Çiğli Belediyesi 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü etkinlikleri kapsamında "İnsan Hakları Kenti Çiğli" konulu panel düzenledi. Çiğli Belediyesi Meclis Salonu'nda düzenlenen etkinliğe CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca ve Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü'nün yanı sıra belediye meclis üyeleri, muhtarlar ile yurttaşlar katıldı. Panelde İzmir Barosu üyesi Avukat Ali Derman Güler, Çiğli Belediyesi Strateji Geliştirme Müdürü Şebnem Karatepe ve Raoul Wallenberg Enstitüsü Türkiye Temsilcisi İlhami Alkan Olsson konuşmacı olarak yer aldı.
BAŞKAN GÜMRÜKÇÜ'YE TEŞEKKÜR
Sandığın demokrasinin gereği olduğunu ancak bilinçli seçmenin sandığın varlığını güçlendireceğine vurgu yapan Gülizar Biçer Karaca şöyle konuştu:
"Kişi hakkını bilirse bu haklarının gereğinin yerine getirilmesini devleti yöneten iktidardan talep eder. Yurttaşlık hakkının sorumluluğunu ve görevini en iyi yerine getirenin iktidara geleceği, getirmeyenin de iktidardan el değiştirmesi gerektiği sandıkla ortaya çıkar. Hak bilincine erişmiş, haklarını bilen ve mücadelesini veren ama haklarının gereğini yerine getirmeyen iradeyi de iktidardan alan demokrasinin çarkıdır sandık. Maalesef ülkemizde vatandaşlarımızın hak bilincine tam olarak erişmemiş olmaları, bu anlamda da iktidardan kaynaklı ihlallerin sorumlusu olarak yöneticileri görmemesinden dolayı sandıklar sadece sayılar verilerle oy kullanılıp gelinen, takım tutar gibi oy verildiği bir sisteme dönmüş durumda. Cumhuriyet Halk Partisi olarak 31 Mart yerel seçimlerinden sonra benden önceki İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan yardımcımız Gökçe Gökçe'nin başlattığı, bizim de ete kemiğe bürünerek sürdürme yolunda çaba harcadığımız İnsan Hakları Kentleri projesi demokrasinin sandıkla düzgün işleyen çarkını hayata geçirebilmek üzerine kurulu. Belediyelerin hak temelli insan haklarına dayalı yönetim anlayışını benimsemesi büyük risktir ama bu yurttaşlar için gerekli ihtiyaçtır. İnsan haklarına dayalı yerel yönetim anlayışı yürek ister. Çiğli Belediye Başkanımız başta olmak üzere bu cesareti gösteren tüm başkanlarımıza teşekkür ederim."
"YURTTAŞIN YÜZDE 71'İ 'YOKSULLAŞTIM' DİYOR"
Türkiye'de ekonomik sıkıntılar yaşandığını bazı verilerle dile getiren Karaca şunları söyledi:
"Bu ülkede yüzde 83 yurttaş diyor ki, 'Devlet yaşam biçimime karışmasın.' Yüzde 71'i de 'Yoksullaştım' diyor. Çözümü için çareler arıyor. Yüzde 68 bunun sebebi 'Mustafa Kemal Atatürk'ün yolundan sapmış olmak' olarak görüyor. Yurttaş çözüm noktasını da işaret ediyor. Türkiye'yi siyasal ve kişisel haklar anlamında, özgürlükler sıralamasında dünyada ilk defa özgür olmayan sınıfına gerileten bir anlayış var. Dostlarımızla birlikte kuracağımız iktidara temel oluşturulması için yerelden başlattığımız bu mücadelede gelinen noktayı bugün Çiğli'de izleyeceğiz. Yerel yönetimlerin halk bilincinin oluşturulmasında önemi büyük. Yurttaşa 'Bu senin hakkın, benim görevim' bilincini anlatmak için önemli. O zaman sosyal yardımların bir siyasi partinin tekelinde sadaka olarak değil, sosyal devletin gereği olduğu ortaya çıkacak. Vatandaş haklarını bildiği için o siyasi iktidardan bunu talep edecek. Yerine getirmeyene demokrasinin gereği olarak sandıkta kırmızı kartı gösterecek."
"HAKKIMIZA SAHİP ÇIKARSAK HALKI KİMSE YENEMEZ"
Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü ise İzmir ve Çiğli'yi insan hakları kenti yapmak için taahhütname imzaladıklarını anımsatarak şunları söyledi:
"İzmir'in insan hakları kenti yapalım diye imza attık. CHP Genel Merkezi seçildiğimizin 6. ayında CHP'li belediyelere insan hakları temelinde yönetmeleri için zorunluluk olarak koydu bunu. Çiğli'de 'Yerel yönetimlerde insan hakları nedir, nasıl uygulanır, nasıl şekillenir?' diye çalışma başlattık. İnsan hakları uluslararası dinamiklerle başlamış, İngiltere Avrupa eksininde gelişmiş ve beyanname halini almış. Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Cumhuriyet devrimi ile beraber kurumsallaşmaya başlamış. Bugün artık uluslararası antlaşmalar ile korunan noktada. Ancak şu an ülkemizde yeterli seviyede değil. İzmir emperyalizme karşı direnme hakkını ilk kurşun ile başlatmış. Ne tesadüftür ki Hasan Tahsin'in gazetesinin adı da Hukuku Beşer'dir. Yani insan haklarıdır. Halkımıza insan hakları temelinde hizmet vermek için çalışıyoruz. Hakları iyi bilirsek hakkımıza sahip çıkarsak ve arkasından örgütlenirsek halkı kimse yenemez."
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |