Kılıç, Türkiye’de yoksulluğun içinden çıkılamaz boyutlara ulaştığını ve her zaman olduğu gibi bundan en çok etkilenen grubun da tabii ki çocuklar olduğunu vurguladı.
“Pazar artıklarıyla beslenen, askıda ekmek kuyruklarında hayatları heba olan yurttaşlar”
Çocuklar derin bir yoksulluğun içinde doğarken geleceklerinin de yoksulluk içinde şekillenmeye devam ettiğine işaret eden Av. Sevda Erdan Kılıç, konuşmasına şöyle devam etti:
“Yetersiz beslenmeden kaynaklı sağlıksız bir nesil yetişiyor, ki bu, tüm hayatlarını etkileyecek. Yetersiz beslenme sonucu fiziksel büyümeleri, sosyal ve duygusal gelişimleri de tabii ki engelleniyor. Kronik sağlık sorunları artarken öğrenme bozuklukları ve travmaları da artıyor. Sonuçta çocuklar, hayata güvensiz ve gelecek kaygısıyla başlayacak hale geliyorlar ve hayatları boyunca da bununla mücadele etmek zorunda kalacaklar. Tabi ki çocuklar ailelerine bağımlılar, pazar artıklarıyla beslenen, yağmurda, çamurda, askıda ekmek kuyruklarında hayatları heba olan yurttaşlarımız, maalesef bildiğiniz üzere yeterli gıdaya ulaşamıyor.
Bugün ailelerin yüzde 41'inin herhangi bir sağlık güvencesi yok, yüzde 34'ü de sağlık güvenceleri ilaçlarını karşılamadığı için yeterli ilaca ulaşamıyor. Uzaktan eğitim bize gösterdi ki Türkiye'de çocukların eğitimde yaşadığı fırsat eşitsizlikleri çok çok büyük derecelerde ve hepimiz bunu hep beraber gözlemledik. Kimi çocuğun evinde hem televizyon hem bilgisayar hem tablet varken; maalesef kimi çocuğun evinde yiyecek bir lokması bile yok. 5-17 yaş arasındaki çocukların istihdam oranı yüzde 5'leri aştı. Çalışan çocukların yüzde 35'inden fazlası eğitimine devam edemiyor ve gün geçtikçe de çocuk işçiliği artıyor.”
Kılıç, aileler için bebek maması ve bebek bezi almanın, hele ki et ve süt ürünleri almanın artık hayal olduğunu; hatta artık bu ülkede evlenmenin de hayal, çocuk yapmanın da lüks olduğunu söyledi.
“Çocuklarımız için kandan, kavgadan uzak eşit ve adil bir ülkeyi hep beraber inşa edeceğiz”
Kılıç, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Bu iktidarın yanlış politikalarıyla çocuklarını besleyemeyen, sağlık ve eğitim hakkından mahrum bırakan, çocuk işçiliğini artıran, geleceği karanlık bir nesil yetiştiren ülke halini aldık. Kaçırılan çocuklar bulunamıyor, şüpheli çocuk ölümlerindeki failler cezalandırılmıyor, bulunmuyor. Rabia Naz Vatan'ın, Burak Oğraş'ın, Volkan Beyhan'ın ve Ali Emir'in acılı aileleri halen adalet bekliyor. Uyuşturucu kullanma yaşı maalesef 9-10 yaşlarına kadar düşmüş durumda bu ülkede.
Güvenlik konusunda, hele de çocuklar söz konusuyken, devletin zafiyet gösterme, hata yapma hakkı, şansı yokken İçişleri Bakanı suç baronlarıyla boy boy fotoğraf çekiliyor, sosyal medyada trollük yapıyor ve Genel Başkanımıza laf yetiştirmekten asıl işini yapamıyor. Aile Bakanı, çocukları koruyamadığı gibi koruma altındaki çocukları tüm dünyaya ifşa ediyor; hele Ensar Vakfı’ndaki çocuklar tacize, tecavüze uğrarken o dönemin Bakanının önündeki tebrik kuyruğunu, Meclisini o halini, vekillerin o halini hatırlamak bile istemiyorum, hatırlatmak bile istemiyorum.
Ama hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Bu ülkenin en doğusundan en batısına kadar tüm çocuklarımızın kandan, kavgadan uzak, yatağa aç girmeden huzur içinde uyuyacağı, parklarında, meydanlarında özgürce oynayacağı, sağlık ve eğitim hakkından eşit ve adil bir şekilde yararlanacağı bir ülkeyi, eşit, adil bir ülkeyi hep beraber inşa edeceğiz diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.”
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |