Kamuya geçirilen taşeron işçilerin ücretlerinin enflasyon karşısında korunması ve sosyal haklarının geliştirilmesi ve bu süreçte kadro alamayan işçilerin durumunun ele alınması amacıyla Meclis araştırması için sunduğu önerge üzerinde söz alan Beko, asgari ücrete mahkum bırakılan ve hiçbir sosyal hak verilmeyen yaklaşık 750 bin işçinin hakkının verilmesi gerektiğini anlattı. Beko, “Taşeron işçilerine kamuda, belediyede ve özel idarelerde şirket işçisi olduktan sonra sarayın talimatıyla, kanun hükmünde kararnameyle 2020 yılına kadar toplu iş sözleşmesi yasaklandı ve dolayısıyla bu arkadaşlarımızın 250 bini kadrolu oldu. Onlara bir itirazım yok ve teşekkür ederim ama geri kalan 750 bine yakın, başta belediyelerde 500 bine yakın çalışan taşeron işçileri asgarî ücretle çalışıyor ve dolayısıyla onlara verilmiş olan zam ilk altı ayda yüzde 4, ikinci altı ayda yüzde 4. Bu arkadaşlarımızın aldıkları maaşlarda ikramiye yok, sosyal hakları yok. Ben de diyorum ki bu eşitsizlik Anayasa'ya aykırı bir durumdur” diye konuştu.
KADRO SARAYDA ÇALIŞAN İŞÇİLERE VERİLMİŞ!
750 bin işçiye verilmeyen sadece 250 binine verilen kadrolu işçilerin ‘kimler’ olduğunu Meclis kürsüsünden açıklayan CHP’li Beko, şunları söyledi: “2018 yılında Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çok coşkulu şekilde bir konuşma yapmış, "Kamuda, belediyelerde ve özel idarelerde çalışan 1 milyona yakın taşeron işçiye kadro veriyoruz" demişti; ben de çok heyecanlanmıştım. Daha sonra o dönemlerde Konfederasyon Genel Başkanı olduğumdan dolayı Üçlü Danışma Kurulundan, Çalışma Bakanımızdan listeyi istedim, listeye şöyle bir göz attım. Evet, taşeron olan işçi kardeşlerimizin bazılarına kadro verilmiş. Kadro kimlere verilmiş? Sarayda çalışan bazı taşeron işçilerine, Türkiye Büyük Millet Meclisinde çalışan bazı taşeron işçilerine -o dönem hatırlarsanız Başbakanlık vardı- Başbakanlıkta çalışan bazı taşeron işçilerine, MİT'te çalışan bazı taşeron işçilerine ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde... Baktığımızda, 250 bine yakın taşeron işçiye kadro verilmiş verilmesine ama bu işçilerin dışında kalan 750 bine yakın taşeron işçiye maalesef kadro verilmedi ve bu arkadaşlarımız kamuda, belediyelerde ve özel idarelerde şirketlere alındılar.”
750 BİN İŞÇİNİN ZAM ORANI SADECE 4+4
Şirketlere alınan işçilerin de sarayın talimatıyla çıkan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle 2020 yılına kadar toplu iş sözleşmesinin yasaklandığını ifade eden CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, aradaki haksız ücretlendirmeye dikkat çekti. Beko, “Kadrolu çalışan işçi kardeşlerimiz ortalama 5 bin lira maaş alırken asgari ücretle çalışan arkadaşlarımıza yüzde 4+4 oranında zam yapıldı ve kadrolu çalışan arkadaşlarımız, 4 ikramiye alırken şirket işçilerine ikramiye verilmedi. Kadrolu çalışan arkadaşlarımıza sosyal hakları verirken şirket işçilerine sosyal hakları da verilmedi. Çok alıyorlar demiyorum ancak emekli olan işçi emeklilerine yüzde 6 verildi, memur olan işçi emeklisine yüzde 5 verildi ama kamuda çalışan 750 bine yakın taşeron işçisine, maalesef yüzde 4+4 verildi; bu, Anayasa'ya aykırıdır. Vermiş olduğum bu kanun teklifini tekrar gözden geçirmenizi ve sizden müjdeli bir haber bekleyen Türkiye'de kamuda, belediyelerde ve özel idarelerde çalışan 750 bine yakın belediye işçisini sevindirmenizi bekliyor, konuyla ilgili gereğinin yapılmasını talep ediyorum” açıklamalarında bulundu.
BERGAMA’DAKİ 3 KADIN İŞÇİNİN DİRENİŞİNE DESTEK
CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, Meclis kürsüsünden AK Partili Bergama Belediye Başkanı’nın sendika üyesi oldukları için işten attığı ve belediyenin önünde eylem yapan 3 kadın işçiyi de selamlayarak yanlarında olduklarını ve işe geri alınmaları gerektiğini dile getirdi. Beko, şunları söyledi: “Tüm çalışanlar için sendikalaşma hakkı anayasal ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış sosyal bir haktır ancak İzmir'in Bergama ilçesinde, yine bir AKP Belediyesinde işçilerin, emekçilerin sendikalaşma hakkının engellendiğini görüyoruz. AKP'li Bergama Belediye Başkanı DİSK GENEL-İŞ Sendikasına üye oldukları için 3 kadın çalışana mobbing uygulamış, sendikalarını değiştirmelerini istemiştir, bu yönde baskılar uygulamıştır; işçileri önce farklı birimlere sürmüş, ardından da işçileri işten atmıştır. Bu, sosyal bir cinayettir ve Anayasa'da aykırıdır. Yaşanan baskılara karşı işçi arkadaşlarımın yanında olduğumu, sorunun derhâl çözülmesi adına gerekli adımların atılması için çabaladığımızı bir kez de buradan vurgulamak istiyorum. Alev, Gonca ve Nazlı işçilerimiz yalnız değildir. Atılan işçiler geri alınsın.”