Bütçenin, devletin önümüzdeki mali yılda gelirlerini, harcamalarını tahmin eden, hükümete harcamaların yapılması, gelirlerin de toplanması konusunda yetki ve izin veren bir kanun olduğunu belirterek sözlerine başlayan Sındır, “Bu verilecek olan yetki ve izin kesinlikle sınırsızca, fütursuzca harcama yapma hakkı vermez veya gelirlerin tahsilatında rehavet içerisinde bulunma hakkı da sağlanmaz. Bütçede genellik ilkesi çerçevesinde harcamaların kalem kalem, ayrı ayrı gösterilmesi gerekir. Hiçbir gelir veya giderin, bir diğerinin arkasına gizlenmemesi gerekir. Her yıl olduğu gibi yine bunun da böyle olmadığını üzülerek hepimiz görüyoruz. Sayıştay’ın denetiminden uzak duran, uzaklaştırılan, Kamu ihale Kanunu kapsamı dışına alınan birçok harcamanın ne yazık ki bütçede bir yerlerde gizlenmiş olduğunu görüyoruz” dedi.
“2020 YILI BÜTÇESİ TOPLUMUN TÜM KESİMLERİNİ KAPSAMIYOR”
2018 yılı kesin hesap bütçe tahminlerinin tutmadığını ifade ederek sözlerine devam eden Sındır, “yürütme bütçeye ciddiyetle sahip çıkmıyor. Kesin hesap iktidar için önemli değil. O yüzden 2018’e ait kesin hesap burada neredeyse hiç görüşülmüyor. Geçmişten ders alacağız ki yapılan hatalar, kusurlar, eksikler, yanlışlar görülecek, tartışılacak ve bunun üzerinden yeni yılın bütçesine yol çizilecek. Bu bütçe bir siyasi partinin bütçesi değildir, bu bütçe devletin bütçesidir. Plansızlığın AKP iktidarının her zerresine nüfuz ettiğini görüyoruz. 2020 yılı bütçesinin hazırlığında, On Birinci Kalkınma Planı esas alınmalıydı, o planın hedeflerine uygun bütçe oluşturulmalıydı. Bu konuda AKP bizleri yine şaşırtmadı; On Birinci Kalkınma Planı’nın birkaç cümleyle, hızlı bir şekilde geçiştirilerek ‘Kalkınma Planı olmasa da olur’ anlayışıyla ortaya konulan bir bütçe ile karşı karşıyayız. 2020 yılı bütçesi toplumun tüm kesimlerini kapsamıyor. Toplumun tüm kesimleri sadece vatandaşın boğazından yapılan tasarruflarda, vatandaştan alınacak vergi gelirlerinde var. Ne yazık ki vatandaşa yapılacak harcamalar anlamında toplumun tüm kesimleri her zaman olduğu gibi bu bütçede de yok. Bir önceki yıla göre vergi gelirleri yüzde 20 artırılarak, bütçenin yükü emekçilerin, işsizin, yoksulun, emeklinin, vatandaşın sırtına yükleniyor” dedi.
“YEDEK ÖDENEKTEN AKTARMALARLA İŞ GÖTÜRÜLÜYOR”
2018 yılının kesin hesabına kalem kalem bakıldığında Onuncu Kalkınma Planı'nın hedeflerine ulaşmadığını söyleyen Sındır, “AKP planlı yol kat etmiyor, günü kurtarmak derdine düşüyor. Bakın; yedek ödenekten aktarma yapılan kamu idareleri Sayıştay’ın raporunda belirtilmiş. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün 2018 yılı başlangıç ödeneği 18 milyar 104 milyonken, yedek ödenekten 12 milyar 567 milyon 722 bin bir aktarma yapılmış. Devlet Su İşleri’nin 12,9 milyar olan başlangıç ödeneğine de 2 milyar 378 milyon yedek ödenekten aktarma yapılmış. Bu örnekler çoğaltılabilir. AKP gelirler ve harcamalar anlamında bir bütçe hazırlıyor ama bundan büyük oranda sapmalar ve yedek ödenek aktarmalarla iş götürülüyor. Kanunda yedek ödenek miktarına yüzde 2'lik bir sınırlama var. Bu sınırlamanın neredeyse 4 katı aşıldığını görüyoruz” dedi.
“YOKSULDAN ALINIYOR, ZENGİNE DAĞITILIYOR”
Bütçenin halk için, halkın huzur ve refahı için, geleceği için yapılmadığını ifade ederek sözlerini sonlandıran Sındır, “bu bütçe yoksuldan alınanı zengine dağıtan bir anlayışla hazırlanmış. ‘Fatihte 4 kardeş evlerinde ölü bulundu.’ Haberi alınca hepimiz kahrolduk. Siyanürle intihar ettikleri söyleniyor. Komşuları demiş ki: ‘4 kardeş maddi sıkıntı çekiyorlardı, iki aydır elektrik faturasını ödeyemiyorlardı.’ Polis, olay yeri incelemesi yapıyor, polisin arkasından BEDAŞ ekipleri gelip evin elektriğini kapatıyor. Mahalle bakkalı da kardeşlerden bir diğerinin de cumartesi günü maaşına haciz konduğunu söylemiş. Millet aç. Toplum alarm veriyor, ama AKP görmüyor. Bu bütçe bu milleti ne tok yapacak ne mutlu edecek ne de huzurunu, refahını sağlayacak. Bu bütçe bir faiz bütçesi, bu bütçe adına ne derseniz deyin ama hiçbir zaman için yoksulun, ezilenin, işçinin, emekçinin ve geniş halk kitlelerinin bütçesi değil” dedi.