Sındır, “bu düzenleme ile operatörlerin, şirketlerin önündeki Danıştay kararları, mahkeme kararları aşılmaya, bu şirketlere daha çok kar ettirilmeye ve 5G teknolojisi ile ilgili birçok engel halk sağlığı gözetilmeden ortadan kaldırılmak isteniyor. AKP’den bir kıyak da GSM operatörlerine” dedi.
“AKLIMIZ ALMIYOR!”
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda konuşan, düzenlemeyle insan sağlığının yok sayıldığının altını çizen Sındır, “Corona virüsünün mutasyona uğrama ihtimalinin en önemli kimyasal ve fiziksel mutajenlerden bir tanesi elektromanyetik ışınımlar; elektromanyetik alan ve elektromanyetik radyasyondur. Dolayısıyla, bu etkiyi yani doğrudan DNA üzerinde etki yaratan bu konuyu görmezlikten gelip, vurdumduymaz davranıp ‘Operatörler diledikleri gibi para kazansınlar, diledikleri yerde baz istasyonları yapsınlar; hiçbir kanun bunu engellemesin’ yaklaşımı son derece sakıncalı ve sakat bir yaklaşımdır. Düzenlemede "...teknoloji değişikliği, ilavesi veya revizyon yapılması durumunda bu hususlar için ayrıca proje veya rapor düzenlenmez" deniyor. Böyle bir şey olabilir mi? Yani 1 etki yaratan bir şey konulacak, onu 100 etki yaratana dönüştürecek ama o 100 etki farkının raporunu istemeyeceksin! Bu akıl ve bilimden uzaklaşmaktır. Selim Şeker hocamız 5G için, hücre büyümesine ve organlara etki ederek kanserlerin artmasına neden olacağını, bağışıklık sisteminde, biyolojik işlevlerde kaçınılmaz etkiler yaratacağını ve ısısal etkisinin de gözlerde hasar oluşturacağını; insan sağlığına ve çevreye yani bütün canlı organizmalarda nasıl etki yaratabileceğini söylüyor. Bakınız 5G'nin bugünkü 4,5 G'den binlerce, on binlerce kat elektromanyetik alan ve radyasyon etkisi yarattığı herkesçe bilinen bir gerçek. Bu hususlar için nasıl rapor istenmez, aklımız almıyor” dedi.
“TÜRKİYE’Yİ KABİLE DEVLETİNE ÇEVİRDİNİZ!”
Anayasa ve kanunlar hiçe sayılarak operatörlere para kazandırılmaya çalışıldığını ifade ederek eleştirilerine devam eden Sındır, “Düzenlemede ‘2/7/2004 ile 1/10/2009 tarihleri arasında kurulmuş olan elektronik haberleşme istasyonlarının kurulumuna mahsus yapılmış kule ve direkler için izin veya ruhsat aranmaz’ ve yine düzenlemeyle ‘Ek 8. maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmış olan kule ve direkler için 32. ve 42. maddeler uyarınca alınmış tüm idari yaptırım kararları; hem yıkım hem para cezasını iptal ediyor ve yıkım kararları uygulanmaz’ deniyor. Geriye dönük bütün alınmış kararları ortadan kaldırıyor, iptal ediyorsunuz. Biz nasıl bir ülkede yaşıyoruz? Devletimize nasıl güveneceğiz? Devletimiz böyle kanunlar çıkarırsa halkımız, vatandaşımız, yurttaşımız kendini nasıl güvende hissedecek? Halk sağlığını hiçe sayarak operatörlere 8 milyar lira rant sağlıyorsunuz. Türkiye’yi kabile devletine çevirdiniz” dedi.
“HABERLEŞME İSTASYONLARI İMAR MEVZUATINA GÖRE YAPI NİTELİĞİNDEDİR”
İmar mevzuatının da baypass edildiğini ifade eden Sındır, “Bakın 15 metreden yüksek kule ve direkler 1/1.000 ölçekli uygulama imar planlarında alan fonksiyonu tahdidi olmaksızın ve herhangi bir bedel, ücret, harç alınmaksızın gösterilir” deniliyor. Ne demek alan tahdidi? Arkeolojik sit alanıdır, tarım alanıdır yani kanunla korunan alanlar var, toprak koruma kurullarının kararlarını gerektiren alanlar var. Yani bu tahdidi reddediyor, alan fonksiyonu tahdidini kaldırıyor. ‘Dilediğim her yere yaparım, bunu da 1/1.000 ölçekli imar planına koyacaksın’ diyor. Biz nasıl bir hukuk devletiyiz? Anayasa Mahkemesinin, Danıştay’ın bu konuda kararları var, bu kararlara göre, haberleşme istasyonlarının imar mevzuatına göre yapı niteliğinde olduğuna dair. Temmuz 2019'da Danıştayın bir kararı var. Ve diyor ki: ‘Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği'nin 62'nci maddesinin 1’inci 2'nci ve 3'üncü fıkralarının yürütmesini durduruyorum.’ Yani ‘Yapı ruhsatı alınmalı, imar planı kararı alınmalı’ diyor. Danıştay, Anayasa'ya ve İmar Kanunu'na açık bir şekilde aykırılık olduğunu gerekçe göstererek böyle bir karar alıyor. Ama yapılan düzenlemeyle her tür elektronik haberleşme cihazları ile bu cihazların teknik donanım ve bileşenleri izin veya ruhsata tabi tutulmuyor. Kafamızın, kulağımızın, yaşam alanımızın dibine gelecek, bir elektronik haberleşme cihazı, bir teknik donanım koyacak, bunun bileşenleri izin ve ruhsata tabi olmayacak. Hadi canım sizde bu kadar da olmaz" dedi.
Sındır sözlerini şöyle sonlandırdı: "Yine düzenlemede deniyor ki: ‘1/1.000 ölçekli uygulama imar planlarında gösterilen kule ve direkler ve bunlara ait zorunlu altyapı unsurları için ruhsat alınır ama herhangi bir proje veya belge istenmez." Peki, bunlara ruhsat verilirken bu elektromanyetik şiddetin, alanın, radyasyonun insan ve çevre sağlığına etkileriyle ilgili bir belge isteyemeyecek miyiz? Yani ‘Statik bakımdan sakınca yoktur.’ diyecek bir inşaat mühendisi ve iş bitecek, öylemi? Bu asla kabul edilemez. Bu düzenleme ile operatörlerin, şirketlerin önündeki Danıştay kararları, mahkeme kararları aşılmaya, bu şirketlere daha çok kar ettirilmeye ve 5G teknolojisi ile ilgili birçok engel halk sağlığı gözetilmeden ortadan kaldırılmak isteniyor. AKP’den bir kıyak da GSM operatörlerine.”
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |