Rıfat Nalbantoğlu şu yazılı açıklamayı yaptı:
"Ülkemizde yaşanan ekonomik kriz, enflasyon ve hayat pahalılığının faturasının halkın büyük bir kesimini oluşturan çalışanlara ve emeklilere kesildiğini ve bu nedenle en temel ihtiyaçların bile karşılanamaz hale geldiğini vurgulayan Nalbantoğlu, enflasyondaki artışa rağmen maaşlara aynı oranda zam yapılmaması nedeniyle emeklilerin büyük çoğunluğunun açlık sınırını altında yaşama tutunmaya çalıştıklarını belirtti.
Hükümetin düşündüğü ve dillendirdiği rakamlar ikramiye değil olsa olsa harçlıktır.
Emeklilere yönelik bayram ikramiyelerinin artan hayat pahalılığı karşısında ikramiye olmaktan çıkıp komik rakamlara ve harçlığa dönüştüğüne dikkat çeken Nalbantoğlu, TBMM Başkanlığına sunduğu kanun teklifinin gerekçesinde şu ifadelere yer verdi:
“Anayasamızda yer alan sosyal hukuk devletinin öncelikli görevi, emekli ve yaşlıları korumak ve insan onuruna uygun bir yaşam standardı sağlayacak bir gelir sağlamaktır. Oysa DİSK – AR’ın yaptığı çalışmaya göre ülkemizde ortalama emekli aylığı merkez Avrupa ülkelerinin 6’da biri kadardır. Yine aynı araştırmaya göre:
?2002 yılında Türkiye’de ortalama emekli ve hak sahibi aylık ve geliri asgari ücretin yüzde 22 fazlası iken 2023’te yüzde 26 altına düşmüştür.
?2002’de ortalama emekli aylığının kişi başına GSYH’ye oranı yüzde 46,4 iken 2024’te yüzde 27,7’ye gerilemiştir.
?2007-2023 arasında SGK’ye yapılan bütçe transferlerinin içinde emeklilerin payı 2,9 puan gerilemiştir.
Öte yandan TÜRK – İŞ’in açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasına göre Ocak 2025 itibariyle 4 kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 22.131 TL’ye, gıda harcaması ile giyim, konut kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 72.088 TL’ye yükselmiştir. İzlenilen politikalara bağlı alım gücünün sürekli düşmesinin yanı sıra 2025 yılı için yapılan maaş artışları da göz önüne alındığında emeklilerin büyük çoğunluğunun açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edildiği görülmektedir. Bu çerçevede yukarıda sayılan kayıpların bir nebze de olsa telafisi için, 2018 yılından itibaren ödenmeye başlanan bayram ikramiyelerinin öncelikle ekonomik koşullara ve günün şartlarına göre güncellenerek bu yıl en az 20 bin TL olarak ödenmesi, gelecek yıldan itibaren ödenecek tutarların her yıl bir düzenleme yapmaya gerek kalmadan yeniden değerleme oranında arttırılarak belirlenmesi ve böylelikle ikramiyenin takdire bağlı olmaktan çıkarılması bir ihtiyaç haline gelmiştir.”