Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) 75'inci Genel Kurulu'nda konuştu. Erdoğan, ekonomi başta olmak üzere ülkenin geleceğine ilişkin temel her konuda iş dünyasıyla istişare etmeye özel önem verdiklerini, aldıkları tüm kararların ortak aklın ortak ihtiyaçların ve ortak vicdanın ürünü olması için gayret gösterdiklerini vurguladı. Erdoğan, girişimciler istihdamı artırdığı, ihracatı yükselttiği ve yatırımlara devam ettiği sürece Türkiye’nin önünde kimsenin duramayacağını ifade etti.
'SALDIRILAR TÜRKİYE'Yİ CAN EVİNDEN VURMA AMAÇLI'
Son dönemde kurulan tuzakların sebebinin Türkiye’ye siyasi olduğu kadar ekonomik açıdan da diz çöktürme amaçlı olduğunu kaydeden Erdoğan "Son yıllarda maruz kaldığımız tüm saldırılar, şahsımızı değil, doğrudan doğruya Türkiye’yi, 82 milyonun tamamını can evinden vurmayı amaçlamaktadır. Ülke ve millet olarak teslim olmayı reddettiğimiz, istiklalimize ve istikbalimize sahip çıkmakta kararlı olduğumuz için bize bedel ödetmeye çalışıyorlar. Bir zamanlar toplu bile üretemeyen bir ülkenin kendi pek çok alanda bölgesinde ve dünyada söz sahibi haline gelmeye başlamasının birilerini rahatsız ettiği çok açıktır. Ne yaparlarsa yapsınlar, biz bu yoldan geri dönmeyeceğiz. Şunu unutmayın, kaderin üstünde bir kader olduğunun bilinciyle tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ülkümüze sıkı sıkıya sarılacağız" dedi.
'TÜRKİYE İTTİFAKI’NI ALTERNATİF GİBİ GÖSTERME FİTNESİ'
31 Mart yerel seçimlerinin ardından yaptığı Türkiye İttifakı açıklaması ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Türkiye İttifakı' diyerek 82 milyon vatandaşın ortak payda altında bir araya gelmesi idealini hayata geçirmeye çalıştıklarını belirtti. Son zamanlarda 'kucaklaşma zamanı' ifadesinin de çok kullanıldığına işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Biz hiçbir zaman kucaklaşmadan kaçmadık, işte onun için 'Türkiye İttifakı' dedik, onun için 'Cumhur İttifakı' dedik. Bazıları hemen söyleme amacımızın ne olduğu gayet açık olan 'Türkiye İttifakı' ifademizi, 'Cumhur İttifakı'nın alternatifi gibi göstererek fitne çıkarma peşine düştü. Halbuki 'Cumhur İttifakı', milletimizin tamamını aynı idealler etrafında buluşturma çabamızın lokomotifidir, sürükleyici gücüdür. Biz 'Cumhur İttifakı’nı 15 Temmuz gecesi kurşunların, bombaların altında kurduk. O zaman bu ittifaktan kaçanlar, 7 Ağustos’ta zorla Yenikapı’ya gelip, Yenikapı ruhunu güya kabul ettiğini söyleyenler, ondan sonra Yenikapı ruhunu reddederek ortadan kaçmışlar, terör örgütleriyle omuz omuza, kol kola seçimlere girmişlerdir. Herhalde bunu da görmemiz lazım ve dağdan talimatlar geldiğinde, dağdan gelen talimatlar neydi? 'Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de, Antalya’da seçime girmeyeceksiniz'. Sen parti değil misin? Niye girmedin seçime? Kiminle ittifak halinde oldun? Nasıl omuz omuza oldun? Kusura bakmayın terör örgütü ile el ele olanlar bizimle ittifak halinde olamazlar."
'TAHRİK UNSURU OLMADIK'
Ankara’nın Çubuk ilçesindeki şehit cenazesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıya da isim vermeden değinen Erdoğan, "Benim 4 evladımın, 4 Mehmet’imin Berat Gecesi’nde şehit edildiği bir olayda, kusura bakmasınlar, bizler buralara el bebek gül bebek gidemeyiz. Biz nereye nasıl gidileceğini çok iyi biliriz ve hiçbir zaman tahrik unsuru olmadık, olmayacağız" dedi.
'ÜLKENİZ SİZDEN FEDAKARLIK BEKLİYOR'
Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında başlatılan Türkiye’ye yönelik ekonomik saldırılara hep birlikte ve çok daha güçlü cevap verme zamanının geldiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, istihdam seferberliği için Türkiye’de bütün oda ve borsalara yaptığı çağrıyı hatırlattı. Yaklaşık 1,5 milyon üyesi olan TOBB’un her üyesinin 1-2 kişiyi istihdam etmesi durumunda toplam sayının 3 milyona varacağının altını çizen Erdoğan, "O gün biz bu sözleri aldık. Yılın sonuna kadar biz bu istihdamı bekliyoruz. Bu çağrımızı sadece TOBB’a değil, diğer STK’lara da önümüzdeki haftalarda yapacağımız toplantılarda, onlara da yönelteceğiz. 2,5 milyonluk ilave istihdam için ‘Burası Türkiye, burada iş var’ sloganıyla yola çıktık. Öncü veriler bu yılın ilk çeyreğinde istihdamda 100 bin kişilik bir artışa işaret ediyor. İstihdam seferberliğimize, bu seferberliğe gerekiyorsa şartlarını zorlama pahasına destek vermek, burada bulunan her bir iş inşamızın ülkesine, milletine ve şehrine olan vefasının gereğidir diye inanıyorum. Sahip bulunduğunuz her şeyi borçlu olduğunuz ülkeniz, bugün sizlerden böyle bir fedakarlık bekliyor" mesajını verdi.
'12 YPG’Lİ GÖZALTINA ALINDI'
Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunda artık huzur ikliminin sağlandığını, terörün bu bölgelerdeki eski etkisini kaybettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı, sadece bu ay içerisinde 170’i aşkın teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi. Erdoğan, "Yine yapılan operasyonlar çerçevesinde İzmir’de 12 YPG’liyi bu gece yakalamak suretiyle şu anda gözaltına almış bulunuyoruz. Güvenlik noktasında bunu başarmadan tabii ki ekonomide de başarıyı yakalamak mümkün değil. İstikrar ve güven olmadan ekonomik istikrarı yakalamak da mümkün değildir. Bunları şu anda biz gerçekleştiriyoruz. Tek vaatleri ülkemizi eskiye döndürmek olanların, ne milletimize ne de sizlere verebileceği hiçbir şey yoktur. Biz ülkemizi eskiye döndürmeyi değil, 2023 hedeflerine ulaştırmayı planlıyoruz" diye konuştu.
'ARTIK ŞİFRELERİNİ ÇÖZDÜK'
Erdoğan, seçim dönemini geride bıraktıklarını ve yeniden icraata yoğunlaştıklarını belirtirken, ekonomik göstergelerin yeniden yükseliş trendine girildiğini işaret ettiğini söyledi. Yaptırım tehditlerinin Türkiye ile sorunu olan çevrelerin boş durmayacağını açıkça gösterdiğini kaydeden Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama artık biz de onların numaralarını çözdük, nasıl tedbir alacağımızı öğrendik. Şifreler çözülmüştür, bundan sonra artık öyle çok can yakıcı dalgalanmaların ortaya çıkması kolay kolay mümkün değildir. Tarihi reformların güçlü siyasi iradeler ve bununla birlikte büyük riskleri göze almayı gerektirdiğini de biliyoruz. Biz işte bu iradeye sahibiz ve bu riskleri de üstlenmeye hazırız. Önümüzdeki 4 yılı bu doğrultuda en verimli şekilde kullanacağız. Orta ve uzun vadeli programlarımızın hazırlıklarını büyük ölçüde tamamladık. Bu ülkede ister uluslararası ister milli olsun, herhangi bir yatırımcının önüne engel çıkartan karşısında bizzat şahsımı bulur. Türkiye serbest piyasa ekonomi ilkeleri çerçevesinde gelişecek, büyüyecektir."
HUBUBAT ALIM FİYATLARINI AÇIKLADI
Konuşmasının sonunda tarım sektörü ile ilgili bir müjde vereceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, hububat alım fiyatlarını açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu: "Hububat alım fiyatını hasat dönemi başlamadan açıklayarak üreticimizin emeğine göz diken fırsatçıların önüne geçiyoruz. Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından geçen yıl ton başına 1050 liradan alınan sert ekmeklik buğdayın fiyatı bu yıl yüzde 29 artışla ton başına 1350 lira olmuştur. Kaliteli buğday ise yüzde 4 primli olarak alınacak ve böylece ton başına fiyat 1400 lirayı geçecektir. Arpa alım fiyatı da yüzde 33 artışla ton başına 1100 lira olarak belirlenmiştir. Ayrıca çiftçi kayıt sistemine kayıtlı üreticilerimize buğday ve arpa için yaklaşık 200 lira pirim, mazot, gübre desteği ödemesi yapılacaktır. Yeni hasat döneminin ülkemize milletimize hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum."
AİLE ŞURASI'NDA KONUŞTU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen '7'nci Aile Şurası'nda konuştu. Erdoğan, ailenin Türkiye toplumundaki önemine dikkat çekti. Türkiye’de ailenin toplumun kilit taşı olarak görüldüğünün altını çizen Erdoğan, son 60 yılda insan yaşamını kökten değiştiren iki büyük kırılma yaşandığını, bunların ilkinin 1960’lı yıllarda köyden kente yaşanan göç olduğunu, köyden kente göçün geniş aile kavramını yok ettiğini söyledi. Günümüzde geniş ailenin yerini çekirdek ailenin aldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Özellikle yeni nesiller hayatın zorluklarını göğüslemede en kritik destek noktalarından biri olan aile büyüklerinin birikimlerini böylece kaybetmiş oldu. Ak saçlıların altın değerindeki tecrübelerinden ne yazık ki gençler yeterince istifade edemedi. Bunun menfi yansımalarını pek çok alanda gördük" dedi.
'SOSYAL HAYATIMIZDA CİDDİ DEĞİŞİKLİKLER ORTAYA ÇIKTI'
Geçimsizlik ve boşanma oranlarında yaşanan artışların aile büyüklerinin sağladığı koruma kalkanının kaybolmasının bir sonucu olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Şahit olduğumuz ikinci önemli kırılmaysa teknoloji devrimiyle yaşandı. İnternetin ve modern iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla beraber, beşeri ve sosyal hayatımızda ciddi değişiklikler ortaya çıktı. Dünyamızı devasa bir köye dönüştüren, mesafeleri ortadan kaldıran bu yeni dönemin etkilerini her alanda görüyoruz. Üretimden ticarete, bireysel münasebetlerden eğitime, siyasetten tüketim alışkanlıklarına kadar hayatımızın tüm safhalarında bu yeni dönemin dönüştürücü hamlelerini takip ediyoruz" ifadelerini kullandı.
'SANCILI SÜREÇLE KARŞI KARŞIYAYIZ’
Teknolojinin bir yandan hayatı kolaylaştırırken aynı zamanda milli bünyede çözülmelere sebep olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yeni dönemin en büyük mağdurunun aile kurumu olduğunu aktararak şöyle konuştu:
"Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla beraber, bilhassa aile değerlerimizde çok ciddi erozyonlar yaşanıyor. Mahremiyet algımız yozlaşırken, maalesef mahrem alan kavramı, gün geçtikçe anlamını yitiriyor. Önceki dönem nasıl geniş aileyi ortadan kaldırmışsa bu yeni dönem de çekirdek aileyi çözüyor, yıkıyor. Bu sorun sadece ülkemize mahsus da değildir. Aile kurumu kültürlerden ve toplumlarda bağımsız olarak tüm dünyada güç kaybetmektedir. Özellikle batılı ülkelerde aile kavramının içi boşalırken, anne babanın yerini ya tek ebeveynli bir model ya da tek kişilik hayat biçimi alıyor. İnsan fıtratına aykırı sapkın ilişkilerin belli çevreler tarafından kasıtlı şekilde meşrulaştırılmaya çalışılması da aile kurumuna yönelik ana tehditler arasındadır. Nikah akdinin değersizleştirildiği, evlilik dışı ilişkilerin normal sayıldığı, boşanmanın teşvik edildiği sancılı bir süreçle karşı karşıyayız. Sürekli haz peşinde koşan hedonist ve egoist insan tipinin yüceltildiği, bu gayri ahlaki hayat tarzı maalesef etkisini ülkemizde her geçen yıl daha fazla gösteriyor."
'DEVLETİ KORUMAK, AİLEYİ KORUMAKLA MÜMKÜNDÜR'
Millet olarak çağın hastalıklarına karşı en büyük imkanın tüm saldırılara rağmen hala varlığını devam ettiren aile kurumu olduğunu kaydeden Erdoğan, "Bu açıdan adına aile dediğimiz mukaddes ocağın yaşatılması, korunması son derece önemlidir. Ailede çözülme olursa millet olarak varlığımızın tehlikeye girmesi kaçınılmazdır. Nesli muhafaza etmenin yolu da aile kurumuna sahip çıkmaktan geçiyor. Bu olmazsa olmazımızdır. Devleti korumak da ancak aileyi korumakla kollamakla mümkündür" dedi.
'7 TORUNUM VAR'
Katıldığı nikah törenlerinde evlenen çiftlere 3 çocuk sahibi olmaları gerektiğini hatırlattığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, çiftlerin 'geçim meselesini' gerekçe gösterdiğini anlattı. Türkiye toplumunun çoğunluğunun Müslüman olduğunu belirten Erdoğan, "Şunu unutmayalım; her doğan rızkıyla doğar, rızkıyla gelir, bunu bir defa bilelim. Bunu ben hayatımda yaşadım. Her çocuğum rızkıyla geldi, 4 çocuğum hepsi rızkıyla geldi. Hiçbir sıkıntı da yaşamadım. Hepsi bereketlendirdi. Şimdi 7 torunum var, Rabbim inşallah daha da fazlasını verir. Hele hele nitelikli aileler olarak güçlü aileler olarak nitelikli bir nesli yetiştirirsek bu milletin önünde kimse duramaz. Bunu hep beraber yapacağız. Hiçbir şeyden çekinmeye gerek yok. Yıllarca bu ülkede kısırlaştırma adına her şeyi yaptılar. 'Doğum kontrolü' dediler, 'aile planlaması' dediler, değişik isimlerle bize nüfuz etmeye çalıştılar. İlginç olan şey şu; atılan bu adımlarla da nüfusumuz azaltıldı. Ben bir kardeşiniz olarak, bu milletin bir evladı olarak bu gidişi doğru bulmadım, doğru bulmuyorum" şeklinde konuştu.
'ORADA CENNETİN KOKUSU VAR'
Televizyonlardaki kadın programlarına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:
"Şayet medya organlarımız, kadın programları adına mahremiyeti ve ailevi değerleri hiçe sayıyorsa, orada çok büyük bir sorun var demektir. Bu konuda medya organlarını özellikle ikaz ediyorum, uyarıyorum. Buna dikkat etmeleri gerekiyor; çünkü bu gelecek nesillerin en önemli sorunu olacak. Reyting kaygısıyla televizyon dizilerinde çarpık ilişkiler özendiriliyorsa, sosyal medyada çarpık ilişkiler özendiriliyorsa, şiddet teşvik ediliyorsa, devletin attığı adımlar akim kalmaya mahkumdur. Çocuklarımıza ilham kaynağı olması gereken sanatçılar ve sporcular, başarılarıyla değil de özel hayatlarıyla gündeme geliyorsa, aile kurumunu korumamız elbette zorlaşacaktır. Annenin ayağının altında cennet var. Orada cennetin kokusu var, onu öpmek anneye bu sadakati göstermek hiçbir şeyle değiştirilmez. Bu toplum bunu başarmalı. Onu kendisi için birilerinin yaptığı gibi yok feministler, yok şunlar, bunlar gibi bir zillet kabul etmemeli."
'ÇOCUKLARIMIZIN İLETİŞİM OBEZİ HALİNE DÖNÜŞMESİNİ ENGELLEYEMEYİZ'
Kişinin annesiyle var olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Annemiz olmasaydı biz yoktuk, bu olaya böyle bakacağız. Biz kendi dünyamızda aile içi şiddetin önüne geçemezsek, ileride çok daha büyük sorunların yaşanmasına mani olamayız. Biz milli ve manevi değerlerimizi evlatlarımıza aktarmazsak, modern dönem hastalıklarına karşı onları koruyamayız. Biz elimizden telefonu, tableti, karşımızdaki televizyonu şöyle bir yana bırakıp, aile fertleriyle daha çok hemhal olmazsak, çocuklarımızın iletişim obezi haline dönüşmesini engelleyemeyiz. Değişimi önce kendimizden, kendi şahsımızdan, kendi hayatımızdan başlatmazsak, kimseye sözümüzü geçiremeyiz. Biz örnek olmazsak çocuklarımızdan örnek davranışlar göstermesini bekleyemeyiz" şeklinde konuştu.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |