Toplantının açılışında konuşan BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt, tüm kadınların 5 Aralık Dünya Kadın Hakları gününü kutladı. İzmir'de ciddi bir deprem yaşandığını, can kaybının 117 olduğunu hatırlatan Küçükkurt, “Yüzlerce ev yıkıldı, ancak AFAD koordinasyonunda AKUT ve diğer arama kurtarma ekiplerine teşekkür ediyoruz. Hızlı bir yardımlaşma ile yaraları sarmayı başardık. İzmir halkının dayanışma kültürü var, bu sayede verimli bir yara sarma dönemi geçirdik” dedi.
30 Ekim'de yaşanan depremin son olmayacağını vurgulayan Küçükkurt, “O sebeple kent olarak bilinçlenmek ve sonraki depremlere hazırlanmamız gerekiyor” diye konuştu.
Arama Kurtarma Derneği (AKUT) Yönetim Kurulu Başkanı Recep Salcı da gönüllü olarak AKUT’un tüm kademelerinde görev yaptığını, son 3 yıldır da AKUT Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüttüğünü belirtti. 1996 yılında kurulan AKUT’un gelişim sürecini anlatan Recep Salıcı, “1998 Adana Ceyhan Depremi ve 1999 Depremi’nde ön plana çıktık ve lider bir sivil toplum örgütü olarak çalışıyoruz. 27 ekibi ile yurt içi ve yurt dışı operasyonlar için hazırız. Akredite bir arama kurtarma ekibiyiz” dedi.
Sürdürülebilir kaynak yaratmak adına kurumlara, şirketlere, gruplara deprem eğitimi verdiklerini ifade eden Salcı, “Acil Durum, Facia ve Afet kavramlarını doğru anlamak gerekir. Türkiye acil durum ve facialarda hazır ancak afetlerde yeterince hazır değil. Doğal kaynaklı afetlere ülke olarak hazırlanmak mecburiyetindeyiz ve bu konuda bilinçlenmek en önemli ayağı oluşturuyor” dedi.
Depremin öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılacakları aktaran AKUT Başkanı Salcı, “Deprem sırasında yapılacaklar çok sınırlı. Öncesinde yapmamız gerekenler çok daha fazla. Genelde deprem sırasında ne yapmamız gerektiği kafamızı meşgul ediyor ancak en önemli nokta depremden önce yapmamız gerekenleri belirleyip onları hayata geçirmemiz şart” dedi.
Salıcı, ‘Deprem dünyanın doğal bir hareketidir, bunu afet haline getiren insanların hatalı yapılaşması ve kötü yapı stoku oluyor” dedi.
6.6 büyüklüğündeki bir depremde binanın yıkılıyor olmasının depreme hazır olmadığımızın göstergesi olduğunu vurgulayan AKUT Başkanı Salcı, “Şili 2010 yılında 8.9 büyüklüğündeki depremde yüzlerce kayıp verdi. Sonrasında bir seferberlik ilan ederek deprem gerçeğine göre hazırlık yaptılar. 2012 yılında 9 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi, İzmir depreminden 100 kat daha şiddetli bir deprem ve sadece 8 kişi hayatını kaybetti. Çünkü onlar binalarını buna göre hazırladılar ve dönüştürdüler. Bizim yapmamız gereken de bu” dedi.
“İzmir’de 84 bin riskli bina var”
AKUT Başkanı Salcı, bina yıkıldıktan sonra nereye sığınırsanız sığının, neyin yanına çökerseniz çökün çok bir şansın kalmadığını belirterek sözlerini şöyle tamamladı: “Hayat üçgeni binanız yıkılmadığında, üzerinize devrileceklerden korunmak içindir. Bina yıkıldıktan sonra işimiz şansa kalıyor ne yazık ki. Önemli olan binanızın sağlam olduğundan emin olmak. 2018’de deprem yönetmeliği daha da güçlendirildi. İzmir deprem açısından dünyada risk sıralamasında 25. üzerine hep konuştuğumuz İstanbul ise 75. sırada ve beklenen büyüklük 7.4. İzmir’de 84 bin bina eski yönetmeliklere tabi olarak yapılmış. Bu bizi çok korkutuyor, bu şekildeki büyük bir depremde maalesef bu binalar ağır hasar alacaktır. İzmir önlem almalı ve bu binalarını dönüştürmeye hemen başlamalı.”
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |