Konu ile ilgili açıklama Türeli şu şekilde konuştu;
“Her zaman Parlamentonun üstünlüğü, Parlamentonun yürütme üzerindeki denetiminin ne kadar önemli olduğunu konuştuk ama Can Atalay, seçilmiş bir milletvekili iken Meclis kararıyla milletvekilliği düşürüldü; bunu hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Eğer egemenlik kayıtsız şartsız milletinse seçilmiş olan yani seçime girmiş olan bir kişinin milletvekilliğinden düşürülmesini hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Üstüne üstlük Anayasa madde 153'teki Anayasa Mahkemesi kararlarının herkesi bağladığı çok açıkken böyle bir şeyin yapılması çok açık ve net olarak Parlamentoya ve siyasi sisteme yapılmış bir darbedir. Burada Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi arasındaki bir uyuşmazlık, çekişme ve anlaşmazlık üzerinden -ki biz bunu konuştuğumuz zaman bu hukuki krizi, devlet krizini ve siyasi krizi çözmesi gereken, bir hakem pozisyonuna giren iktidarın bu tutumunu hiçbir şekilde anlamıyoruz, anlamadık, anlamayacağız. Bu anlamda da bunun ne kadar yanlış olduğunu yeniden ifade etmek istiyoruz. Yapılması gereken, Parlamentonun seçilmiş milletvekiline sahip çıkmasıydı.”
KANUNDA EKİM AYINDA GÖRÜŞÜLMESİ GEREKEN TÜRKİYE VARLIK FONU DENETİM RAPORLARINI 3 AY GECİKME İLE GÖRÜŞÜYORUZ
Türeli, Varlık Fonu’nun denetim raporlarının komisyona geç gelmesi ile ilgili eleştirilerini “6741 sayılı Kanun'un 6 numaralı "Denetim" başlıklı maddesi: “Şirket, Şirket tarafından kurulacak diğer şirketler, Türkiye Varlık Fonu ve Türkiye Varlık Fonu bünyesinde kurulacak alt fonların bir önceki yıla ait mali tabloları ile faaliyetleri, her yıl ekim ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından, birinci ve ikinci fıkralar kapsamında hazırlanan ve Cumhurbaşkanlığı tarafından gönderilen denetim raporları üzerinden görüşülerek denetlenir.” diyor. Normal şartlar altında Ekim ayında gelmesi gerekirken, Ekim’in sonunda da gelebileceğini düşündüğümüzde Kasım, Aralık, Ocak, 90 günlük bir gecikme olduğunu görüyoruz ki daha önceki yıllarda da benzer gecikmeler var. Neden böyle bir gecikme var? Eğer bir sorun varsa, raporların hazırlanması süreci içinde, zamana ilişkin bazı kısıtlar varsa yani raporlar yetişmiyorsa o zaman gerekirse bir kanun değişikliği yapılır, buna ilişkin yeniden bir hukuki norm konulur ortaya. Burada Ekim ayı ifadesi varken biz Ekim ayında görüşmeyip, şubat başında görüşüyoruz. Bunun nedenini öğrenmek istiyoruz.” sözleri ile ifade etti.
BİNLERCE SAYFALIK RAPORLARI İKİ GÜNDE İNCELEMEMİZ BEKLENİYOR, BÖYLE GAYRİCİDDİ BİR İŞ OLMAZ
Türeli sözlerine şu şekilde devam etti;
''Cumhurbaşkanlığı tezkeresi meclise 26 Ocakta gelmiş, bize ise 29 Ocakta dağıtıldı; bugün 1 Şubat, iki buçuk günlük bir süre var. Önümüzde ekleriyle birlikte binlerce sayfalık bir rapor var. Bizim iki buçuk günde nasıl inceleyip burada bunun üzerine nasıl konuşmamız ve oradaki denetleme yetkisini, denetim yetkisini nasıl kullanmamız bekleniyor. 300 milyar dolarlık bir fon büyüklüğü var. Burada bütçe öncesinde de bütçede de planında da öncesinde sunuldu, ondan sonra bir hafta zaman verildi, ondan sonra yeniden görüştük. Burada zaman yok; ne zaman inceleyeceğiz, ne zaman bakacağız? Böyle gayriciddi bir iş olur mu!
BU GÖRÜŞMEDE YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN BURADA BULUNMASI GEREKİRDİ, NEDEN YOKLAR
Gelen arkadaşlarımıza baktığımızda Genel Müdür var ki aynı zamanda Yönetim Kurulu da üyesidir. Şunu açık ve net olarak söyleyeyim: Biz teknik bir denetim yapmıyoruz, teknik bir denetim yapmak başka bir şey, biz, bütçeyle beraber kesin hesap kanun tekliflerini de görüşüyoruz; orada da biz, Sayıştayın hazırladığı raporlar üzerinden hareket ederek bir denetim yapıyoruz. Bizim yaptığımız teknik bir denetim değil ama bizim yaptığımız hukuki, ekonomik ve siyasi bir denetim. Hukuki kapsamda fonun yapısı, işleyişi; bu konulara ilişkin Parlamento olarak görüşlerimizi söylüyoruz. Ekonomik anlamda kaynakların kullanımıyla ilgili nerelere kullanıldığını konuşacağız. Ve hepsinden önemlisi, siyasi olan. Biz siyasetçileriz; fonun bu mevcut yapısının devlet organizasyonu ve devlet sistemi içinde nerede olduğunu, nereye oturduğunu konuşuyoruz, bunları soracağız ama böyle bir denetim yaptığımız zaman bizim burada karşımızda bürokrat arkadaşların değil, Yönetim Kurulu üyelerinin bulunması gerekiyordu. Bütçeleri görüşürken ilgili bakanlar, bakan yardımcıları, tüm kadrolarıyla birlikte buradaydı; bugün neden yoklar?
BİZİM YAPACAĞIMIZ SİYASİ DEĞERLENDİRMELERİN YÖNETİM KURULU ÜYELERİ TARAFINDAN CEVAPLANDIRILMASI GEREKİYOR!
Bugün bir sunuş yapılır, biz o sunuşu alalım, bize bir süre verin, biz de bunun üzerinde yeniden çalışalım. Bu, eğer laf olsun diye yani -amiyane tabirle- "İşi kulpuna uyduralım." türü bir şey değilse gerçekten bunun üzerine konuşacaksak, fikirlerimiz alınacaksa ve bunlar da önemli olacaksa hem Fonun işleyişi hem de bu mevcut yapının ne şekilde devam edeceği konusunda o zaman bunu belli bir süre sonra yeniden görüşelim ve aynı zamanda, görüştüğümüz zaman Yönetim Kurulu üyeleri de burada hazır bulunsun.
Bizim yapacağımız siyasi değerlendirmelerin aynı şekilde Yönetim Kurulu üyeleri tarafından cevaplandırılması gerekiyor. Bunların usul üzerine önemli şeyler olduğunu düşünüyorum; bunu değerlendirelim, burada sunuşu alalım. Üç dört gün daha olur, onun üzerine biz yeniden tekrar bakalım, çalışalım çünkü esasa ilişkin söyleyeceklerimiz de var ama bu kadar kısa zamanda ancak bir kısmına bakabildik. Yani ekleriyle birlikte binlerce sayfa raporları nasıl incelememiz bekleniyor? Yani siz "Kırk sekiz saat." derken herhangi bir kanun görüşmesi yapıyor gibi diyorsunuz. Burada 30 tane şirket var yani Türkiye'nin en büyük şirketleri bunun içinde bulunuyor. Hepsinin alanları ayrı, sektörleri ayrı, hepsi birbirinden farklı şirketler.
Sonuç olarak bağımsız denetim raporları ve sonra da kamu denetçileri tarafından denetlenmiş, bakılmış, raporlar hazırlanmış. Bu konudaki düşüncemiz bugün sunuşu alalım, ondan sonra, önümüzdeki hafta içinde olabilir, o sürede onun üzerine gerekli hazırlıkları biz yapalım çünkü bu önemli, bunu önemsiyoruz. Bu, laf olsun diye, sembolik bir denetim değil. Bu eğer gerçek bir denetimse o zaman bu denetimi Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu işin gerçekten de özüne ve ruhuna uygun biçimde kullanmalı diye düşünüyorum. Yönetim Kurulu üyeleri de burada, hepimizin, hem muhalefet hem iktidar grubu olarak sorularına cevap versinler. Böyle bir tartışmanın olmasının görüşmelerin sağlığı açısından da önemli olduğunu düşünüyorum.''
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |