İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, FOX TV’de İlker Karagöz’ün sunduğu Çalar Saat programında önemli açıklamalarda bulundu.
Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın asgari ücret teklifleri ile ilgili olarak yaptığı “Bizim sırtımızda 85 milyonun taşındığı bir küfe var” açıklamasına yanıt verdi: Küfe vatandaşın sırtında, Sayın Erdoğan beceremiyorsa gitsin!
Kılıçdaroğlu'nun adaylığı ile ilgili konuşan Akşener, “Masaya gelsin görelim, Biz herkesi partimize sorarak yaparız” ifadelerini kullandı.
Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
''Asgari ücreti Sayın Erdoğan 8 bin 500 olarak açıklamıştı. Biz bütün hesapları yapıp 9 bin 600 olarak açıklamıştık. Açlık sınırı ocak ayında 8 bin 700 lira olacak yani asgari ücret yine açlık sınırının altına düşecek. Gıdaya erişim ve ısınma müthiş bir problem. Buzdolabını açıyorsunuz gördüğünüz sadece hoşaf. Bu yoksul ailelerde protein alamadıkları için çocuklarda bodurluk başladı. 14'ünden itibaren obezlik başladı. Eskiden Sayın Erdoğan bu işi bilirdi. Bizim yaş grubu bu yollardan gelmeyiz. Ben bir köyden çıktım geldi, Sayın Erdoğan Kasımpaşa'dan geldi. Eğitim sosyal adaleti, sınıf geçirgenliğini sağladı. Bizim bu yolları unutmamamız gerekiyor. Sayın Erdoğan Saray'a gitti. Paralel bir dünya orası. Sağlık adına sayın Erdoğan manda yoğurdu, kestane balı karıştırın yiyin dedi. O fakir evlerde neler olduğunu bilmediği için böyle diyor.
ERDOĞAN’IN KÜFE SÖZLERİNE YANIT
Küfe vatandaşın sırtında. Küfe 10 yaşındaki kızına meyve toplayan, plastik ve karton toplayarak evini geçindirmeye çalışan babanın sırtında. Beceremiyorsa gitsin. Bunu çözmek sizin göreviniz. Varsa bir küfe, kendiniz aldınız. Sizin sırtınızdaki küfenin içi boş. Lüks hayat var. 13 tane uçak var. 500 milyon dolarlık uçak var. 2 tanesi neyinize yetmedi.
“TESELLİ İÇİN SARILDIM”
Millet iradesine çak yapıldı. Biz birbirimize çak yapmadık. Dünün mağduru, bugünün vesayetçisi yine Saraçhane’de suratımıza çak yaptı. Bugün yapılan iş, bir “ahmak” sözcüğü üzerinden. Bu sözü söyleyen Sayın Soylu. Sözü geri iade eden Sayın İmamoğlu. Sayın Erdoğan’ı hep akıllı bulmuşumdur. Türkiye’den kopmuştu, dünyadan da kopmuş. 1998’de oradan giderken ki yüz ifadeni hatırlasana. Biraz empati yapsana. O gün orada bulunan birçok insanın neler hissettiğini hatırlasana. Orada çakmak olmaz, orada teselli olur. Benim Sayın Ekrem ve Dilek İmamoğlu’na sarılmamın nedeni budur.
“İSTANBUL’A ÇÖKME KARARI”
Türkiye'de bir yargı problemi var. Ekrem İmamoğlu hakkındaki karar Sayın Erdoğan'ın kararı. Seçime giderken İstanbul'a çökme kararı. Bir sürü FETÖ iltisaklısı çıktı. Bunları işe almak konusundaki prosedürlerdeki imza sahipleri ne oldu? Erdoğan’a göre herkes terörist. Bu eylemler yarın kendilerini sorumlu hale getirecek. 16 milyon İstanbullu’nun bugün seçilmiş belediye başkanına, yani milli iradeye uzatılan bir el var. Ama bu milli iradeye el uzatma, çökme hadisesinin karşılığı olarak 85 milyon da senin yanında dedi. İstanbul’a özel değil, Türkiye’nin milli iradesine çöküldü, bunu ifade ettim. Dünün vesayetçileri, Sayın Erdoğan’a bunu yaptı. Erdoğan’a yapılan bu haksızlığın karşısında durmuş bir kişiyim. Şiirin suç olmadığını bağıra bağıra söyledik. Bize tazminat davaları açıldı. Bu bir dayanışma hadisesi. Yanlışın karşısında bedel ödemeyi göze alma hadisesi. O günün mağduru bugünün kural tanımayan vesayetçisi oldu. Sadece 16 milyon çerçevesine sığdırırsanız o şarkılar biter. Tecrübe konuşuyor.
“ARADIM, TELEFONU KAPALIYDI”
Sayın Kılıçdaroğlu’nu aradım. Birbirimizin telefonları var, özel kalemler araya girmeden oradan konuşuyoruz. Telefonu kapalıydı. İzin almak için aramadım yanlış anlaşılmasın. İzin alma mecburiyetim yok. Bu belediye başkanları iki partinin ittifakıyla seçilmiş başkanlar. İyi yaptığı işlerden de kötü yaptığı işlerden de biz mesulüz. Sonra döndüm, bir güç oluşturabilelim diye Sayın Gültekin Uysal’ı aradım. Çok ağır gripti, Sayın Babacan’ı aradım, basınla ilgili bir programdaymış. Sayın Davutoğlu akşama gelebileceğini söyledi. Temel Bey’e de hiç ulaşamadık, hastanedeymiş. Ben orada bir güç gösterisi yapabilelim diye aradım.
ÖZEL İLE ÇATAKLI ARASINDAKİ TARTIŞMA…
Tiyatro denilen iş bu, haberinin olmadığı gerçekse ben bu gece uyuyamam. Dümense anlarım, orada da sorumluluğunu yerine getirmiyor. Haberi yoksa çok daha vahim. Kardeşinizden size ateş etme de doğru değil ama siz sorumlu bir mevkidesiniz gereğini yapacaksınız. Bilmiyorsanız çok vahim. Uçan kuştan haberi olan teröristlerin ayakkabı numarasını bilenlerin… Bu çok vahim!
“TELEFONU KAPALIYDI”
Ben Kılıçdaroğlu'nu aradım, telefonu kapalıydı. Ben de Almanya meselesini unutmuşum uçakta zannettim sonra anlaşıldı ki bir programdaymış. Sonra döndüm bir kalabalık güç oluşturabilelim diye Gültekin Uysal'ı aradım, konuştuk. Bir kısmına gideceğim dedim. Yanlış anlaşılmasın izin almaya aramadım öyle bir durum yok. Gövde gösteresi yapmak istedim. Bakanımsı troller var ya ama benim üzerime vurulması problem değil asıl burada Erdoğan gitti gümbürtüye. Ama bunu üzerinden bir kesim de siyasi nezakete uymuyor dendi. Sonra siyasi saygısızlık haline döndü. Demek ki İmamoğlu'nu orada yalnız bırakmak siyasi nezaket, siyasi irfan, siyasi terbiyeymiş. Ben böyle bir ahmaklık hiç görmedim. Dolayısıyla yapayalnız o gün orada olmasaydık. Hüseyin Baş da oradaydı. EMEP’in Genel Başkanı da oradaydı.
‘İÇ İŞLERİ’ AÇIKLAMASI
CHP'nin genel başkan yardımcıları mahkemedeydi. Ak Parti'nin Meral Akşener'in bilgisi var o sebep oldu üzerinde yüründü. Rol çalma gibi, falan zannedildi ama halbuki ben bu işleri bildiğim için. İmamoğlu'nu o gün orada sap gibi bıraktığınız takdirde… O konuşmada yapayalnız konuşaydı. İkili bir sistem o. Normalde Sayın Kılıçdaroğlu'nun söylediği söz oraya gitmekle alakalı değil. Oraya giden söz genellikle kurmaylardan geldi. Bu beni ve arkadaşlarımı incitse bile kenara koyduk. Sayın Kılıçdaroğlu'nun gazetecilerle yaptığı toplantıda sorulan soru aslında Sayın Kılıçdaroğlu'na söylediğim ve kamuoyu ile paylaştığım bir söz. Sayın Kılıçdaroğlu da içişlerine karışmakla ilgili bir söz söyledi. Burada içişlerine karışmak yok. 6'lı masa toplandı ve Cumhurbaşkanı adaylığı liderlere bırakıldı. Sayın Kılıçdaroğlu'na şunu görevden alın şuraya koyun dersem bu içişlere karışmak olur. Aday tespiti konusunda herkes hür ve bağımsız.''
“ÇOK PİS BİR DİL BU”
Akşener, (Erdoğan’ın “İmamoğlu başka ebeveynler arıyor” sözüne) “Çok pis bir dil bu. Ben alıştım sayın Erdoğan devrinde bana yapılmayan hiçbir şey kalmadı. Evim basıldı ve yalnızlık çok zor bir iştir. Evim basıldığında kimse yoktu. 2 gün sonra saadet partisi genel başkanı dışında arayan olmadı” yanıtını verdi.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |