Batı Karadeniz bölgesindeki etkili aşırı yağışlar sonucunda Bartın, Kastamonu ve Sinop’ta meydana gelen sel ve su baskınlarında hayatını kaybedenlerin sayısı 27’e yükselirken yerel yöneticiler ulaşılamayan insan sayısının yüksek olması nedeniyle ölü sayısının artacağından endişe duyuyorlar. CHP heyeti sel bölgesinden açıklama yaptı. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir ve Yüksel Kılıç'la ile birlikte sel bölgesi Kastamonu Bozkurt'ta incelemelerde bulundu.
İncelemelerin ardından basın açıklaması yapan CHP Heyeti, Bozkurt'ta durumun iç açıcı olmadığını söyledil. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, şunları söyledi:
“BOZKURT'TA YAPILAN YANLIŞ UYGULAMALARDAN KAYNAKLI BU SEL YAŞANIYOR”
''Burada tablo gerçekten çok ağır. Yağmurun büyüklüğünü, şiddetini engelleme şansımız yok ama yağmurla birlikte selin oluşmasını engelleyebiliriz. Bunun için yeter ki doğru politikalar geliştirelim. Dere yataklarına ev yapılmasın, benzer çevre politikaları doğru gerçekleştirilsin. HES'lere bu kadar izin verilmesin. HES'ler bu sellerde büyük sebep oluyorlar. Sayın Bakan, ‘HES'ler sebep değil mağdur' diyor. Bakan, HES şirketlerinin avukatlığına soyunmuş. Bir Bakan bunu nasıl söyler? Vicdanı bunu nasıl alıyor? Yazık, ayıp ya. Gelsinler şuradaki insanların içine düştüğü hali görsünler. Burada Bozkurt'ta yukarıda HES var. HES'in kapaklarından birinin açıldığı, birinin patladığı belirtiliyor. HES doğal baraj görevi görüyor. Aynı şekilde Ayancık'ta tomruklardan kaynaklı olarak sıkıntı oldu. Tomruk deposu vadinin içerisine, dere yatağına yapıldığı için oradan tomruklar doğal baraj gördü yıktı geçti. Şimdi hem Ayancık hem de Bozkurt'ya yapılan yanlış uygulamalardan kaynaklı bu sel yaşanıyor, ölümler yaşanıyor. Baktığımız zaman dere yatağının içerisine Bozkurt'ta ev yapılmış, buna kim izin verdi? Bunların sorumluları kim? Belki bugün siyaset günü değil ama en azından bundan sonrası için doğru politikalar üretilsin.
“BOZKURT'TA ÖLÜ SAYISININ ARTACAĞINDAN KORKUYORUZ”
''Sayın Erdoğan sabah bir karar yayınladı yayınladığı karar da milletten para istiyor yine. Bunu da sanki fırsata çevirmenin derdine düşmüşler. Uçan saraya para var, yazlık saraya para var, bin odalı Ankara'da saray var. Somali'ye 30 milyon dolar parayı daha geçen hafta gönderdiler ama bakıyorsunuz selzedeye, yangınzedeye, yangından selden etkilenmişe para yok. Biz büyük bir devletiz. Sen Somali'ye 30 milyon dolar gönderiyorsun ama burada selden mağdur olmuş yurttaşlarımıza para veremeyecek haldesin para istiyorsun vatandaştan. İBAN veriyorsun ‘para toplansın' diyorsun ayıptır. Gerçekten her faciadan sonra İBAN verilmesinin, insanlardan para istenilmesi bu benim ağırıma gidiyor. Devlet bu kadar acziyete düşürülemez. Herkes zaten her yardımı yapıyor ama devlet her faciadan sonra çıkıyor para istiyor. Vatandaşa İBAN veriyor, vatandaşın cebindeki paraya göz dikiyor. Bunu ben yanlış görüyorum. Yanlış politika yapıyorlar. Burada sıkıntı büyük, burada Bozkurt'ta özellikle ölü sayısının artacağından korkuyoruz, cana gelmesin mala gelsin diyoruz. Mal yeniden yerine konur ev yapılır araba alınır ama can kaybı inşallah daha fazla çıkmaz. Ama maalesef tablo pek iç açıcı değil.''
“DERE YATAĞININ KENARINA DEĞİL DERENİN GÖBEĞİNE 8 KATLI BİNA YAPILMIŞ”
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise, dün Sinop Ayancık'ta incelemelerde bulunduğunu anımsatarak Bozkurt'taki tablonun daha vahim olduğunu söyledi.
Altay, şunları söyledi:
''Bütün felaket tablosunu yerinde inceledik ama Bozkurt'a geldiğimizde felaket üstü bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu gördük. Yani Bozkurt'u görünce, Ayancık'ta da tabi büyük bir hasar var orada ama Bozkurt'ta felaket üstü olağan üstü bir felaket var abartmıyorum. Halk burada gerçekten perişan sel çünkü şehrin göbeğini en işlek caddesini vurmuş. Sel aniden geldiği için fırında, kahvede ölen insanlar var. Manzara çok vahim. Burada tabi siyaset yapma günü ve yeri değil diyoruz. Ama Ali Bey’in söylediği gibi üzülerek şunu ifade edeyim; Ayancık'ı dere yatağına yapılan tomruklar, Bozkurt'u da HES'ler vurmuş gibi görünüyor. Bu iyi bir tablo değil. Üzücü bir tablo. Allah'ın verdiğini afet, elbette buna karşı insanların yapacakları şeyler sınırlıdır ama afet öncesinde de bu afetin vereceği zararları minimize etmek yerine afetin vereceği zararları maksimize edecek işler yapıyoruz. Biraz önce Bozkurt'u gezdik, dere yatağının kenarına değil derenin göbeğine 8 katlı bina yapılmış 4,5 sene önce. Kullanılamayacak halde. Dere yatağının biraz kenarını anlarım ama derenin göbeğine yapılan binayı anlamak mümkün değil. Burada devletin yerel yönetimlerin nasıl duyarsız kaldığını bir kere daha görmenin derin üzüntüsünü yaşıyorum”
“BÖYLE VAHİM BİR DURUMDA PARTİZANLIK YAPILMASINI DOĞRU BULMUYORUM”
Altay, Ayancık ve Bozkurt'ta büyük bir koordinasyonsuzluk olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
''Böyle zamanlarda afet hallerinde, kan davalılar sırt sırta verir birlikte göğüs gerer ama Ayancık'ta ve Bozkurt'ta bunu göremiyoruz. Tıpkı Muğla'da yangın bölgesinde görmediğim bir 10 gün orada kalmış birisi olarak, vay efendim İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin gönderdiği itfaiye ve su tırları ihtiyacımız yok diyerek şehre sokulmamış. Ankara Büyükşehir Belediyesi'nden gelen itfaiye ekibine ‘size ihtiyacımız yok' denmiş. Bozkurt'u gezdik bir kazmaya bir küreğe ihtiyaç var. Nasıl ihtiyaç yok? Şehirde dükkanların içinde 2 metre kum birikmiş. Evet ayakta binalar var ama her binanın bodrumu ve birinci katı kullanılamaz halde. Böyle vahim bir durumda partizanlık yapılmasını doğru bulmuyorum. Bir belediye geliyor, belediyenin partisine göre burada ona ihtiyaç olup olmadığına karar veriliyor. Bizim için Ayancık da Bozkurt da birdir. Ama AK Parti'nin bu konuda olumsuz yanlış bir tutum içinde haset bir tutum içinde olduğunu görmek, İstanbul Büyükşehir'in Ankara Büyükşehir'in yardımlarına kapıyı kapatmak bırakın onu CHP'li çocuklar ‘Ne yapabiliriz?' diye gidiyorlar ‘size ihtiyaç yok geri gidin buraya giremezsiniz' diyorlar. AKP'li çocuklarımız geldiğinde ‘gelin çocuklar şurada su dağıtın burada bunu yapın' diyorlar. Bu kabul edilemez.''
“SAHİLLERDEN CESETLER TOPLANIYOR BUNU TÜRKİYE'NİN BİLMESİ LAZIM”
Tablonun çok vahim olduğunun altını çizen Engin Altay vatandaşlara şöyle seslendi:
''Değerli vatandaşlar tablo size yansıtıldığından çok vahim durumdadır. Yerinde görmüş yaşamış biri olarak söylüyorum tablo vahim. Hükümetin kayıplarla ilgili net bilgi vermemesini, ölenlerle ilgili net bilgi vermemesini çok da doğru bulmuyorum. Panik havası olmasın şüphesiz ama burada onlarca yakınını arayan insana ben rastladım. AFAD'a 329 kayıp başvurusu yapıldığı bilgisi bana verildi ve bu kayıpların hepsi sel anında kayıp. Sahillerden cesetler toplanıyor bunu Türkiye'nin bilmesi lazım. İnebolu'da bir fabrikanın soğuk hava deposunda cesetler tanı konulana kadar oraya toplanıyor. Şuanda Sinop'ta da Ayancık'ta da ben çok net biliyorum 7 ölü var. Burada ölü sayısının çok olacağını maalesef öngörüyoruz”
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |