Türkiye'de öğrencilerin yurt ve barınma sorunu gündemin önemli maddelerinden birisi olmaya devam ediyor.
Eğitim-İş 4 Nolu Yükseköğretim Şubesi tarafından yaşanan sorunlara dair bir açıklama yapıldı. Sendika adına açıklama yapan Şube Başkanı Zübeyde Serbest, öğrenci ve ailelerinin zor durumda olduğunu beliterek şu ifadeleri kullandı;
''Tüm Türkiye’de 7 milyondan fazla üniversite öğrencisi ders başı yaptı. Bir bölümü yaşadığı şehirdeki üniversitelerde okuyor. Ancak birçoğu da yükseköğretim için şehir değiştirmek zorunda. İyi bir üniversite kadar güvenli, temiz ve ekonomik bir yurt bulabilmek de öğrenci ve velilerinin en büyük sorunu. Kredi Yurtlar Kurumu'nun yatak kapasitesi ise yaklaşık 800 bin. Öğrencilerin yarısının ailelerinin yanında kaldığını da varsayarsak, 3 milyondan fazla öğrencinin ya ev tutmak ya da özel bir yurtta kalmak seçeneği arasında kaldığı gözleniyor. KYK sonuçlarına göre 3499. yedek olan öğrenciye yurda yerleşme sırası ne zaman gelecek?Öğrencilerin zaten piyasa değerinin üstünde ev tutmak zorunda kaldığı da yıllardır bilinen bir gerçek. Özellikle; İstanbul, İzmir gibi kentlerde, öğrenci olmayanların bile kiralık ev bulmakta zorlandığı günümüzde, öğrencilerin ve haliyle ailelerinin işi bir hayli zor.''
KAYNAKLAR DİYANETE AKTARILIYOR!
İktidarın kamu kaynaklarını, ideolojik ve politik önceliği doğrultusunda Diyanet İşleri Başkanlığı'na aktardığını belirten Serbest; '' Üniversitelerin 2021-2022 eğitim-öğretim yılına pandemi koşullarında, yeterli önlemler alınmadan açıldı. Beslenme, barınma, ulaşım gibi sorunların artarak devam etmekte. Özellikle bu yıl üniversiteye yerleşen öğrencilerin barınma sorunu had safhaya ulaşmıştır. Her ile bir üniversite açan siyasal iktidar nedense her ile yaşanabilir nitelikli ve yeterli sayıda yurt yapmadığı gibi, kamu kaynaklarını ideolojik ve politik önceliği doğrultusunda Diyanet İşleri Başkanlığına, dolayısıyla iktidara yakınlığı ile bilinen cemaatlere, tarikatlara ve vakıflara aktarıyor. Bunun sonucu olarak da yoksul ve dar gelirli ailelerin çocuklarının kaderi, özellikle özel yurt ve ev kiralarının yüksek olduğu büyük şehirlerde, denetimsiz cemaat ve tarikat yurtlarına terk ediliyorlar. Eğitim-İş Sendikası olarak, eğitimin bir ayrıcalık değil, her kademede çağdaş, bilimsel, laik, parasız, karma kamusal bir hak olduğunu savunuyoruz.'' ifadelerini kullandı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın Kur'an kursları ile ilgili açıklamalarını da eleştiren Serbest sözlerini şu şekilde sürdürdü;
''Öğrenciler ve veliler bu derece ağır sorunlar ile boğuşurken, Geçtiğimiz günlerde, Diyanet İşleri başkanı Ali Erbaş’ın, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “TDV öğrenci yurtları, gençlik merkezleri, cezaevleri, hastaneler, YURT-KUR, üniversite kampüsleri vb. yerlerde D grubu Kur’an kursları açıyoruz”dedi. Birlik beraberlik içinde öğrenim gören farklı inançlara mensup gençlerimiz üzerinde ne gibi etkileri olacağının (ayrıştırma ve kutuplaştırma v.b.)iyi hesaplaması gerektiği, özellikle kız çocuklarına yönelik yapılacağı bildirilen bu çalışmalar uygulandığında ileride ne gibi sorunlara yol açacağı gözden kaçırılmamalıdır. Bu nedenle yetkilileri bir kez daha uyarıyoruz: Öğrencilerimizin önceliği insanca yaşayabilecekleri beslenme ve barınma hakkı bir anayasal hak ve sorumluluktur, her kademede çağdaş, bilimsel, laik, parasız, karma kamusal bir hak olan eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak adına sorumluluklarınızı yerine getirin.”
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |