Öncelikle şunu belirteyim… Son yıllarda Atatürk Stadı’nda bu ambiyansı görmemiştim. Kapalı tribünün tamamını, açık tribünün ise yarısına yakınını dolduran Karşıyakalılar, yeri göğü inleten sloganlarıyla adeta herkese, “Futbol seyirciyle güzel” diye haykırıyordu.
Ne yalan söyleyeyim; özlemişiz, Atatürk’te tribünlerin titremesini. O kulakları çınlatan gürültüyü özlemişiz… Futbolcuların sahadaki konuşmalarını duymadan, sadece tribünden gelen sese kulak vererek maç izlemeyi özlemişiz…
İşte böyle bir ortamda Karşıyaka, doğal olarak “ev sahibi takım” olarak, golü rakibinden daha fazla düşünerek başladı maça. Hem “skor avantajını içerideki maçta yakalayıp bir adım öne geçme” zorunluluğu, hem de tribündeki coşkunun sahaya yansıttığı elektrikle Kaf-Kaf, Van Büyükşehir Belediyespor’a presle hata yaptırmaya çalıştı. Ancak ilk çeyrekte bu çaba, konuk takımın sakin ve ayağa pas yaparak oynaması, Karşıyaka’nın baskıyla kaptığı topları, telaşla hatalı kullanması, oyunu Van Büyükşehir Belediyespor’un istediği tempoya oturttu.
AŞAN’A AYAK UYDURAMADILAR
Bu süreçte Kaf-Kaf’ın gole yaklaştığı iki pozisyon vardı ki, bunlar konuk takımın çıkmaya çalıştırırken kaptırdığı topları, Karşıyakalı futbolcuların hızlı ve dikine kullanmasıyla geldi. Yine bu bölümde yeşil-kırmızılı oyuncular, baskı kurma çabasında Mustafa Aşan’a ayak uydurabilse ve rakibin savunmadan çıkarken yaptığı riskli çalımları yemese, skor KSK’ye final ışığı yakabilecek bir yere gelebilirdi.
BU HAKEM MAÇI KALDIRAMADI
Van Büyükşehir Belediyespor’un, işi ikinci maça bırakmak adına, her fırsatta Atatürk Stadı’nın çimlerinde istirahata geçişi, buna hakemin prim vermesi ve her fırsatta KSK’li oyunculara saatini gösterip, devrenin sonuna sadece 4 dakika eklemesi, konuk takımın ekmeğine yağ sürdü. Bu durumun sorumluluğu, sadece genç hakeme değil, O’nu takımların bir sezonunu etkileyecek böylesi bir maça atayanlara da aitti. Çünkü Oğuzhan Uğurlu’nun tecrübesi bu maçın altından kalkmaya yetmezdi, yetmedi de… Sahada “ter dökenle, kurnazlık edeni” süzemeyen oyunun temposunu düşürdü, maçın tadını kaçırdı, Kaf-Kaf’ın motivasyonunu törpüledi.
AYNI SENARYOYU OYNADILAR
İkinci yarıda da Van Büyükşehir Belediyespor aynı senaryolu oynadı. Yatmalar kalkmamalar, sadece oyun bozma ve 0-0’ın üzerine yatma çabaları, hakemden prim görmeye devam ederken, Karşıyaka kaptığı her topta yıldırım gibi rakip sahaya geçip, kaleyi her gördüğü yerden şansını denemeye başladı, ama sonuç alamadı. Hızlı bir hücumun sonunda gelen penaltı, Kaf-Kaf’ın umutlarını yeşertecekti ki, Hakan Kuş beyaz noktaya diktiği topu direğe nişanladı. O topun direğin içinden dönerek, kale çizgisine paralel gidip sahayı terk etmesi, KSK adına sezona mal olacak bir şanssızlıktı.
HER ZAMAN UMUT VARDIR
Van Büyükşehir Belediyespor ile oynanan maçta Karşıyaka’da şu oyuncu için “iyi” bu oyuncu için “kötü” yorumu yapmak pek içimden gelmiyor. Ancak yeteneklerini bildiğim Doğukan, penaltı yaptırdığı pozisyon dışında skora etki edecek bir varlık gösteremedi. Hakan Kuş yeterince beklenemediği için etkisizdi.
Sonuç olarak evindeki maçta “skor avantajını” bulamayan Kaf-Kaf, Çarşamba günü Van’daki rövanşta “zoru başarmaya” çalışacak. Olur mu, olur…
Nasıl mı olur… Bu Karşıyaka, sezon başında “düşer” denilen Karşıyaka değil miydi… O “düşer” dedikleri takım, bugün Play-Off oynuyorsa, içerde golsüz biten maçın rövanşını da bir şekilde alabilir… Şans varsa, umut da vardır…
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |