Omuzlarımızı çökerten o büyük ağırlıktan kurtulduk. Başımızı dikip mağrur bakışlarla güneye, batıya, doğuya baktık. Kuzeye bakmadık. Kuzey Buz Denizi’ne bakmanın anlamı yoktu. Ama baktığımız bütün coğrafyalardaki ülkelere “İşte İsveç. Aylardır eleştiri oklarıyla yıpratmaya çalıştığınız bu ülkenin çocukları, sizin ülkelerinizdeki çocuklardan daha mutlu” dedik.
Duydular mı, duymadılar mı bilmiyorum, ama biz bütün dünyaya tepeden bakarak mutlu olduk. Her ne kadar pandemi karşısında bozguna uğradıysak da çocukların mutluluğuyla avunup yaraları sarmaya çalıştık.
‘YABANCI SAĞLIKÇI KAÇIYOR’
Pandemi karşısında lodos yemiş kefal gibi ne yapacağını şaşıran devlet kurumları da hedef tahtası olmaktan çıktı. Pandeminin kasvetli aylarında evlere kapatılmayan, açık kreşlere ve ilkokula giden çocukların bunalıma girmedikleri, çok mutlu oldukları araştırmayla ortaya çıktı. Bu güzel araştırmayla uzun bir süre idare edebiliriz.
Arada, İsveç’i kıskananların saçtıkları nifak tohumları da olmasa daha huzurlu olacağız. Tam dünyanın en mutlu çocuklarının İsveç’te olduğu haberiyle sevinirken Karolinska Üniversitesi Hastanesi’nde çalışan Alman doktor Markus Birk’in, Dagens Nyheter gazetesinde uzun bir yazısı yayımlandı. Münihli doktor, “Yabancı sağlık elemanları İsveç’i terk etmeye hazırlanıyor” başlıklı yazısında, İsveç’in salgına karşı çok kötü bir yönetim sergilemesinden dolayı hayal kırıklığına uğrayan yabancı doktor ve hemşirelerin İsveç’i terk etmeye hazırlandıklarını ileri sürdü.
Amerikan, İngiliz medyası yetmiyormuş gibi bir de Markus Birk vurdu İsveç’e. Rencide etti doğrusu. Alman dobralığı böyle bir şey demek ki. Sosyal medyada aktif olan Türkler ise tam tersi. Her koşulda İsveç’e toz kondurmamayı asli görevleri sayıyorlar. Almanların, İsveç’teki Türklerden öğreneceği çok şey var.
Hem Alman ve diğer yabancı sağlık elemanları gitse İsveç eksiklik duymaz. Türkiye’de yıllarca uzman olarak çalışmış çok sayıda doktor, bin bir türlü eziyeti göze alarak İsveç’e gelmek için sırada bekliyor.
Son yıllarda gelmiş olan Türk doktorlar da gerek mesleki başarılarıyla gerekse çalışma disiplinleriyle hem iş ortamında hem de hastalar nezdinde takdir ediliyor. Sadece doktorlar değil, sosyal hizmet alanlarında da Türk uzmanların yaratıcı bakış açıları Protestan kültürünün inatçı, kalıplaşmış anlayışını değiştiriyor.
Almanların, sorunlu ailelerin çocuklarını alıp tamamen farklı kültür ortamında bakıcı ailelere vermeleri öteden beri daha büyük sorunlara yol açmaktaydı. Esneklikten uzak, otorite ve disipline dayalı aynı uygulama İsveç için de geçerliydi ki büyük ölçüde hâlâ geçerli. Küçük yaşta aileden koparılan çocukların, okul çağlarında başarılı olamadıkları görülmesine rağmen bu politika öteden beri devam etmekteydi.
Stockholm Belediyesi’nin sorunlu çocukların bakım ve eğitiminden sorumlu müdürü Şakir Demirel, yıllarca bu konuda mücadele etti. Çocukların ailelerden koparılması yerine ailelerle sürekli temas halinde kalınıp çocukların kreşlerde özel eğitime alınmasını savundu. Burunlarından kıl aldırmayan belediyenin seçilmiş yöneticileri, politikacıları ise uyarılara, önerilere kulak asmadılar.
Psikolog olan Demirel yılmadı. Üniversiteden akademisyenleri de yanına alarak mücadelesini sürdürdü. Emekliliğine az bir süre kalmıştı ki savunduğu politikayı kabul ettirdi. Yaklaşık on yıldır sorunlu ailelerin çocukları için yeni eğitim yöntemi uygulanıyor. Geçen gün Dagens Nyheter’de konuyla ilgili bir değerlendirme yer aldı.
Yazıda, Şakir Demirel’in projesi uyarınca, doğumdan itibaren ailelerle temasa geçilmesinin, hem ailelerin sorunlarının giderilmesinde hem de çocukların eğitiminde başarı sağladığı görüşüne yer verildi. İsveç’in, kısırlaşmış verimsiz politikalardan kurtuluşunu da yabancılar sağlayacak galiba. (Cumhuriyet- Osman İkiz)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |