İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Aliağa Belediyesi arasında 2 yıl önce yaşanan gerilimin ardından yürütülen hukuki süreçte yeni gelişmeler yaşandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Buğra Gökçe’nin şikayeti üzerine başlayan soruşturmada savcılık iddianameyi hazırladı. Bir dizi hukuki sürecin ardından hazırlanan iddianameyi Aliağa Cumhuriyet Savcısı Alican Eroğlu mahkemeye sundu.
Olay, 30 Nisan 2018 tarihinde Aliağa’da gerçekleşmişti. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan “İstiklal ve Hükümet Caddeleri Düzenlenmesi Yapım İşi” kapsamında belediye ekipleri Büyükşehir yetki ve sorumluluğunda olan alanda inşaat, kazı ve düzenleme çalışmalarına başlayınca Aliağa Belediyesi de farklı bir çalışma için düğmeye basmıştı. Büyükşehir Belediyesi, kanunen yetki ve sorumluluğun kendisinde olduğunu, cadde meydan ve bulvarların kendilerine ait olduğunu ifade ederek; Yeni Mahalle Cengiz Topel Caddesi’nde hem yeni direk dikimi yapıldığı hem de yeşil alan düzenlemesi yapıldığı ve bunun için haber verilmediği vurguladı. Aliağa Belediyesi’ne “işlemleri durdurun, imalatları kaldırın” diyen Büyükşehir’in başvuruları ciddiye alınmadı.
(İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Buğra Gökçe)
Bunun üzerine İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkilileri alana giderek Aliağa Belediyesi ekiplerini uyardı ve bölgeden çekilmesi gerektiğini anlattı. Bu sırada alana gelen Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar belediye görevlileriyle tartıştı. Büyükşehir yetkilileri Suat Öztürk, Erol Tilki ve Özcan Teker tarafından hazırlanan tutanakta, Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar tarafından imzadan imtina edildiği ve belirtilerek yazı kayıt altına alındı.
DÖRT FARKLI SUÇ İŞLEDİ
Tutanak ile yargıya başvuran Genel Sekreter Buğra Gökçe’nin avukatları Serkan Acar'ın İzmir Büyükşehir Belediyesinin görev ve sorumluluk alanında mevzuata aykırı olarak kazı ve çalışma yaptırmak suretiyle "görevi kötüye kullanma" suçunu, Büyükşehir Belediyesi görevlilerine çalışmaların durdurulmasına ilişkin görevlerini yaptırmamakta direnmek suretiyle "görevi yaptırmamakta direnme" suçunu, çalışmaların durdurulması için girişimde bulunanlar için "kan döküleceği" belirtilerek "tehdit" suçunu, "Genel Sekreter kim oluyor Genel Sekreteri s.....m..." sözleri ile "hakaret" suçunu işlediği iddia etti. Bunun üzerine savcılık, tehdit ve hakaret suçlarının soruşturma iznine tabi suçlardan olmaması nedeniyle işlemlerin yürütülmesine karar verdi.
KENDİSİNİ NASIL SAVUNDU?
MHP’li Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, savcılığa verdiği ifadesinde; "olay günü Aliağa Belediyesince Alp Oğuz Anadolu Lisesin bulunduğu İstiklal Caddesi üzerinde kaldırım yapım çalışması yapıldığını, Fen İşleri Müdürü Fahrettin Akış'ın cep telefonu ile kendisini arayarak İzmir Büyükşehir Belediyesinin 3 otobüs zabıta ile geldiğini ve işi durdurmak istediklerini söylediğini, bunun üzerine kendisinin olay yerine gittiğinde İzmir Büyük Şehir Belediyesinin Zabıta Amiri Vedat Ayyıldız'a,"Buraya 3 otobüs zabıtayla gelmekteki gayelerinin ne olduğunu, kavga mı çıkarmak istiyorsunuz" diye sorması üzerine Vedat Ayyıldız'ın kendisini kenara çekerek "emir kulu olduklarını, bu işin durdurmaları gerektiğini ve İzmir Büyük Şehir Belediyesinin Daire Başkanı ile görüşmesini" söylediği, bunun üzerine kendisinin de ne diye Daire Başkanı ile görüşeyim dediğini, akabinde Vedat Ayyıldız'ın "O zaman Genel Sekterimizle görüşün" demesi üzerine "Genel Sekreteriniz benim muhatabım değil benim muhatabım İzmir Büyük Şehir Belediye Başkanıdır, onun da bu konuyla ilgili söyleyecek bir şeyi olması halinde beni arardı, sizin şuan fiilen bu caddeyi kapatma şansınız yok, sizin yapmanız gereken mevcut durumda gelip Aliağa Belediyesinin burada bir çalışma yaptığını tutanağa bağlayıp gitmeniz gerekiyor" diye cevap verdiği, daha sonra tahminen Vedat Ayyıldız'ın üstleriyle görüşerek kendisinin dediği şekilde bu durumu bir tutanağa bağlayarak kendisine imzalatıp gittiklerini, iddia edildiği gibi Özcan Teker, Suat Öztürk ve Erol Tilki'nin imzalarının bulunduğu tutanaktaki sözleri kendisinin sarf etmediğini, bu kişilerin tutmuş olduğu tutanaktan haberi olmadığını, yalnızca Vedat Ayyıldız'ın tutmuş olduğu tutanağa imza attığını hatırladığını, olay yerinde sadece Vedat Ayyıldız isimli şahısla muhatap olduğunu Özcan Teker, Suat Öztürk ve Erol Tilki isimli şahıslarla hiç muhatap olmadığını kim olduklarını da bilmediğini, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini anlattı.
Cumhuriyet Savcılığı karşılıklı ifadeler ve başvuruların ardından “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verince Genel Sekreter Buğra Gökçe ve avukatları alınan savcılık kararını mahkemeye taşıdı. Karşıyaka 1.Sulh Ceza Hâkimliği de itirazın kabulüne karar vererek, takipsizlik kararının kaldırılmasına karar verildi. Daha sonrasında hazırlanan iddianamede Belediye Başkanı Acar’ın cezalandırılması istendi.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |