Göztepe'nin iç sahada Fenerbahçe ile 1-1 berabere kaldığı maçtan sonra 'Maestro ile yeni sayfa' başlıklı bir yazı yazdım. O zaman futbolcuların sahadaki istekli performansı ve Göztepe'nin diri görüntüsü ileriye dönük umut veriyordu. 

Her ne kadar iyi futbol, sonuçlara yansımasa da bu tabloda Maestro'ya süre verilmesi taraftarıydım. Ancak Maestro'lu Göztepe sonraki 15 maçlık periyotta 5 galibiyet, 1 beraberlikle 16 puan toplayabildi. Son olarak üst üste alınan 5 mağlubiyetle de ayrılık kaçınılmaz oldu. 

Şimdi 'Maestro'suz yeni sayfa' açıldı. Takımın başına Stjephan Tomas getirildi. Tomas, Göztepe'de daha önce 2016-2017 sezonunda Okun Buruk'un yardımcısı olarak çalıştı. Futbolculuğunda iyi bir savunmacı olarak bildiğimiz Hırvat teknik adam ne yazık ki teknik direktörlük kariyerinde ise pek iyi hatırlanmıyor. Öyle ki 2019-2020 sezonunda Antalyaspor'un başında 6 Süper Lig maçına çıkarken 3 yenilgi, 3 beraberlik alabildi. 

2020-2021 sezonunda ise Çaykur Rizespor'un başında 18 lig karşılaşmasında yer aldı. Karadeniz ekibi de bu periyotta 5 galibiyet, 6 beraberlik ve 7 yenilgi ile parlak bir tablo çizmedi. 
Tomas, şimdi 27 puanla düşme hattında yer alan, son 5 maçını kaybetmiş Göztepe'ye kurtarıcı olarak geldi. Başkanveki Talat Papatya, Tomas kararını almalarındaki en önemli etkeni "Ligde kalacağına en çok inanan" sözleriyle açıkladı. 

Bu tablo beni Başkan Mehmet Sepil'in Göztepe'nin Süper Lig'e çıktığı sezon söylediği sözlere götürdü. Hafızalara kazınan ancak söylenenlerle hayata geçirilenler arasında uçurumların olduğu o "Hayallerimi bilseniz, uyuyamazsınız. Süper Lig'de ilk sezon düşmeyelim, şampiyonluğa oynarız" sözleri...

Yukarıdaki iki paragraf bana göre çok önemli detaylar içeriyor. Birincisinde Göztepe yönetiminin, teknik adam seçiminde kendi kriterlerinden ve adayın yetkinlik derecesini tartmaktan çok, soyut söylemlere dayanarak karar aldığını anlıyoruz. Yani Tomas'ın inancı bu seçimi yapmak için büyük oranda yeterli olmuş... İnanç da önemli tabi!

İkincisi paragrafa gelince Süper Lig'e 14 yıl aradan sonra dönmenin heyecanıyla uzun vadeli bir hedef konulmuş. Ancak 5 yıl boyunca Göztepe iki sezonu düşme korkusuyla geçirirken, diğerlerinde de orta sıra takımı olmaktan pek öteye gitmemiş. 5 yıl boyunca akıllarda kalitesiz yabancı futbolcular, gol atmayı bilmeyen golcüler ve oluşturulamayan güçlü bir altyapı projesi kalmış...

Bunların neden olmadığı tartışılabilir. Hepsi için makul gerekçeler oluşturulabilir ancak sayın başkan iyi bilir ki iş hayatında da normal hayatta da başarı hep sonuç bölümündedir.
Sonuç demişken sanırım hikayenin sonlarına geliyoruz... Herkes yolcu taraftar hancı, baki olan da Göztepe...

NOT: Göztepe'nin Süper Lig'de kalma mücadelesi vereceği ve Trabzonspor deplasmanı öncesi bu yazıyı moral bozucu olarak niteleyenler olabilir. Hepsine eyvallah... Ancak düşünceleri gizleyerek ya da susarak bir şeylerin düzeldiğini ben görmedim. Umarım ki Tomas başarılı olur. O zaman onu ilk alkışlayanlardan biri olacağımdan kimse şüphe duymasın.