Hande Fırat, “Mesleğin doğası gereği ifade özgürlüğünün en geniş şekilde kullanıldığı alandır gazetecilik. Bu nedenle gazeteciler Barış Pehlivan, Hülya Kılınç ve Murat Ağırel’e ‘Geçmiş olsun ve hoş geldiniz’ diyorum. Uzun yıllardır tanıdığım Müyesser Yıldız başta olmak üzere gazetecilerin bu sonbaharda en kısa sürede özgürlüklerine kavuşmalarını dileyerek başlıyorum yazıma” ifadelerini kullandı.
"Tuhaf bir durum var bizim ülkemizde. Herkes kendi gazetecisini istiyor. Hangi taraf, hangi görüş, hangi parti olursa olsun 'Gazeteci beni sevsin, beni övsün, karşı tarafı sürekli eleştirsin, mümkünse bağırsın, kavga etsin' istiyor" düşüncesini dile getiren Hande Fırat yazısında özetle şunları aktardı:
“Takım tutar gibi parti tutanlar, sosyal medyada trollük yapanlar, gazetecilerin kendi sesleri olmasında ısrar ediyor, karşı taraftakini ise linç ediyorlar. Diğer yandan daha evvel de dikkat çekmiştim, vekâlet yayınları ile bu iş daha da körükleniyor. Siyasilerin yerine siyasi parti görüşlerini ne yazık ki gazeteciler savunuyor. Peki bu işin doğrusu ne olmalı? Siyasi parti temsilcileri ‘Ben onunla çıkmam, tek çıkarım, bununla çıkmam’ kaprislerini bırakıp, medeni tartışma programlarına katılmalılar. Gazeteciler haberleriyle, görüşleriyle, analizleriyle öne çıkmalı. Diğer yandan ‘Siyaset doğası gereği gazeteciyi sevmez, sevmemeli.’ Üstelik doğası gereği gazeteci de ‘Ne İsa’ya ne Musa’ya yaranır’... Yaranmak gibi de bir derdi olmaz, olmamalı. İyiye iyi, kötüye kötü der. Umarım tüm bunları hep beraber yeniden hayata geçiririz.”
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |