP’den bahsederken neden “Kürt siyasi hareketinin temsilcisi” ifadesini kullandığını o zaman anladım. Masaya oturursan, “HDP eşittir PKK” diyemezsin. Anayasa yazmak için oturursan Kürt siyasi hareketinin temsilcisi demek zorunda kalırsın. Akşener seçimlerden sonra bu açıklamayı yaparken yanındaydım ve seçimlerde uğradığı psikolojik şokun neticesinde öyle konuştuğunu düşünmüştüm. Sonradan öğrendim ki, Akşener açıklamayı yazılı metinden okumuş. Daha da kötü yani…..
- Sonra?
Buğra Kavuncu ile ilgili nasıl 3.5 sene susup parti içinde mücadele ettiysem bu konuda da parti zarar görmesin diye sustum ve partiyi olması gereken çizgiye çekmek için mücadele ettim. Sonunda Akşener, “HDP eşittir PKK” açıklamasını yaptı. Bu arada genel başkan yardımcısı iken yardımcım olan Adem Taşkaya sosyal medyasında HDP ile yapılan anayasa taslağını gündeme getirince Akşener “Böyle bir taslak yok” açıklamasını yaptı. Daha sonra Kaboğlu bir televizyon konuşmasında dört partinin bir araya gelerek anayasa taslağı hazırladıklarını ifade etti. Bunun üzerine Akşener İYİ Parti divan ve milletvekillerine verdiği bir yemekte “Kaboğlu’nun etki ajanı olduğunu ve kendisini Kemal Kılıçdaroğlu’na şikayet ettiğini” söyledi. Oysa Kılıçdaroğlu, 2 Haziran 2018’de Cumhuriyet gazetesine verdiği demeçte Kaboğlu’nun başkanlığında CHP-İYİ Parti ve Saadet Partisinin anayasa taslağı üzerinde çalıştığını ve mutabakat metninin oluştuğunu açıklamış. Aslında bir anayasa taslağı var ama masada HDP de var.
- Peki, bugün neden açıklama yapıyorsunuz?
HDP ile anayasa taslağını açıklıyorum, çünkü Ümit Özdağ, İsmail Koncuk, Aytun Çıray’ın partiden ayrılması istenirken, Akşener’in delegeden “olmazsa olmazım” diyerek oy istediği dört GİK adayından birisi olan Prof. Dr. Bahadır Erdem, Akşener’in “HDP’nin Kürt siyasi hareketi” açıklamasına destek veren bir kişi. Anayasada kutsal maddeler olmaması gerektiğini savunan bir hukukçu. Akşener’in liberal açılımı birlikte gerçekleştirmeyi planladığı kişi. Parti artık kurduğumuz İYİ Parti değil. Bahadır Erdem, partinin anayasa ve hukuk işlerinin başına geldi. Düşünün; İYİ Parti’yi kurarken Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş esaslarına ve felsefesine sahip çıkmak, bu esasları 21. yüzyıla taşımak amacıyla çıktık ve geldiğimiz yer Bahadır Erdem’in hukuk anlayışı. Ve ne yazık ki bu Akşener’in tercihi. Tabii Bahadır Erdem için delegeden oy isteyen Akşener’in “Ümit Özdağ’ı sandığa gömmek” istemesi de doğaldır. Çünkü Ümit Özdağ, terör örgütleri konusunda hep sıfır tolerans yaklaşımıyla hareket etmiş ve terörü terörize etmeyi bir devlet politikası olarak savunmuştur.
- HDP ile anayasa çalışması HDP’ye yönelik politikalara yansımış mıdır?
Akşener, bu parti yönetiminden gizlediği HDP ile ortak çalışma politikasından ötürü HDP, İYİ Parti üzerinde politik baskı yapma imkânına kavuşmuştur. Akşener, HDP’nin üzerine sistemli bir şekilde giderse yarın HDP eşbaşkanlarından birisi de kalkar anayasa taslağını ortaya atar ve “Yeter yahu, o kadar kötü isek neden bizimle masaya oturdunuz” diye sorar. Akşener dahil kimsenin İYİ Parti’yi, Türk milliyetçilerini bu duruma düşürrmeye hakkı yoktur.
AKP İLE GİZLİ ANAYASA ÇALIŞMASINDAN BAHSEDİLİYOR
- Son tahlilde size göre Akşener ne yapmak istiyor?
Şimdi de AKP ile İYİ Parti’nin gizli yeni anayasa çalışmalarından bahsediliyor. Sayın Çıray’ın bu konudaki açıklamaları çok ciddiye alınmalı. Benim de çok güçlü duyumlarım var. İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, AKP’li yetkililerle birlikte ve bir AKP kurmayının başkanlığında yeni bir anayasa taslağı hazırladıklarını altı aydır Ankara’da sağda solda anlatıyormuş. Bizim yeni haberimiz oldu. CHP Parti Meclisi üyelerinin bildiği bir gerçeği İYİ Parti milletvekilleri bilmiyor. Bugün AKP ile kendi partisinden gizli anayasa yazan Akşener’in yarın dönüp tekrar HDP ile anayasa yazmayacağının garantisi yok. Artık bunları açıklamamak İYİ Parti’ye oy verenlere ve inandığımız değerlere ihanet halini alır. Kendi milletvekillerinden ve seçmeninden gizli küçük bir ekip ile politikalar geliştiren bir genel başkanın girdiği angajmanların Türkiye’yi ve partiyi nereye sürükleyeceğini bilmek mümkün değildir. (CUMHURİYET)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |