Avustralya’dan Amerika’ya dünyanın bütün ülkeleri 31 Aralık’ı 1 Ocak’a bağlayan gece heyecanla yeni bir yıla girmenin mutluluğunu yaşarken Türkiye’de 2021’in ilk haberi zam oldu. Köprü ve otoyollardan geçiş ücretleri yüzde 26, vergi, harç ve cezalar yüzde 9.11, elektrik fiyatları yüzde 6, doğalgaz fiyatları yüzde 1 oranında arttı. Asgari ücrete yapılan yüzde 21 civarındaki zam, hem vatandaşın en çok kullandığı ürünlerin 2020 yılındaki fiyat artışları hem de yeni zamlarla daha çalışanların eline geçmeden erimiş oldu.
Hesap ortada
Orta direk ve dar gelirlileri sadece zamlar değil enflasyon da vurdu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2020 Aralık ayı enflasyon rakamları ile birlikte yılın tamamındaki enflasyonu da açıkladı. Buna göre 2020 yılı enflasyonu yüzde 14.60 oldu. Ancak, vatandaşların en çok kullandığı kalemler dikkate alındığında enflasyon ‘canavar’ yüzünü gösterdi. Gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 20.61, ev eşyasında yüzde 18.04, sağlıkta yüzde 16.67, ulaştırmada yüzde 21.12, haberleşmede yüzde 5.73, eğlence ve kültürde yüzde 10.44, lokanta ve oteller grubunda yüzde 12.70, çeşitli mal ve hizmetlerde ise yüzde 28.12’lik artış kaydedildi. Düşüş gösteren tek grup, turizmin de etkisiyle giyim ve ayakkabı oldu.
Yeni yıl zamları ile birlikte İzmir-İstanbul Otoyolu’nu kullanarak yapılan seyahat; otomobille 367 liralık otoyol geçişi, 147.5 TL’lik Osmangazi Köprüsü geçişi, 27.5 TL’lik Yavuz Sultan Selim Köprüsü geçişi ile birlikte 542 lirayı, gidiş-geliş olarak düşünüldüğünde 1084 lirayı buldu.
Çare DEVA’da
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen, zamları değerlendirirken “Hükümetin yaptığı zamlarla temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat artışları vatandaşın cebini ve pazar-market sepetlerini boşaltıyor. Çeşit ya da ağırlık olarak daha az ürünü daha pahalıya alıyoruz. Hükümet, ekonomideki yaralara merhem olmak yerine 2021 yılının ilk icraatı olarak zam yapmayı tercih etmiştir. Ancak ülkemiz ve halkımız çaresiz değildir. DEVA iktidarı; şeffaf yönetimi, tüketiciyi koruyucu tedbirleri, hükümetin ulaşım ve özellikle sağlıkta maliyetini açıklamaktan kaçındığı Kamu-Özel İşbirliği modelinin faydalanıcıların yaptığı ödemelerle kendini finanse eden projelerle sınırlı tutulması sayesinde zamlara da deva olacaktır” dedi.
Yeni yıla girerken; harçlar, vergiler, doğalgaz, elektrik, köprü ve otoyollara yapılan zamlar nedeniyle alım gücü düşen vatandaşın dayanma gücünün kalmadığını vurgulayan Ösen, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Enflasyon verilerinde döviz kurunun gecikmeli etkileri hala devam ediyor. Ana metaldeki artış dayanıklı tüketim mallarını, tarımsal emtiadaki artış gıda fiyatlarını olumsuz etkiliyor. Pandemi sürecinde bütün ülkeler KOBİ’lerini, küçük esnafını ve vatandaşını hibelerle desteklerken Türkiye’de hükümetin bankalardan kredi verip borçlandırması da enflasyonu körükleyen nedenlerden biri. Enerjide yüksek oranda dışa bağımlıyız, petrolü, doğalgazı ithal ediyoruz. Köprü ve otoyol geçişlerine yapılan zamlar sadece taşıt aracı olan vatandaşları değil buralara verilen dolar endeksli garantiler nedeniyle tüm vatandaşları ilgilendiriyor. Özellikle nakliye taşıtlarının geçiş maliyetleri direkt olarak çarşı ve pazardaki fiyatları yükseltiyor. Hani dolar ile işimiz yoktu, hani doların yükselmesi bizi etkilemiyordu. Kamu-özel işbirliği kapsamında imzalanan sözleşmelerden ötürü açıkça görülmektedir ki, döviz kurundaki her artış vatandaşın sırtına ek maliyet olarak yük bindirmektedir.
Asgari değil “yoksulluk” ücreti
DEVA İzmir İl Başkanı Ösen, asgari ücrete yapılan zammın da toplumda ekonomik olarak rahatlama, insanca yaşama beklentisini karşılamadığını vurguladı. Bekar ve çocuksuz işçiye 268 liralık Asgari Geçim İndimi (AGİ) ile birlikte net 2 bin 825 lira 90 kuruşluk ücretin 3 bin 146 lira olan bekar yaşama maliyetinin bile altında kaldığını anlatan Seda Kaya Ösen, “Asgari ücretin üzerinden 500.85 TL’lik SGK primi, 456.13 TL’lik vergi, 35.78 TL’lik İşsizlik Fonu, 27.15 TL’lik de Damga Vergisi alınıyor. Asgari ücretin işverene maliyeti 4 bin 203 lirayı buluyor. Yük yine çalışanın ve işverenin üzerinde. Evli, eşi çalışmayan ve 2 çocuklu işçinin eline AGİ dahil 2 bin 960 TL, evli, eşi çalışmayan ve 4 çocuklu işçinin eline de yine AGİ dahil 3 bin 13 TL geçiyor. Cumhurbaşkanı nikahına tanıklık ettiği çiftlerden 4 çocuk yapmalarını istiyor. Türkiye’nin genç nüfusu elbette büyük avantajdır. Ancak açlık sınırının 2 bin 590 lira olduğu dikkate alındığında asgari ücretle yaşama şartlarında 4 çocuk için hangi yaşam, sağlık, eğitim ve istihdam güvencesi verilmektedir? Memura yüzde 7.36, emekliye yüzde 8.36 zam hiçbir soruna çözüm değildir. Çalışanların yüzde 43’ünün asgari ücretli olduğu toplumda ne ekonomi canlanır, ne nitelikli eğitim ve sağlık hizmeti verilir ne de çağdaş medeniyet seviyesi yakalanır” diye konuştu.
Anayasanın “Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder” hükmünü içeren 172. maddesini hatırlatan Seda Kaya Ösen, “Enflasyonla mücadelede kararlı olmak için fiyatlama davranışlarında liderlik yapmak gerekir. Otoyol, köprü, elektrik, doğalgaza senenin ilk günü zam yapan hükümet inandırıcılığını kaybeder. Hükümet tüketicileri korumalı ve fiyatlama davranışında Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın yüzde 5’lik enflasyon hedefine sadık kalmalıdır.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |